ERDOĞANFOBİ

0

Bu akım tehlikeli şekilde yayılıyor maalesef: Beğenmedikleri her şeyi Sayın Cumhurbaşkanımıza bağlıyorlar ve onu suçluyorlar. Yazar iseler kalemlerinden ona yönelik nefret ve kin akıyor. Gazete sahibi iseler bütün hedeflerini ve çıkış gayelerini bu düşmanlık üzerine kuruyorlar.

Son seçimde bunu görmedik mi? Yarışa katılan tüm partiler ve siyasi gruplar (CHP, MHP, HDP, Saadet, Haydar Baş, paralel örgüt, Vatan ve Yurt partileri vb) Tayyip Erdoğan ve Ak Parti düşmanlığı ile oy toplamaya çalışmadı mı? Birbirlerini tenkit ettiler mi hiç?

Nefret edenlerin ifadelerindeki şiddeti, saldırganlığı ve sırıtan kibri görmemeniz mümkün değil.

Bakın, Ak Parti'nin oyları düşünce ülkemiz tekrar koalisyonların kargaşa ve sıkıntılı ortamına girdi. Ama Erdoğanfobikler sevinç içindeler. Bütün partiler kendi durumlarına bakmadan Ak Parti'yi zayıflattık diye zafer çığlıkları atıyorlar.

Tabi kişi nefret etmeye alıştığında bunu kendisi gibi düşünmeyen (arkadaşları da olsa) başkalarına da yaygınlaştırıyor. Öfke, kin ve nefret hissi kişinin davranışlarını yönlendirir hale geliyor. Sevgi, kardeşlik, birlik ve dayanışma duyguları zayıflıyor ve bundan toplum barışı kadar şahısların ruh sağlığı da zarar görüyor.

Mehmet Barlas ne güzel yazmış, katılmamak mümkün değil (Sabah, 12.06.2015):

"İyimseriz

Türkiye'nin gerçeklerini, ülkenin dirliğini, istikrarını ve geleceğini hiç düşünmeyen ve Erdoğan takıntılı ruhsal sapkınlıklarına esir olan eziklerin köşelerinde veya sosyal medyadaki güdüsel davranışlarına fazla kulak vermeyin… En güçlü ve en başarılı siyasi figür, kendisini hedef alan ezik saldırganları görmezlikten gelip aklın ve itidalin yolunu gösterebiliyorsa, bu ülkenin yarınına kötümser bakmanın anlamı yoktur."

MEZUNİYET TÖRENİ

Geçen hafta üniversitemizin mezuniyet törenine katıldım. Öğrencilerimizin sevinci ve mutluluğu yüzlerinden okunuyordu. Önce protokol önünde rengarenk cübbeleriyle yürüyüş yaptılar. Sonra güzel konuşmalar oldu. Tören izlemesi hoş olan harika görselliğe sahip kep atma seremonisi ile (daha önce hiç izlememiştim) tamamlandı.

Burada dikkatimi çeken baş örtülü öğrencilerin de diğer arkadaşları ile kol kola mutluluk içinde törene katılmalarıydı. Halbuki daha birkaç sene önce onlara bu çok görülüyor, tören alanından aşağılanarak kovuluyorlardı. Onların kederleri ve göz yaşları hepimizi üzüyordu.

Serbest bırakmakla ülke battı mı? Hayır, aksine barış ve kardeşlik duyguları güçlendi. Gençlerin ülkelerine bağlılıkları, kendilerine ve ülkelerine güvenleri arttı.

Bize bu mutluluğu yaşatan, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Tabii ki gençlerimize başarılar diliyor; ailelerine, memleketimize ve insanlığa hizmet etmelerini temenni ediyorum.