Brezilya'da bir yargı darbesi düzenleniyor/düzenlendi. Başarıya da ulaşacak gibi görünüyor; eğer Lula ve Dilma yeni bir hamle yapmazsa tabi. Brezilya'da yargı darbesini tertipleyenler, ülkenin paralel yapısı Evanjelikleri ve Masonlardır. Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi.
Türkiye ve Brezilya'da 2002'de iktidarı ele alan, iki çevre hareketi AK Parti ve İşçi Partisi, toplumun alt ve orta kesimini temsil ediyor. Her iki parti ve liderleri, ülkesini ekonomik, siyasi, alt yapı, savunma sanayinde bölgesinde ve dünyada rüştünü ispat ettirdi. Ancak, her iki parti, ülkelerinde bürokrasiye hakim değildi. Türkiye'de AK Parti ilk üç dönem paralel yapıyla, Brezilya'da İşçi Partisi (iki dönem Lula, bir dönemde kısmen Dilma) bir şekilde evanjeliklerle işbirliği yaptı. Evanjelikler, Latin Amerika'da birçok ülkede özellikle askeri darbeler döneminde alan kazanmaya başlamıştı.
Brezilya'da evanjelikler sürekli olarak gücün yanında yer almıştır. İşçi Partisi üst kadroları 14 yıl boyunca evanjelik ve mason üst kadrolarla birlikte çalıştı. Tıpkı Türkiye örneğinde olduğu gibi Brezilya Paralel yapılanması, evanjelikler, özellikle son beş yıl içinde (2010'dan sonra) başta yargı ve federal polis kadrolarında ciddi bir kadrolaşmaya gitti. Bu bağlamda Masonların üst yargı organlarındaki etkisini de unutmamak gerekir.
Evanjelik cemaati/mezhebi/grubu daha çok Brezilya'nın güney-orta, yani ülkenin büyük eyaletlerinde yoğunlaşmış ve 2.200 civarında kilisesi ve 22.5 milyon mensubu vardır. (2010 yılları itibariyle) Bu rakamlar genelde tüm Protestan mezhebini tanımlasa da, evanjelikler bu rakamların çok büyük bir kısmına tekabül eder. Zira 2014 rakamları ülkede yaklaşık % 30 protestan, ortalama 60 milyon kişiyi tanımlarken, büyüme hızı % 50'in altında değildir. Bu bağlamda, Katolik Kilisesi'nin etkisi her geçen gün gerilemektedir. DataFolha Enstitüsün çalışmasına göre 2022 yılında 106 Milyon evanjelik, 575.000 kilise olması tahmin edilmektedir. Ekonomik ve siyasi nüfuzlarının gücünü tahmin bile edemiyorum.
Evanjelik mensupları, ilk başlarda düşük gelirlilerden oluşmasına karşın, daha sonra inanılmaz bir büyüklükte finans gücünün sahibi olmuştur. Küçük mahallelerde örgütlenme şeklinde ortaya çıkmış, sonrasında büyük kiliselere sahip olmuşlardır. Siyasi nüfuzu, Katolik kilisesiyle rekabet edebilir hatta günümüzde yaşanan siyasi krize baktığımızda Katolik kilisesinden daha etkinde diyebiliriz. Mensupları arasında siyasetçiler, futbolcular, şarkıcılar, yazarlar… v.s. hatta porno yıldızları da bulunmaktadır. Genelde tabanı kürtaj, uyuşturucu kullanımı, gay-lezbiyen-homoseksüellerin haklarına karşı bir tutum sergiler. Aile ilişkileri ve değerlerine sıkı bağlıdır. Tanıdığım evanjelikler nitelikli oluşu ve toplumsal değerlere sıkı bağı olması (pozitif manada) hep dikkatimi çekmiştir.
Brezilya'nın paralel yapısı evanjelikler 1994'te Lula'nın karşısında yer almış, 1998'de FHC'nin liderliğini ve sağ partileri desteklemiş; Lula'nın 2002 zaferinde, kimilerine göre desteklemiş, kimilerine göre karşında yer almıştır. 2006 ve 2010 seçimlerinde PT, Lula ve Dilma ile birlikte hareket etmiştir. 2014 seçimlerinde kendi adayını çıkarsa da iki turlu seçimde İşçi Partisinin karşında yer almıştır( Bir yerden tanıdık geldi mi??)
Aslında sosyalist bir parti ile köktendinci koyu muhafazakar bir cemaatin/yapının birlikte hareket etmesi zaten imkansızdır. Zaten iki zıt oluşum arasındaki ilk çatlak yaşam biçimi üzerinden çıkmış, daha sonra evanjelik bir siyasetçinin(Marina Silva) Cumhurbaşkanlığı seçiminde sağ partilerle birlikte hareket ederek; Dilma'nın başkanlığına karşı çıkmasıyla karşılıklı kılıçlar çek(tir)ilmişti!!!
Evanjelikler ile İşçi Partisi, aslında Lula ve Dilma'nın neden yol ayrımına geldiğini, üst aklın Brezilya'daki ticari ve siyasi kazanımlarından ötürü olduğunu, dünkü yazımda yazmıştım. http://www.milatgazetesi.com/aslinda-brezilya-da-n-oluyor-makale-82793
Benzer durum Mason grupları/cemaati içinde söz konusudur. Brezilya'da Masonların yargı çevrelerinde çok büyük etkisi bulunmaktadır. Özellikle Brezilya yargısı, Masonlardan sorulur. Masonlarda bir dönem PT iktidarını destekledi. Brezilya Başkanı Dilma'nın ''Hain'' ve ''Nankör'' dediği Temer, hukukçu olduğu gibi aynı zamanda bir masondur. Zaten Başkan Yardımcısı Michel Temer iki dönemde hükümette yer aldı. Başkan Dilma ve eski Başkanın tutuklanmasını isteyen yüksek mahkeme üyeleri ve diğer mahkemelerde de masonların ve evanjeliklerin ciddi bir ağırlığı vardır.
Bugünkü darbeye giden süreci, size bir detay anlatarak, yazımı noktalamak istiyorum.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu(BBP), biliyorsunuz, güya!! Kötü hava muhalefeti adı altında… şaibeli ölümünü hatırlasınız demi…
Detayları bir hatırlayalım, hemen seçim öncesiydi.
Brezilya'nın sevilen politikacılarından solcu Eduardo Campos 13 Ağustos 2014 tarihinde şaibeli bir uzak kazasıyla öl(dürül)dü. Güya, kötü hava muhalefetiymiş!! Soruşturmayı yürüten polis şefi, eldeki delileri açıklamaktan korkarak istifa etti. Yerine gelen polis şefleri ve savcılar, davayı sonuçlandıramamışlardır. Eduardo Campos Lula'nın Bilim-Teknoloji Bakanlığı ve Pernambuco eski Valilik görevini yürütmüştü. Brezilya Uzay ve Nükleer Enerji Programları, Bio-güvenlik Programı gibi çalışmalar yürütmüş, bu vesileyle birçok ödül kazanmıştır.
''Eee ne var bunda, her uçağı düşen siyasetçiyi, bir olayla ilişkilendirirsek…'' dediğinizi duyar gibiyim…
Asıl anlatmaya çalıştığım şu: Eduardo Campos, Lula da Silva'nın çok değer verdiği bir siyasetçiydi (Tıpkı Erdoğan-Yazıcıoğlu gibi Lula-Campos'ın da neredeyse parti tabanları aynı dünya görüşündeydi.) Campos'un yerine gelen kişi!!!. Marina Silva (Evanjelik) Sosyalist Parti'nin başına geçmiştir. Marina Silva, 2014 seçimlerinde Türkiye'de Çatı Aday gibi Brezilya medyasında parlatılmış, anket sonuçlarına göre birinci parti gibi gösterilmiştir. Nihayetinde ilk turda üçüncü olarak hayal kırıklığına sebep olmuştur. Buna rağmen solcu PT'nin oylarında bir düşüşe sebep olmuştur. İkinci turda ise Evanjelik Marina Silva'nın Solcu partisi, sağ parti adayını destekleme kararı almasına rağmen, PT ve Dilma seçimi az farkla da olsa kazanmıştır. Bugün birçok solcu, evanjelist Marina Silva'nın söylemlerinden rahatsızdır.
Bunun dışında her türlü yolsuzluğa bulaşmış ama Dilma ve Lula'yı yargılamak ve görevden azletmek için yemin etmiş olan Temsilciler Başkanı Eduardo Cunha'da bir evanjeliktir.
Sonuç olarak Brezilya Paralel Yapısı, Evanjelikler ve Masonlar, Brezilya'nın milli çıkarlarını, üst akıl diye tabir edilen şirketlere peşkeş çekilmesinde bir aparat olarak kullanılan hatta oluşturulmuş yapılardır.
Uluslararası sistem, özellikle 2010-2013 yılında yaşanan gelişmelere baktığımızda yeni bir yola evrilmiş durumda. İmparatorluk bakiyesi olan iki ülke, bir şekilde ülkelerinde sosyolojik yapılarak kullanılarak/oluşturularak uluslar arası ekonomik çıkarlar doğrultusunda kullanılmaktadır. Bir yandan siyasi partiler bir şekilde dizayn edilirken, diğer taraftan polis ve yargıda meşruiyet aranılarak bir manada cezalandırılmaktadır. Bu bağlamda medya, sosyal medya ve finans çevreleri propaganda ve algı yönetiminin başat aktörleridir. Asıl marazi olan ise ''Din-ahlak-yolsuzluk-hırsızlık…'' kisvesiyle karakter cellatlığı yapılırken, her iki ülkedeki dini müesseselerin sessizliği/yetersizliği ciddi bir soru işareti olarak karşımızda duruyor.