Bir cevap, bir yorum

24 Haziran seçimleri olup bitmiş, hala bazı insanlar yaprak döken Eylül'de zihinlerindekini dile döküyorlar: Berat Albayrak neden Hazine ve Maliye Bakanı yapıldı diye höykürüp duruyorlar... Kardeşim kötü mü? Erdoğan başarısız olduğunda cezalandırılır, bir daha AK Parti iktidar olamaz; sizin önünüz açılır. Ne için söylenip duruyorsunuz? Dolar yükselmiş, Amerika 12 bin kilometre öteden gelmiş Ortadoğu'yu istediği gibi kurcalıyor, Hristiyan ve Yahudi terörizmi alçakça kan döküyor, bizim bu şuur fukaralarımız hala aynı yerde… Saray… Diktatör… Hırsız…

Evet, adamın derdi bu; Erdoğan neden Hazine ve Maliye Bakanlığına damadı Berat Albayrak'ı getirdi? Şimdi bunu söyleyene diyeceksin ki: " Behey ciddiyetsiz, düşüncesiz insan; çocuğunu sünnet ettirmek istediğinde eşine dostuna yakınlarına soruyorsun bir tanıdık sünnetçi var mı diye. En basit bir işini, ya da sağlık sorununu halletmek için yahut biri işini halletmek için bir tanıdık, güvenilir insan arıyorsun çünkü menfaatine bu gelir. Ama devletin önemli bir makamı üstelik Erdoğan'ın tasarruf yetkisi var ve damadına o görevi veriyor. Bundan dolayı algı operasyoncularının oltasına gelip ciyaklıyorsun. Ne yani sen çocuğunu tanıdık bir sünnetçiye teslim edeceksin de Hazine ve Maliye Bakanlığı güvenilir ya da tanıdık birine verilmesin devletin maliyesi çocuğunun sünnetinden, bilmem neyinden çok mu önemsiz?

Bak CHP'li kardeşim eğer gerçekten Erdoğan hırsız olsaydı Gezi olaylarına, 17/25 Aralık'lara, 15 Temmuz'lara vs. hiç gerek kalmadan CHP ve tüm müttefikleri Erdoğan'ı bir gün iktidarda tutmazdılar… Erdoğan'ın bir yolsuzluğunu bulamadıkları için çılgına dönüp, yalan üretiyorlar… Yalan ise çabuk inanılan şeydir. Öyle hakikat gibi emek vermeye gerek kalmaz!

CHP'li seçmene büyük haksızlık yapılıyor; sürekli yalanlarla kafaları karıştırılıyor, hakikate yanaşmasına fırsat verilmiyor. Peki, bu yalanları tetikleyen altyapı nedir? CHP geçmişten beri yalanlarla ayakta çünkü doğru hiç bir şeyi yoktur, elle tutulur hayrı yoktur mecburen yalanlara sığınıyor. En basit misali biz olmasaydık din elden giderdi yalanı, ya da 19 Mayıs'ta kırık, dökük bir gemiyle Samsun meselesi vs. Bu çok uzun bir liste olur. Doğruları olmayan yahut doğrular işine gelmeyen mecburen ne yapacak? Mecburen yalana sarılacak! Bu millet, ta başından doğruları bilseydi hiç CHP diye bir parti olur muydu?

Şimdi bu psikolojide olanlar en çok yalandan korkarlar ve kolay kolay gerçek olana da inanamazlar; hırsızın hırsızdan korktuğu gibi… Geçmişte her şeyin hakikatini kendilerine saklayıp, yalanları millete servis eden CHP aynı yöntemi kendine oy verenlere de uyguluyor. Mesela hatırlayın; 24 Haziran seçimleri gecesi CHP'nin kurmayları ne diyordu: Erdoğan kaybetti seçim ikinci tura kaldı. Önce bu yalana kendileri inanıp, sonra ekran başındaki seçmenleri de inandırmışlardı. Haliyle ertesi gün CHP seçmeni kuşkuyla baktı seçim sonuçlarına. Bundan dolayıdır ki CHP kendi seçmenine büyük haksızlık ediyor; sadece yalan servis ederek… Hemen hemen her mevzuda başvurduğu yalana inanan seçmen ise ister istemez 16 yılda yapılan hiçbir hizmeti görmüyor, sadece hırsız var diyor, diktatör diyor, öldük diyor, battık diyor. Şimdi CHP itiraz edebilir; biz neyi yalan söyledik diye. Neyi yalan söylemediniz ki? Cumhuriyet tarihi bunlarla dolu…