Kuşçubaşı Eşref'in fedaisi olan Zenci Musa İngilizlere karşı savaşan Türk birliklerinin yanında yer aldı. Trablusgarp, Balkan, Çanakkale ve Kudüs cephelerinde bulundu. Cesaretine sadakat ekledi, imanına vatan sevgisi..
Aslen Sudanlı olan Musa, 1880 yılında Girit’te, bir Türk mahallesinde dünyaya geldi. Kahire’de yaşayıp Osmanlı’ya sadakatle bağlı olan dedesi, küçük yaşlarda Musa’yı yanına aldı ve onu dinine bağlı bir mümin, devletine bağlı bir nefer olarak yetiştirdi.
Cemal Kutay'ın iddiasına göre İstanbul'un işgal günlerinde, Britanya Ordusu generali General Harington'un Musa'yı İngilizlerin safına çekmek için altın teklif etti, fakat Musa bunu kabul etmedi.
Zenci Musa’nın komutanı Kuşçubaşı Eşref ise o vakitlerde esir tutulduğu Malta’dan kurtuldu. Millî Mücadele için çalışmaya başlayacağı sırada emir erini istedi, ancak Musa'nın vefat haberi geldi.
1912 yılında Balkan Harbi çıkınca maiyetine girdiği komutanıyla birlikte cepheye gitti. Edirne’nin geri alındığı cephede komutanının âdeta gölgesi oldu.
Osmanlı, Çanakkale, Kafkasya, Filistin, Kanal ve Hicaz cephelerinde işgal devletlerine karşı var gücüyle savaştı. Çanakkale’de korkusuzca savaşanlar arasında Zenci Musa da vardı. Çanakkale Savaşı bitti, ancak o görevine devam etti.
1911 yılında İtalyanların Libya’yı işgali sırasında gönüllü Osmanlı askeri olarak Libya’ya gidip Şeyh Senusi’nin direnişine katıldı.
Kuşçubaşı Eşref haberi büyük bir üzüntüyle karşıladı. Bir hatıratında “Ben Malta’dan kurtulup Millî Mücadele’nin bayrağını açma şerefine mazhar olduğum sıra, o benim kahraman Arabım veremden ölmüş.” diye not düştü.