Draman Kefeli (Kefevi) Camisi

“Kefevi Camii diye de bilinen camii, Bizans devrinden kalma bir manastırın müştemilatından biri imiş. Fetihten sonra Katoliklere tahsisi yapılmış ve onlarda kilise olarak kullanmıştır. IV. Sultan Murad’ın emri ile camiye dönüştürülmüş.

İstanbul’un Fatih İlçesi Draman’da bulunan Kefeli (kevefi) cami aslında Hıristiyan (Frenkler ve Ermeniler) tarafından ortak kullanılıyorlardı. 1608-1619 yıllarında İstanbul’da bulunan Polonyalı Simeon seyahatnamesinde Balat’ta yarısı Frenklere yarısı Ermenilere ait bir kilise vardır ki iki millet müşterek ibadet ederler diyerek Edirnekapı’daki Surp Nikoğayos Kilisesi’ni kast etmektedir. Ama iki cemaat arasındaki anlaşmazlık yüzünden Sultan IV. Murad’ın emriyle camiye dönüştürülür. Yerine Ermeni cemaatine Sadrazam Recep Paşa’nın kararıyla Balat’ta eski bir Yunan kilisesi (Taksiarkhes- Surp Hraşdagabet) tahsis edilir. Buranın bir diğer özelliği Türkiye’deki ilk Ermeni basımevi kurulmuş olmasıdır.

KEFEVİ CAMİNİN HİKÂYESİ

Bu yapı 9. yüzyılda İmparator Theophilos (820-842) döneminde İmparatoriçe Theodora’nın amcası General Manuil tarafından yaptırılır. Kilisenin yerinde önceden General Manuil’in evi bulunuyordu. Manuil evini mabete dönüştürerek son yıllarını bu yapıda geçirmiştir. Kilise 16 Mayıs 866 ile 9 Ocak 867 tarihleri arasında oluşan depremler nedeniyle büyük ölçüde harap olunca izleyen yüzyılda Patrik Photios tarafından yeniden inşa edilir.


BODRUMUNDA PATRİK MEZARI VAR

Patrik bu kilisede gömülüdür. Photios’un yeğenlerinden Sergios uzun bir süre bu mabedin başrahibidir, bu dönemde restorasyona gereksinim duyan yapı Sergios’un isteği ile arkadaşı İmparator Romanos Lekapinos (920-944) tarafından onarılır. 1475 yılında Theotokos Petras Kilisesi ile birlikte Kırım’ın Kefe kentinden gelen Ermenilere ve Cenovalılara resmi olarak verilir ve 1627’ye kadar kilise olarak kullanılır. Dört Katolik aile tarafından korunan ve Dominikenler tarafından yönetilen kilisede Frenklerin ve Ermenilerin sunakları ayrı olarak yerleştirilmiştir. Yapının bitişiğinde yer alan Maria (Meryem) Kilisesi (Odalar Camii) ile yakın ilişki içindedir. 16. yüzyılın ikinci yarısında Domenico Hierosolymitano bu iki kiliseyi “San Nicolo hospito antico” olarak kaydetmiştir. Katolik Ermenilerin Surp Nicolas adını verdikleri bu yapı, 1630 yılına dek onlara ait kalır.

NEDEN KEFEVİ İSMİ VERİLMİŞ?

Yapı, olasılıkla iki düz çatı örtülü dikdörtgen biçimli ana mekâna 5 köşeli apsis inşa edilmiştir. Camiye çevrildikten sonra Kefe’den gelen bir imam tayin edilmesi nedeniyle camiye Kefeli adı verildiği öne sürülür. Diğer bir görüş ise Kefe kentinden gelen gayrimüslimlere ait olan yapı oluşu nedeniyle bu adı aldığıdır. Yapının ismi bulunduğu semte de Kefeli adını vermiştir. Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa tarafından minber eklenen yapının duvarları dört sıra tuğla ve dört sıra taş sırasıyla inşa edilmiştir. Yapı yüksek bir ahşap çatıyla örtülüdür. Bu yapının diğer bir özelliği ise Türkiye’deki ilk Ermeni basımevi kurulmuş olmasıdır.

/////