Deprem dedi ki...

Kıymetli okurlarım, dün bizim Simav'da 5.4 şiddetinde bir deprem yaşandı. Deprem gayet ürkütücü ve korkutucuydu demiyorum.


Çünkü... Simav'daki 5.4'lük deprem İzmir'inden, İstanbul'una kadar oldukça geniş bir coğrafyada hissedildi desem...


Herhalde verdiğim bu bilgi, bizim deprem sırasında ne yaşadığımızı anlamanız için yeterli gelir. Ha deprem konusunda tecrübeli olanlar beni daha iyi anlayacaklardır. Hoş memlekette bu konuda tecrübeli olmayan yoktur ya...


Efendim deprem esnasında bürodaydım. Tam bugünkü yazı için hazırlık yaparken, sallanmaya başladım.


Depremin ilk bir saniyesi geçtikten sonrada, onun konuştuğunu fark ettim. Tabi Simav'daki ürkütücü deprem biraz uzun sürünce, onun ne dediğini de net olarak anladım.


Bakın Deprem diyor ki: -"Binanız sağlamsa, benden kesinlikle korkmayın. Hem sizin yerküre üzerinde yaşamanız benim var olmama bağlıdır. Eğer ben ölürsem; dünyada da hayat biter".


Evet Simav'daki o 5.4'lük sarsıntı sırasında, işte bunları söyledi deprem... Hem de tane tane...


Biliyorum... Üç beş gün içinde, depremin dediklerini unutacağız. Hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam edeceğiz.


Ama böyle olmamalı... Madem ki deprem hayatın bir parçası, yaşamımızın her aşamasını ve her yerini ona göre planlamaya mecburuz.


Size soruyorum... En basiti, yeni bir çocuğunuz olsa veya eve bir kedi, köpek gibi can dostu alsanız, bunlardan bihaber yaşayabilir misiniz?


İşte demin aktardım... Deprem: -"Ben varım ve hayatın bir parçasıyım" diyor. Allah aşkına söyleyin... Bu saatten sonra, yaşam alanlarımızı depreme göre ayarlamak zorunda değil miyiz?


Depremin ülkemizde sıradan bir olay olduğu günlerde buluşmak temennisiyle yazıyı noktalıyorum.