Teknolojik araçlar ile iletişimin yaygınlaşması nedeniyle fatura ve resmi gönderiler hariç uzun zamandan beri birinden mektup almamaktayım…
Mesai bitiminde eve döndüğümde posta kutusunda bir zarf gördüm… Zarfı alarak eve girdim… Zarfı açtığımda Sayın Cumhurbaşkanımızdan bir mektup gelmişti…
Merakla mektubu okumaya başladım. Mektup "Sayın Güvenç Ailesi" hitabı ile başlıyordu…
Büyük Türkiye…
Mektubun ilk paragrafının ilk cümlesi "Büyük ve güçlü Türkiye idealine ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz" şeklindeydi… İkinci paragrafın ilk cümlesinde ise "…yaptıklarımızla yetinmiyor, 2023 vizyonu…" dikkatimi çekti…
Büyük Türkiye… Güçlü Türkiye…
Böyle bir ülke ideali her vatanseverin kalbinde vardır… Bazıları buna "hayalim var" der. Bazıları ise "gelecek vizyonumuz" diye seslendirir…
Bu kavramların anlamlarını kısaca hatırlatmak isterim. TDK Büyük Sözlük'te ideal, hayal ve vizyon kavramları şu şekilde açıklanmaktadır:
İdeal/ ülkü; amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey…
Hayal; zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey…
Vizyon; görünüm, ülkü, ileri görüş…
Bu tanımlardan da anlaşılacağı gibi büyük Türkiye ideali gelecekte ülkemizin olmasını arzu ettiğimiz durumu ifade etmektedir. Bu nedenle idealimiz olan ülkenin nasıl bir ülke olması gerektiği konusunda kafa yormamız gerekir…
Bu çağda yüzölçümünden ziyade büyük/güçlü olmanın yolu en başta "çağdaş teknolojilere" sahip olmaktan geçiyor. Örneğin, son yıllardaki savunma sanayisindeki gelişmeler olmasaydı müesses dünya nizamına sesimizi yükseltebilir miydik?
Büyük/güçlü olmanın elbette başka ölçütleri de vardır. Bu anlamda "çağdaş hukuk sistemi ve demokrasi" de ilk sıralarda yer almaktadır…
Pekala, listeyi uzatabiliriz, ama çevre ile dost olmak da büyük/güçlü ülke olmanın özelliklerinden biri olmalı diye düşünmekteyim. Nitekim mektupta bu konuya yer verilmiş olup iki cümleyi aktarayım.
Yeşil Türkiye…
"Yaptığımız her çalışmada çevreyi ve canlıları korumayı temel ilke edindik" denilerek bir çağrı yapılmaktadır: "Daha yeşil bir Türkiye'yi birlikte inşa edelim."
Pekala, son 15 yılda daha yeşil bir Türkiye için ne yapılmıştır? Bu sorunun cevabı olarak orman, çayır mera ve zeytin alanlarını TÜİK verileri dikkate alınarak cevaplayalım…
— Orman alanları: 2002 yılında orman alanları 20,8 milyon hektar iken 2017 yılında 22,3 milyon hektara yükselmiş. Yani son 15 yılda orman alanlarımız 2002 yılına göre %8 artmış.
— Çayır ve mera arazileri azalmamış aynen korunmuş. Azalma olmaması önemsenmelidir…
— Zeytinlikler: Zeytin alanları 620 bin hektardan (2002) 846 bir hektara yükselmiş. Yani Türkiye'nin zeytin alanları son 15 yılda %36,5 oranında artış göstermiştir…
Bu istatistikler ağaç kesiliyor diye yaygara koparanları tekzip etmiyor mu?
Bence daha fazlasını da söylüyor…
Daha yeşil bir Türkiye için önemli adımlar atılmış ama "…yaptıklarımızla yetinmiyoruz" ifadesi önemsenmesi gereken bir anlayıştır…
Gelecek vizyonumuz arasında yer alan daha yeşil bir Türkiye için küçük fakat gelecek için büyük bir hediye olarak zarfın içerisine üç küçük çam tohumu da konulmuş… Bu tohumlar inşallah geleceğin dev ağaçları olacaktır…
Bu tohumları hazırladığım iki küçük saksıya "Bismillah…" diyerek ektim… Şimdi her gün saksıya bakıyorum… Tohum ekmekle iş bitmez, ona gerekli ortamı hazırlayıp ihtiyaç duyduğu bakımları da yapmak gerekir. Büyük Türkiye ideali için de bunu yapmak zorundayız…
Tohum deyince Necip Fazıl Kısakürek'in "Utansın" başlıklı şiirini de sizlerle paylaşmak istiyorum:
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Sonsöz: Hayal kur, hayallerinin peşinden koş; emeksiz ekmek olmaz, emek de karşılıksız kalmaz…