Cemaat: 'Ali Kıran Baş Kesen'

0

Külhanbeyi literatüründe bir deyim vardır; Ali kıran baş kesen… Bu deyim, bıçkın ve acımasız serserileri tanımlamakiçin kullanılır. İçinde yaşadığımız zor zamanları, böyle tanımlayabilir miyiz? 17 Aralık darbe süreci sonrasında yaşananlara bakınız. Dershane tartışması, MİT olayı, birbiri ardına yapılan operasyonlar, ses kayıtları ve kasetler…Tüm bunlar, neyin göstergesi? Kim, siyasetin Tanrısını kıyamete zorluyor? Cemaat, neden Ali Kıran baş kesen bıçkın delikanlılara terk edildi? Şakirtler, niçin bıçkın delikanlılara dönüştü?

Güne, birbiri ardına sıralanan tehditlerin eşliğinde uyanıyoruz… Her gün, montajlanmış kasetler ve yeni ses kayıtları medyaya servis ediliyor.Türkiye ve AK Parti hükümeti, kumpas kuran ve kumpaslar peşinde koşan gazetecilerin kuşatması ve saldırısı altında. Fırsat bu fırsat, herkes, AK Parti ile olan hesabını görmenin peşinde…

Ya Cemaat'in bıçkın delikanlıların tehditlerine ne demeli? Hatırlayacaksınız; 25 Mart'ta yer yerinden oynayacak, kıyamet kopacaktı. Hatta Başbakan Erdoğan, seçime bile giremeyecekti. Başbakanlık koltuğunda oturamayacak ve kaçacaktı. Tehditler ki ne tehditler… Sandıkta, seçimi kazanamayacak olanların son sığınağına dönüşenfiyakalı ölümler…Cemaat'in bıçkın delikanlıları ve şahinleri, siyasete pabuç bırakmıyor. Tehdit ve tavsiyelerin bini bir para…Meydan, onlara bırakılmalı. AK Parti'yi lanetleme ve CHP'yi kutsallaştırma seansına dönen köşeler…

Eski ülkücü, yeni cemaatçi Mümtaz'erTürköne,tehdit dolu yazılarının birinde şöyle diyor: "Asıl muharebe sandıkta verilecek. Kimse yaklaşan seçim mağlubiyetinin faturasını ödemek istemiyor, bu yüzden zamanın dolması bekleniyor. Nisan ayının ilk haftasında ipin kopmasına ve dağılmaya tanıklık edeceğiz."Kıyamet, Nisan ayının ilk haftasında kopacakmış… AK Parti dağılacak ve Başbakan Yüce Divan'da yargılanacakmış… 25 Mart'ta kopması beklenen kıyamet, tanrılar tarafından Nisan'ın ilk haftasına ertelenmiş.

Ya Cemaat'in ekranyüzü abisi Hüseyin Gülerce'nin yazdıklarına ne demeli? Pişmanlık, fayda vermeyecekmiş… Türkiye'de taşlar yerinden oynayabilirmiş… 30 Mart akşamı, berberin taktığı önlüğe kesilen saçlar dökülecekmiş…Gülerce'ye göre, Hizmet Hareketi, seçim sonrasında hedef olacağı bir hamleyi önleme adına, AK Parti'nin sarı kart görmesini istemekteymiş. Peki, dostlar, buraya nasıl gelindiğini hiç mi kendinizesormuyor musunuz?

Neden Cemaat özeleştiri yapmıyor?

Şu soru gündeme alınmalı; Cemaat, neden kendini eleştirme cesaretini göstermiyor? Yaşanan onca hadiseye rağmen, cemaat kendi doğruluğundan nasıl bu kadar emin?Nasıl bu kadar kör olunabildi? "Karıncayı bile incitmeyen" bir hareket, nasıl oldu da, ülkesini ateşe vermeye teşebbüs etti; birilerinin taşeronu oldu?

Yolsuzluklara karşı tavrı hep ikircikli olan Cemaat, bir anda yolsuzluklara karşı "mücadele görüntüsü" vermeye başladı… Demokrasi ve demokrasi kültürüyle ilişkisi oldukça sancılı olan cemaat, bir anda, demokrasi havarisi kesildi. Neden?

Hoşgörü, tolerans ve diyalog şemsiyesi altında dünyaya açılan Cemaat, neden kendi toplumunu bıçkın delikanlılarının öfkesine teslim etti? Kadı'nın hiç mi suçu yok?

Sonuçta, Ali kıran baş kesen olmak, siyasi yelpazedeki durumu pek değiştirmeyecek. Tehdit ederek veya korku atmosferi oluşturarak, toplum ve siyaset dizayn edilemez. Artık, Ali kıran baş kesen olmayı bırakın. Kendinizi, birazcık özeleştiri süzgecinden geçirin.