Ulan ne günlere kaldık! Eskiden devrimciler vardı, şimdi yolsuzluk virtüözleri var. Marx'ın, Lenin'in ruhu mezarda double salto atıyordur şimdi. Toplumsal devrim yapmayı bıraktılar, kasaya devrim yapıyorlar!
Hey gidi solcular hey! Bir zamanlar "Kahrolsun kapitalizm" diye höykürürlerdi, şimdi kapitalizmin tillahı olmuşlar. Che'nin posterini asarlardı duvara, şimdi Euro destelerini diziyorlar kasaya. Anasını satayım böyle işin!
Ah, ne güzel günlere geldik! CHP'nin "temiz siyaset" cambazları öyle bir gösteri sunuyorlar ki, Barnum & Bailey Sirki bunların yanında sokak tiyatrosu kalır. Özgür Özel'in başpalyaçoluğunda muhteşem bir performans!
Bayanlar baylar, buyrun sirke!
Sol ringde İBB'nin kahraman(!) yöneticileri, sağ ringde Yolsuzluk cambazları... Ortada da parti yönetimi, üç maymunu oynuyor: Görmüyor, duymuyor, konuşmuyor. Oscar'lık performans vallahi!
"Bize operasyon yapılıyor" martavalı ile feryat figan edenler, kendi belediyelerindeki hırsızlık sirkini unutturmaya çalışıyor. Zavallılar! Sanki yolsuzluk yapınca "sol" damgası vurulunca meşrulaşıyor. Marx'ın kemikleri sızlıyordur: "Ben size 'üretim araçlarına el koyun' dedim, 'belediye kasasına' değil üleyn!"
Sirkin en komik numarası da şu: Her yakalanan artist "siyasi operasyon" diye bağırıyor. Kardeşim, paranın siyaseti mi olur? Rüşvetin parti rozeti mi var? Yolsuzluğun sol görüşü mü olur?
Siyasi operasyon diyorlar ama iktidar partisinin belediyeleri de yolsuzluğa bulaşınca yargı acımıyor: Burdur'dan Canan Atasoy, 12 yıllık "özel gösteriyle" cezaevi turnesine çıktı. Mudanya'dan Selçuk Mutlu, 5 yıllık "görev kötüye kullanma" akrobasisiyle alkış topladı. Şırnak'tan ikili cambaz ekibi Sabri Babat ve Sait Ürek, "ihale fesadı" trapezinde sallanıyor.
Özgür Özel'in kumpanyası öyle bir savunma stratejisi geliştirmiş ki, duyunca gülmekten yerlere yatarsınız: "Efendim, biz çaldıysak başkaları da çalmış!" Vay be! Bu nasıl bir mantık? Hırsızlığın eşitlikçi versiyonu mu bu?
Sirkte, en çok da şu "temiz toplum" söylemini seviyorum. Evet, çok temiz! O kadar temiz ki, paralar bile köpüklü suyla yıkanmış, ütülenmiş, baklava kutularına özenle yerleştirilmiş. Hijyen kurallarına tam uygun!
Partinin tepesindekiler de sus pus. Sanki Mars'tan gelmiş gibi şaşkın şaşkın bakıyorlar. "Biz bir şey görmedik" diyorlar. Tabii görmezsiniz! Gözlerinizi Euro yığınları kapatmış çünkü!
Velhasıl, CHP'nin yeni mottosu belli oldu: "Ne Mutlu Yolsuzluğuma Sahip Çıkana!" Ya da "Bütün Belediyeler Birleşin! Kasalarınızdan Başka Kaybedecek Bir Şeyiniz Yok!"
Velhasıl, yeni bir devir başladı Türk solunda: Yolsuzlar Devri! Artık devrim falan yok, kasaya dalış var. Sosyalizm mosyalizm hikâye, BEKEDİYE KAPİTALİZMİ gerçek!
Yazıklar olsun! Sol görüşün kalesi olan parti, hırsızlar çetesinin karargâhı oldu. Che'nin beresi düştü, yerine para sayma makinesi geldi. Lenin'in "Ne Yapmalı?" adlı kitabı gitti, yerine "Nasıl Çalmalı?" geldi.
Bu sirk daha çok sürer gibi. Yeni gösteriler, yeni numaralar yolda. Belki yakında "Zimmet On Ice" ya da "Yolsuzluk Sirki: The Musical" de çıkar. Biletler şimdiden tükenmek üzere. Ama merak etmeyin, bu gösterinin faturasını zaten halk ödüyor!
Hey gidi günler hey! Marx'ın dediği gibi: "Bütün ülkelerin yolsuzları, birleşin!" Pardon, öyle değildi galiba... Neyse, bizimkiler birleşmiş zaten. Hem de belediye kasalarının etrafında!
Hay sizin solculuğunuza...