İlk sistemli, planlı darbe Sultan Abdülaziz’e yapılmıştı. O darbenin kahramanı Çerkez Hasan, 15 Temmuz’un ise Ömer Halisdemir oldu.Yiğit asker Çerkez Hasan’ın mezarının başına Türk bayrağı isteniyor.
Tarihimizde kahramanlıklar gibi ihanetler de hiçbir zaman eksik olmamıştır. Askerî gücü veya bürokrasiyi ele geçiren bazı aldatılmış kişiler, şeytana ve aşırı hırslarına kapılarak idareyi ele geçirmek için türlü tuzaklar kurmuş, planlar yapmışlar; bunu hayata geçirmek içinde var güçleriyle çalışmışlardır. Bu konuda Gürbüz Azak büyüğümüzün Osmanlı’da Darbeler İhanetler İsyanlar eseri çok önemlidir. Harun Çolak’ın Yarım Aşklar Ülkesi Çerkez Hasan’dan Ömer Halisdemir’e Vatana Adanmış Kahramanlar eseri de tarafımdan yazara talep edilen ve yazdırılan kıymetli bir romandır. Her iki kıymetli eserde, 15 Temmuz’da yaşanan FETÖ ihaneti de ele alınıyor. Mihrabad Yayınları tarafından neşredilen bu eserleri, konuyu merak eden bütün şuurlu vatandaşlarımız ve okuyucular alıp okumalı, çocuklarına okutmalıdır. Gürbüz Azak ve Harun Çolak’ın emek mahsulü bu evladiyelik eserleri, dünya dillerine de bir an önce tercüme edilmelidir. Türk dünyasında ve İslam âleminde yaşayan kardeşlerimiz, ihanetlere karşı teyakkuzda olmalıdır. Osmanlı’da iç isyanlar, ne yazık ki hep var olagelmiştir. Ancak padişahların çevresinde oldukları ve en üst makam ve mevkilere getirildikleri hâlde ihanet eden ilk paşalar Sultan Abdülaziz Han devrinde görülmüştür.
SULTAN ABDÜLAZİZ HAN FATİH’TE YÂD EDİLDİ
Fatih’te Bilim ve İnsan Vakfı tarafından düzenlenen “Fatih’in Ebedî Sakinleri” programda Sultan Abdülaziz Han, şehadetinin 149’ncu yılı dolayısıyla rahmetle anıldı. Fatih’te ayda bir yapılan programların Haziran toplantısında, devrin hain darbecileri tarafından katledilen mazlum Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz Han rahmetle, şükranla, muhabbetle ve dualarla yâd edildi. Padişahın hayatını, hizmetlerini, yaşadığı kötü hadiseleri ve şehadetini, tarih araştırmacısı yazar Can Alpgüvenç anlattı. Anma programı, Bilim ve İnsan Vakfı’nın Fatih Karagümrük’teki Genel Merkez’inde Cuma günü gerçekleşti. Akıl Fikir Yayınları tarafından Sultan Abdülaziz Han ve Darbeci Paşalar isimli eseri yayımlanan Can Alpgüvenç, seçkin bir davetli topluluğunun iştirak ettiği toplantıda, Sultan Abdülaziz’e devrin bazı paşaları tarafından reva görülen bet muameleyi, tahttan indirilişini, sonra da alçakça ve hain bir şekilde katledilmesini anlattı.Hüzünlü hadise, dinleyiciler tarafından dikkatle ve rikkatle dinlendi.
İHANET ŞEBEKESİ
Özlü konuşmasında dönemi ana hatlarıyla anlatan Can Alpgüvenç, Sultan Abdülaziz’in idaresini, yaptığı yenilikleri ve hizmetlerini dile getirdi. Padişahın dindar bir şahsiyet olduğunu vurgulayan Alpgüvenç, Jön Türkler ve darbeye adı karışan Hüseyin Avni Paşa, Mütercim Rüştü Paşa, Şeyhülislâm Hayrullah Efendi, Süleyman Hüsnü Paşa, Kayserili Ahmet Paşa ile Mehmed Redif Paşa’ya dair önemli ve çarpıcı bilgiler verdi. Sultan Abdülaziz’in şehadetinden sonra cuntacı çetenin son günlerini ve kötü akıbetlerini dile getirdi. Hüseyin Avni Paşa’nın feci ölümüne, Midhat Paşa’nın idam ve sürgün kararına, Mütercim Rüştü Paşa’nın yalanlarına; Hayrullah Efendi, Süleyman Paşa, Redif Paşa ve Ahmed Paşa’nın sürgün cezalarına temas etti.
ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK, ADALET TEZGÂHI
Tarihî hakikatleri bütün yalınlığıyla dile getiren Can Alpgüvenç, konuşmasında bazı çevrelerin Sultan Abdülaziz’in intihar ettiği yalanına ve iftirasına dikkat çektikten sonra özetle şunları söyledi:
“Dünyaya hâkim siyasi ve iktisadi güçlerin, önce Osmanlı Devleti’ni, ardından hilafeti yıkma, sonra da Türkiye Cumhuriyeti’ni kendi hain emelleri yönünde itaate zorlama olarak görülebilecek darbe örneklerine son 150 yıllık tarihimizde sıkça tesadüf edilmektedir. 30 Mayıs 1876 gecesi Sultan Abdülaziz’e karşı gerçekleştirilen darbe teşebbüsü de, o günden bugüne meşru iktidarlara karşı girişilen kanlı-kansız birçok ihtilâlin modern öncüsü kabul edilir. Bu uğursuz hadisenin, yani Sultan Abdülaziz Han’ın tahttan indirilip sonra şehit edilişinin temel sebebi ise; Sultan’ın, çağının süper gücü kabul edilen İngiltere’nin çıkarlarına aykırı bir siyaset takip etmesiydi. Dönemin askerî ve sivil bürokratları, ne çare ki yabancı devletlerin adamı olmayı, kendi milleti ve devletinin hizmetinde bulunmaya tercih etmiş, emelleri Batı’nın emelleriyle örtüşmüştü. Darbeci hainler, Sultan Abdülaziz’i kanlı bir darbe ile devirmeyi başarmış, başta İngiltere olmak üzere Batı’nın istediği gerçekleşmişti. ‘Özgürlük, eşitli, adalet’ gibi sevimli sloganlar, tezgâhın sadece birer çereziydi.”
Bilim ve İnsan Vakfı Başkanı Turan Kıratlı ve diğer tarih meraklısı davetlilerin takip ettiği toplantının sonunda yazar Can Alpgüveç’in Sultan Abdülaziz Han ve Darbeci Paşalar isimli eseri ile Nurşah Karaca’nın Filistin’in Şehit Çocukları isimli kitabı hediye edildi. Toplantının ardından çekilen toplu hatıra fotoğraflarından sonra Sultan Abdülaziz’in Divanyolu üzerinde bulunan İkinci Mahmud Türbesi’ndeki kabri ziyaret edildi. Ruhuna dua edilip Fatiha okundu.
BUGÜN MİLLÎ KAHRAMAN ÇERKEZ HASAN YÂD EDİLİYOR
Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz’i, tahttan indirdikten sonra katleden, sonra da buna intihar süsü veren darbeci ve hain paşalara karşı tek başına savaşan millî kahraman Çerkez Hasan, vefatının 149. Yıldönümünde Eyüpsultan’da bugün düzenlenen bir programda rahmetle, hürmetle ve şükranla yâd edilecek. Yeni Dünya Vakfı Genel Merkezi’nde pazar günleri devam eden “Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri” programlarının 54’ncüsünde, geçmişte darbeye ve darbeci paşalara karşı tek başına yiğitçe mücadele eden ve ihtilalcilere yaptığı ani baskından sonra idam edilen şehit Çerkez Hasan’ın destansı hayatı ele alınacak. Çerkez Hasan’ın hayatı, Sultan Abdülaziz’i katleden darbeci paşalara karşı gösterdiği kahramanca direnişin sonunda şehit edilişi anlatılacak. Anma toplantısı, Yeni Dünya Vakfı’nın Eyüpsultan’daki Genel Merkez binasının konferans salonunda saat 16.00’da başlayacak. Toplantıya katılmak serbest.
“İLK ÖMER HALİSDEMİR’İMİZ”E BAYRAK
“İlk Ömer Halisdemir’imiz” olarak tanınan Çerkez Hasan’ın Edirnekapı Şehitliği’ndeki kabri, anma toplantısından önce saat 15.00’te ziyaret edilecek. Burada okunacak Kur’an-ı Kerim ve Fatihalarla, edilecek duaların ardından Eyüpsultan’da Yeni Dünya Vakfı’ndaki toplantıya geçilecek.
Bilindiği gibi şehitlerimizin, büyük kahramanların başına bayrak dikilmesi âdettendir. “İlk Ömer Halisdemir’imiz” diyebileceğimiz ve halkımız tarafından çok sevilip adına türküler yakılan Çerkez Hasan’ın şu anda çok sade olan kabrinin başına dikkat çekecek bir Türk bayrağının dikilmesi herkesin arzusu ve temennisidir. Bu konuda ilgili ve yetkililerin harekete geçmesini istiyorum. İlk sistemli hain darbenin öcünü tek başına alan şehit yiğidimiz Çerkez Hasan’ın kabrinin başına uzaktan görülebilecek bir Türk bayrağı dikilmesini bir vatandaş ve Milat gazetesi yazarı olarak arz ve talep ediyorum. İnanıyorum ki bu satırları okuyacak olan duyarlı ve vicdanlı yetkililerimiz, bu haklı talebi hemen yerine getirecek ve neredeyse yeri zor bulunan ve tam konumu bilinmeyen “Çerkez Hasan’ın Mezarı”nı şanına yakışır şekilde düzenleyecek, başına da hak ettiği şanlı Türk bayrağımızı dikecektir. Bu haklı talebin ve gecikmiş hizmetin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yüksek talimatıyla derhâl yerine getirileceğine inanıyorum. Türkiye’nin aziz şehidi Ömer Halisdemir’e hak ettiği büyük ilgi gösteriliyor, gösterilmelidir. Ancak darbecilere ilk karşı çıkan Çerkez Hasan da bu samimi alakadan mahrum edilmemelidir. Zira bu unutulmaz kahramanlar her türlü teşekkürü, duayı, alakayı ve alkışı hak ediyorlar. Bu davranış, yeni nesillerin hakikatleri görmesine de vesile olacaktır.
CESUR ZABİTİN EFSANEVİ HAYATI
1850 yılında Silivri’de doğan Çerkez Hasan’ın babası İsmail Bey, Rus zulmünden dolayı Kuzey Kafkasya’dan Anadolu’ya yerleşmiş bir Çerkez Beyi’ydi. Bahriye İdadisi’ne giren ve okulun kara kısmına geçerek teğmen olan Çerkez Hasan, zabit olduktan sonra askerî kabiliyetleriyle göz doldurdu ve padişahın takdirini kazandı. Ablası Nesrin Kadınefendi de Sultan Abdülaziz’in zevcesiydi. Şurayı Askeri yaveri iken padişahın büyük oğlu Yusuf İzzeddin Efendi’nin yaverliğine getirildi. Padişah Abdülaziz, 30 Mayıs 1876 tarihinde gözlerini kan bürümüş bazı darbeciler tarafından tahtından indirildi. Bu cuntanın başında Hüseyin Avni Paşa vardı. Çerkez Hasan, padişaha ve ablasına yapılan bed muameleleri ve ihaneti hazmedemedi, planını kurdu ve silahlandı. Önce Hüseyin Avni Paşa’nın Kuzguncuk’taki konağına gitti. Onun Mithat Paşa’nın konağında diğer paşalarla birlikte toplantı hâlinde olduğunu öğrenince döndü. Darbeci paşalar, Mithat Paşa’nın Beyazıt’taki konağında 15 Haziran gecesi toplanmıştı. Konağa giren Çerkez Hasan, toplantı hâlinde olan paşalara baskın yaptıktan sonra Hüseyin Avni Paşa ve Raşit Paşa’yı hak ettikleri şekilde cezalandırarak öldürdü, Ahmet Paşa’yı da yaraladı, kendisine müdahale etmek isteyenlere izin vermedi. Kolağası Çerkez Hasan yakalandı, ardından alelacele uydurma bir mahkeme kuruldu. Cezası “idam” olarak açıklandı. Ertesi günü de Beyazıt Meydanı’nda cezası infaz edildi. Halk, sevmediği Hüseyin Avni Paşa’nın ölümüne çok sevinirken 26 yaşındaki genç, cesur ve yiğit asker Çerkez Hasan’ın idamına ise ziyadece üzüldü. Devrin kıymetli şairleri ve ozanları, bu millî kahramanın şehadeti üzerine ardından ağıtlar yakıp mersiyeler yazdılar, hüzünlü türküler yaktılar. Çerkez Hasan’ın naaşı, Edirnekapı Mezarlığı’nda dualarla ve gözyaşları içinde defnedildi. Mezar taşında şu sözler yazılıdır: “Ümera ve guzât-ı çerâkiseden İsmail Bey’in oğlu olup harb okulunu bitirip, kıdemli yüzbaşı rütbesinde iken genç yaşında velinimeti uğrundafedâ-yı cân eden Çerkes Hasan Bey’in kabridir.”
Tarih bir bütün olarak görülmelidir. Bu ülkeye hizmet edenler unutulmamalı, milletimize ihanet edenler de asla affedilmemelidir.Hepimiz ihanet hareketlerine karşı yiğitçe direnen kahramanları baş tacı etmeliyiz. Dün Çerkez Hasan bugün Ömer Halisdemir ve diğerbütün soylu yiğitler, bu aziz milletin öz be öz evlatları ve hiçbir vakit unutulmayacak efsane adlarıdır. Aziz hatıralarını her zaman yaşatmalıyız. O cihangir cengâverleri, rahmetle, minnetle, şükranla ve muhabbetle her daim hatırlamak ve anmak mecburiyetindeyiz. Ruhlarına gitsin bütün Fatiha’lar, Yasin’ler… Rahmet niyazıyla…