Bir eğitimci olarak ülkemizdeki eğitimden istenen sonuçların alınamamasının nedenleri üzerinde düşünürken aklıma 6 Şubat 2025 tarihinde Yeni söz Gazetesi’nde yayınlanmış olan yazımdan alıntılar yapmak geldi. Söz konusu yazımda önerdiklerim günümüzde de geçerliliğini koruduğu için bu yazımda da değinmeye çalışacağım. Söz konusu problemlerden önemlisi kuşkusuz ki diplomalı işsizlerimizin sayısının gün geçtikçe artıyor olmasıdır! Eğitimle ilgili güncelliğini koruyan sorunlarımızın çözümü için önemli gördüğüm tavsiyelerimi tekrar buraya almayı yararlı görüyorum: “Toplumun bireylerinin mutlu olmaları, hayat standartlarını yakalayabilmeleri amacıyla eğitim sırasında öğrencilerin çeşitli aşamalardan geçirilerek hangi meslekler alanında eğilimlerinin olduğunu tespit ederek başarılı olacakları meslekleri tercih etmelerini sağlamak gerekir. Bu olguya biz eğitimde yönlendirme diyoruz. Ülkelerin kalkınıp gelişmesinde yönlendirmenin önemi büyüktür. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanun’un 6. maddesinde bu konuyla ilgili hükümler yer alır: “Madde 6 – Fertler, eğitimleri süresince, ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yetiştirilirler. (Değişik: 16.8.1997 - 4306/3 Md.) Milli eğitim sistemi, her bakımdan, bu yöneltmeyi gerçekleştirecek biçimde düzenlenir. Bu amaçla, ortaöğretim kurumlarına, eğitim programlarının hedeflerine uygun düşecek şekilde hazırlık sınıfları konulabilir. Yöneltmede ve başarının ölçülmesinde rehberlik hizmetlerinden ve objektif ölçme ve değerlendirme metotlarından yararlanılır.”
Bu maddeye göre sistemin düzenlenmesi gerekir. Ancak üzülerek belirtiyorum ki söz konusu bu hükme göre etkili ve işe yarar bir sonuç elde edilememiştir. Bu öyle kolay bir iş değildir elbette... Birçok yönden sıkıntıları vardır. Ancak önemli işler, zorluklara katlanılarak yapılmalıdır.
Bu işin içinde velilerin bilgilendirilip ikna edilmeleri, öğrencilerin gelecekleri ile ilgili aydınlatılıp inandırılmaları için çok çaba harcamak var. Öğrenci, hangi meslekte başarılı ve mutlu olacağını bilmeli ve ona göre rotasını çizmelidir. Bu yapılmaz ya da gerekli önem verilmezse günümüzde olduğu gibi üniversite kapısında bekleyen gençlerimizin sayısı artacak ve mutsuz, boşta gezen ve bunalım geçiren bir gençlikle karşı karşıya kalacağımız kaçınılmaz olur.
İşe, ciddi bir şekilde dört elle sarılmalı, gerekli özveriye katlanılmalıdır. Avrupa ülkelerinde bu konuya önem verilmektedir. Yöneltme kararı alındıktan sonra tavizsiz uygulanmaktadır. Veli ya da öğrencinin kabul etmeme gibi bir lüksü yoktur.
Avrupa ülkelerinde genel öğretim okullarında meslekler hakkında bilgi verme işi bir meslek seçmesi istenen öğrencilerle mülakat şeklinde yapılmaktadır. Ayrıca, çocukları öğrenimlerini bitirecek ana-babalar için oturumlar, orta ve yüksekokul öğrencileri için seri konferanslar, meslek sergileri, filmler düzenlenmekte, basında makaleler, radyo ve televizyonda röportajlar yayınlanmakta, öğretmenler ve iktisadi kuruluşlarca konferanslar verilmekte ve bazı kuruluşlara açıklamalı ziyaretler yapılmaktadır. (Milli Eğitim Dergisi, sayı: 148)
İngiltere’de “Merkez Rehberlik ve Gençlere İş Bulma Kurulu,” broşürler, monografiler, duvar tabloları, dergi, rehber, filmler vasıtasıyla çeşitli meslekler hakkında aydınlatıcı bilgiler yayınlamaktadır. Buna ek olarak ordu, bazı sanayi kuruluşları, ticarethaneler ve meslek kuruluşları da mesleklerle ilgili broşürler dağıtmaktadır. Sergi ve konferanslar düzenlemektedir. Okullarda, radyo ve televizyonda öğrenciler ve ana-babalar için konuşmalar yapılmaktadır. Sanayi, bilim ve ticaret kurumlarına ziyaretler teşvik edilmektedir” (Milli Eğitim Dergisi, sayı: 148)
Ülkemizde, 4306 sayılı kanunda “İlköğretimin son ders yılının (8. sınıf) ikinci yarısında öğrencilere ortaöğretimde devam edebilecek okul ve programların hangi mesleklerin yolunu açabileceği ve bu mesleklerin kendilerine sağlayabileceği yaşam standardı konusunda tanıtıcı bilgi vermek üzere rehberlik servislerince gerekli çalışmalar yapılır.” hükmüne yer verilmiştir .(Milli Eğitim Dergisi, sayı: 148)
Önemli bir konu da eğitim zorunlu eğitim süresinin uzun olmasıdır. Özellikle de lise eğitiminin zorunlu olması, öğrencinin meslek edinmesinin önüne bir engel koymaktır.
Öğrencilerimizi mesleğe yönlendirmek yerine amaçsızca bir sınava hazırlanma ve sınav kazanma yarışına yönlendiriyoruz! Bu da öğrenciyi yeteneklerinin gerektirdiği meslekten alıkoymaktadır. Sınavı kazanıp üniversiteyi bitirdikten sonra öğrenci maalesef işsizlikle/mesleksizlikle karşı karşıya kalmaktadır.