Gorta Mor, İrlanda dilinde ''Büyük Açlık'' anlamına geliyor. Bir milyon insanın öldüğü büyük bir acının adı. 19.yy'da çoğu Avrupa halkının olduğu gibi, İrlanda toplumunun da çoğunluğu fakirdi. Hatta kıta Avrupası ile kıyaslandığında İrlanda'da şartlar daha da zordu..
Mantar inanılmaz bir hızla yayılıyor ve ülkedeki tüm patatesi yok ediyordu. İlk görüldüğü 1845 yılında mahsulün %50'ine yakınını, bir yıl sonra 1846'da ise tamamını yok edecek kadar etkili ve durdurulamayan bu mantar, İrlanda toplumunu adeta kasıp kavurduTarlada yeni ürün yetiştirilemediği gibi, ambarlarda depolanan patatesler de mantar nedeniyle yok oldu. Korkunç bir açlık baş gösterdi. Ekmeği bile patatese dayanan milyonların sefaletine açlığın acımasızlığı da ağır bir darbe vurdu: Yedi yıl içerisinde 1 milyon insan öldü.
İngiltere ise Osmanlı Devleti'nin bu talebini ilginç bir gerekçe ile geri çevirdi! Bu gerekçe, Kraliçe Victoria'nın tebaası olan İrlanda vatandaşlarına uygun gördüğü yardım miktarının 2.000 Pound olduğu ve bu miktarın üstünde yapılacak bir yardımın kabul edilemeyeceği idi.Bu gerekçe Osmanlı Devleti'ne bildirilince Sultan Abdülmecid yapılacak nakdi yardımı 1.000 Pound'a düşürdü ve kalan 4.000 Pound karşılığına denk gelen değerde buğdayı da halka dağıtılmak üzere gemilerle İrlanda'ya gönderdi. Akdeniz ve Cebelitarık Boğazı'nı aşıp gitti gemiler.
Osmanlı Devleti'nin İngiliz ablukasını ve yardım kısıtlamasını kırıp, İrlanda halkına yardım ulaştırmak için belirlediği bu strateji İngiliz yönetimini kızdırdı. Gelen yardım gemilerinin yardımların kolaylıkla dağıtılabileceği Dublin Limanı'na yanaşmasına izin verilmedi.Gemiler Drogheda Limanı'na yönlendirildi. Osmanlı Devleti'nin lojistik altyapısı ile İstanbul'dan oldukça uzak bir coğrafyaya gönderdiği bu insani yardımı İrlanda halkı hiçbir zaman unutmadı. Dönemin İrlandalı asilzadeleri altlarına isimlerini yazıp bir şükran mektubu hazırladı.
Bu koşullar altında Sultan Abdülmecid'in talimatıyla Osmanlı Devleti'de İrlanda'ya yardımda bulunma kararı aldı. Padişahın emri ile İrlanda halkına 5.000 Pound tutarında yardım yapılması istendiği İngiltere'ye bildirildi. Günün koşullarında bu gerçekten büyük bir rakamdı.
Yüzbinlerce çocuk bakımsızlık ve hastalıkların pençesinde kıvrandı. İrlanda'da yaşanan bu büyük açlık krizi, ülkeden Amerika'ya doğru büyük göç dalgaları meydana getirdi. İngilizce konuşma oranı yerel dili konuşanların üstüne çıktı. İrlanda açlıktan kasıp kavruluyordu.Göçmenlerin de büyük kısmı zorlu okyanus koşullarında ve gemilerdeki salgın hastalıklarda öldü. Kıtlık sona erdiğinde İrlanda nüfusunun %25'i ölüm, göç ve hastalıklar nedeniyle azaldı. Kıtlık demografik ve kültürel etkilerle beraber, beraberinde siyasi sonuçlar da getirdi.
Katolik inancı ekseninde Protestan İngiliz yönetimine muhalif İrlanda milliyetçiliği gücünü artırdı. Ülke, İngiltere'ye bağlı kalmayı savunanlarla, bağımsız İrlanda yönetimini savunan iki kesim arasında ciddi anlamda gerginlik yaşamaya başladı. Yaşanan bir var olma mücadelesiydi.Ülkede açlığa bağlı olarak yayılan gerginlik nedeniyle İngiltere İrlanda'yı abluka altına aldı. Dışarıdan gönderilen tüm yardımlar İngiliz denetimi ve kontrolü altında içeri girebiliyordu. Tüm bu kaosun nedeni ise patatese bulaşan küçücük bir mantardı. Milyonları sarsan mantar.
Yaşanan açlık krizi nedeniyle 1845 yılında İrlanda nüfusu 7 milyonken, 1852 yılına gelindiğinde nüfus 4 milyona düştü. 1 milyon İrlandalı öldü ve 2 milyon İrlandalı da Amerika'ya göç etti.
Yedi yıllık açlık krizinde Osmanlının 1847 yılında yaptığı bu yardım yüzbinlerce İrlandalının hayatının kurtulmasına vesile oldu. Yardımın geldiği dönem, ülkeyi kontrol altında tutan İngiliz toprak ağaları Katolik İrlanda halkına yiyecek dağıtmayı yasakladığı bir dönemdi.
Katolik İrlandalıların üniversiteye girmeleri dahi yasaktı. Bu politikaların mimari olan İngiltere Kraliçesi Victoria öldüğünde, İngiliz hükümeti yas amacıyla İrlandadaki tüm kapıların siyaha boyanmasını emretti. Bugün İrlanda'da tüm kapılar rengârenk…
Kötü beslenme koşullarına, işsizlik ve salgın hastalıklar da eklendiğinde sıradan bir İrlandalı için hayata tutunabilmek oldukça zordu. Bu yoksul toplumun ana besin kaynağı ise patatesti. Patates her şeydi; Ekmekten tatlıya, çorbadan ana yemeğe her şey patatesten yapılıyordu.Neyse ki bu ürün toplumu hayatta tutup, besleyebilecek kadar boldu. Fakat bu bolluğu 1845 – 1852 yılları arasında sürecek olan ve tıpkı Hz.Yusuf'un (as) tabir ettiği rüyadaki gibi, yedi süren bir kıtlık takip etti. Patates kıtlığının sebebi bir mantardı.
Bu şükran ve minnet mektubu Sultan Abdülmecid'e sunuldu. Aynı şekilde Kraliçe Victoria ve İngiliz Devleti de Sultana ve Osmanlı Devleti'ne teşekkür mektupları gönderdiler. Yakın dönem İrlanda tarihinde oldukça önemli ve belirleyici bir dönüm noktasıydı bu kuşkusuz.Yeni Dünya olarak adlandırılan ve İrlanda'dan da büyük miktarda göç alan Amerika'nın yerlisi olan Kızılderili Çoktav Kabilesi İrlanda'da yaşanan açlık krizine yardım amacıyla aralarında 710 dolar yardım toplayarak İrlanda'ya göndermişti.