OCHA'dan yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in, sivil toplum kuruluşlarını (STK) kayıtlarını yenilemedikleri gerekçesiyle kapatma kararına ilişkin değerlendirmede bulunuldu.
OCHA, İsrail'in STK'ları kapatmasına rağmen 'insani yardımların ve faaliyetlerin etkilenmeyeceği, Gazze'ye yapılan yardımların yüzde 99'unun aynı kalacağı' iddiasına itiraz ederek, STK'ların kapanmasının insani yardım faaliyetlerini büyük ölçüde aksatacağını vurguladı.
İsrail'e 'insani yardım kuruluşları ve STK'lara getirdiği tüm kısıtlamaları kaldırması ve kayıt yenileme sürecini durdurması' çağrısı yapan OCHA; BM ve Filistinli partner kuruluşlarla çalışan uluslararası STK'ların her yıl Filistin coğrafyasında yaklaşık 1 milyar dolar değerinde yardım sağladığını kaydetti.
OCHA, İsrail'in getirdiği yeni STK kayıt sisteminin 'insani yardım kuruluşlarının uluslararası hukuk ve küresel insani prensiplere uygun hareket ederek karşılayamayacağı muğlak, keyfi ve son derece siyasi kriterler içerdiğinin' altını çizdi.
OCHA, İsrail'in sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini durdurmasının Gazze dışında milyonlarca dolarlık yardımın kullanılmaz hâle gelmesine yol açacağına ve yeni uygulamanın, ateşkeste zorlu kış koşullarında hayatta kalmaya çalışan Filistinlilerin çektiği sıkıntıları daha da derinleştireceğine dikkati çekti.
STK'ların lisanslarının iptal edilmesinin feci sonuçlar doğuracağını belirten OCHA, 'sahra hastaneleri, sağlık hizmetleri, acil barınma merkezleri, su ve hijyen hizmetleri, gıda ve beslenme ile patlayıcı atıkların temizlenmesi' gibi birçok hizmetin aksayacağını ve çökme riskiyle karşı karşıya kalacağını vurguladı.
OCHA, uluslararası STK'ların kapatılması durumunda Gazze'deki sağlık merkezlerinin üçte birinin kapanacağını vurguladı; faaliyetlerin ne kadar kötü etkileneceğini İsrail'e defalarca ilettiğini, ancak Tel Aviv'in tavrını değiştirmediğini aktardı.
OCHA, Gazze'ye giren tıbbi malzemenin yüzde 30'unun, gıda yardımının yaklaşık yüzde 50'sinin, barınma ve gıda dışı yardımların yüzde 75'inin, temiz su hizmetlerinin ise yüzde 42'sinin uluslararası STK'lar tarafından sağlandığının altını çizdi.
İsrail, uygulamaya girecek yeni uluslararası sivil toplum kuruluşları (STK) yasası kapsamında ülkede kaydını yenilemeyen kuruluşların 1 Ocak itibarıyla faaliyetlerinin sonlanacağını, 1 Mart itibarıyla da ülkeyi terk etmeleri gerektiğini açıklamıştı.
İsrail Dışişleri Bakanlığı, bu adımla 'terörle bağlantılı şüpheli unsurların bu STK'ların çatısı altında faaliyet göstermelerinin önleneceğini' savunarak, yasadan 'Gazze'deki insani yardımların yüzde 99'unun etkilenmeyeceğini' ileri sürmüştü.
İsrail'in yeni yasal düzenlemesiyle MSF, Oxfam, Norveç Mülteci Konseyi (NRC), Caritas, CARE, International Rescue Committee (IRC) gibi 35'ten fazla yardım kuruluşunun faaliyetlerinin durdurulacağı aktarılıyor.
İsrail'in Mart 2025'te kabul ettiği yasaya göre, bölgede faaliyet gösteren yardım kuruluşlarının lisanslarını yenilemesi ve bunu yaparken de tüm Filistinli çalışanlarının kimlik bilgilerini 'güvenlik soruşturması için' sunması isteniyor.
Uluslararası yardım kuruluşları ise İsrail'in bu listeleri, kişisel verilerin korunması prensibine aykırı şekilde keyfi kullanabileceği endişesini vurguluyor.
Lisansları iptal edilen uluslararası yardım kuruluşları, İsrail ve İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs'teki ofislerini kapatmak zorunda kalacak, Gazze'ye herhangi bir uluslarası uzman, doktor ya da insani yardım gönderemeyecek.
İsrail, Ekim 2023'te başlayan ve iki yıl süren saldırıları boyunca Gazze Şeridi'nde 500'den fazla insani yardım görevlisini öldürmüştü.