Trend

Gazali - İhyau Ulumiddin - Haccın Fazileti

Büyük İslam Alimi Ebu Hamid Muhammed Gazali''nin İhyau Ulûmi''d-Dîn eserinden bölümler: Haccın Fazileti

Haccın Fazileti

Bütün insanlara haccı ilan et. Gerek yaya olarak, gerek her uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.
(Hac/27)
Katade şöyle der: Allah Teala, kulu ve peygamberi Hz. İbrahim'e, bütün insanlara haccı ilan etmesi emrini verdiğinde, Hz. İbrahim (a.s) şöyle bir çağrıya başladı: 'Ey İnsanlar! Allah Teala bir beyt bina ettirdi. Onu ziyaret edin!'
Allah Teala hacca gelmenin hikmetini ise şöyle beyan etmektedir:
(Gelsinler) ki kendileri için birtakım faydaları görsünler...
(Hac/28)

Bazı alimler bu ibareden hac mevsimindeki ticaret ile ahiretteki ecrin kastedildiğini söylemişlerdir.
Seleften bir alim, bu yorumu işittiğinde, şöyle demiştir: 'Kabe'nin rabbine yemin ederim ki haccedenler affolunmuşlardır'.

Bazı alimler 'İblis şöyle dedi: O halde beni azdırmana karşılık yemin ederim ki, insanoğullarını saptırmak için muhakkak senin doğru yoluna oturacağım, vesvese verip pusu kuracağım' (Âraf/16) ayetinin tefsirinde bu yolun Mekke yolu olduğunu, şeytanın bu yolun üzerine oturup, insanları bu yoldan menetmeye çalıştığını söylemişlerdir.

Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Kim fahiş konuşmaksızın, fısk-u fücurda bulunmaksızın Beyti ziyaret ederse, annesinin kendisini doğurduğu gün gibi günahlardan sıyrılmış olur.2

Şeytan, Arefe gününde olduğu gibi, hiçbir günde küçülmüş, zelil olmuş, hakir olmuş ve kızmış görünmez.3

Şeytanın bu şekilde görünmesinin hikmeti muhakkak Allah'ın hacılar için, indirdiği rahmeti görmesinden ve Allah'ın büyük gü-nahları affetmesinden dolayıdır.

Bazı günahlara sadece Arafat dağında vakfeye durmak bile kefaret olur.4

Cafer b. Muhammed, bu sözü Hz. Peygamber'e isnad etmiştir.
Mukarriblerden biri şöyle anlatır: Arafat'ta İblis, bana bir in-san sûretinde göründü. Bir de ne göreyim, cismi gayet zayıf, rengi soluk, gözü yaşlı ve beli büküktü. Kendisine sordum:
- Ey İblis! Seni ağlatan nedir?
- Ticaret niyeti olmaksızın hacılar mevlalarına doğru çıkıp gidiyorlar. Onların Mevla'ya yönelmelerinden, Mevla'nın da onları mahrum etmeyeceğinden korkarım. Bu durum beni mahzun edip ağlatmaktadır.
- Seni bu kadar zayıf düşüren nedir?
- Allah yolunda atların kişnemesi eğer benim yolumda olsaydı, daha hoşuma giderdi.
- Rengini solduran nedir?
- Cemaatin ibadet konusunda yardımlaşmasıdır. Eğer onlar
günah konusunda yardımlaşsaydılar, bana daha sevimli gelirdi.
- Peki, belini kamburlaştıran nedir?
- Kulun, Allah'a 'Ya rabbi! Ben senden güzel sonuç istiyorum' demesidir. Ben daima bir kulun amelini iyi görüp de mağrur olacağı zamanı bekler ve onun benim bu hilemi sezip de mağrur olmaktan kaçınmasından korkarım.

Hz. Peygamber haccın fazileti hakkında şöyle buyurmuştur:
Evinden hac veya umre için çıkıp yolda vefat eden bir kimse için, kıyamete kadar (her sene) hac ve umre yapan kimsenin ecri defterine kaydedilir. Mekke veya Medine'de ölen bir kimse, ne arasat meydanına getirilir ve ne de hesaba maruz kalır. Kendisine 'Haydi cennete gir' denilir.5

Mebrur (kabul edilmiş) bir hac, dünya ve dünyadaki şeylerin hepsinden daha hayırlıdır. Mebrur (kabul edilen) haccın karşılığı cennettir.6

Hac ve umre niyetiyle (Mekke'ye) gidenler, Allah'ın halkı ve ziyaretçileridir. Eğer onlar, Allah'tan isterlerse, Allah kendilerine isteklerini verir. Eğer dua ederlerse, dualarını kabul eder. Eğer şefaatta bulunurlarsa, şefaatları kabul olunur.7

Ehl-i Beyt yoluyla gelen bir müsned hadîste şöyle buyurulur:
Günahça insanların en büyüğü, Arafat dağında vakfeye durduğu halde Allah Teala'nın kendisini affetmediği zannına kapılan kimsedir,8

İbn Abbas (r.a) Hz. Peygamber'den şöyle rivayet eder:
Bu Beyt'in üzerine Allah'ın her gününde yüzyirmi rahmet . inmektedir. Bunların altmışı ziyaretçilere, kırkı namaz kılanlara ve yirmisi de bakanlara taksim olunur.9

Beyti çokça tavaf (ziyaret) ediniz. Çünkü kıyamet gününde hasenat sahifelerinizde göreceğiniz en büyük hasene tavaf'dır. Kıyamet gününde göreceğiniz en karlı amel de budur.10

İşte bu sırra binaen hacsız ve umresiz Kabe'yi ziyaret etmek müstehabdır.

Başka bir haberde de şöyle denilmiştir:
Kim yalın ayak, başı kabak yedi defa peşipeşine tavaf yaparsa, bir köleyi azad etmiş kadar sevap alır. Kim, yağmurlu bir havada Kabe'yi yedi defa ziyaret ederse, onun geçmiş günahları affolunur.11

Deniliyor ki, Allah Teala Arafat'ta herhangi bir kulun bir günahını affederse, aynı günahı işleyen diğerlerinin de o günahını affeder.

Seleften biri şöyle buyurmuştur: 'Arefe günü, cumaya tesadüf ederse, Arafat'ta bulunan herkesi Allah Teala affeder. Dünyanın en faziletli günü o gündür. O günde Hz. Peygamber veda haccını yapmıştır.12

Hz. Peygamber, veda haccında vakfe yaparken şu ayet nazil olmuştur.
Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçtim.
(Maide/3)

Kitap ehli şöyle demiştir: 'Eğer bu ayet, bizler için nazil olsaydı, bu ayetin nazil olduğu günü bayram olarak kabul ederdik'. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a) şöyle buyurmuştur: 'Ben Allah için şehadet ederim ki, bu ayet iki bayramın bir arada olduğu bir günde nazil olmuştur. Yani Arefe ve Cuma gününün bir arada olduğu bir günde Arafat'ta vakfeye durmuşken Hz. Peygamber'e nazil olmuştur'.

Hz. Peygamber (s.a) bir defasında şöyle dua etmişti:
Rivayet ediliyor ki, Ali b. Muvaffak Hz. Peygamber'in yerine birkaç defa hacca gitmişti. Kendisi şöyle anlatır: Hz, Peygamber'i rüyamda gördüm. Bana şöyle dedi:
- Ey Muvaffak'ın oğlu! Sen mi benim için birkaç defa haccettin?
- Evet ya Rasûlullah! Senin yerine haccettim.
- Sen mi benim yerime Lebbeyk dedin?
- Evet ya Rasülallah! Senin yerine Lebbeyk dedim,
- Ben bunun karşılığını kıyamet gününde sana vereceğim.
Mahşer yerinde senin elinden tutup mahlûkat hesabın şiddeti
içindeyken seni götürüp cennete sokacağım.
Mücahid ve başka alimler şöyle demişlerdir: 'Hacılar Mekke'ye geldikleri zaman, melekler deve süvarilerine selam verirler. Merkeblere binenlerin ellerini sıkarlar, yaya gelenlerin de boyunlarına sarılırlar'.

Hasan Basrî şöyle buyurmuştur: 'Ramazan ayının sonunda veya herhangi bir savaşta veya haccın sonunda ölen bir kişi şehid olarak ölmüştür'.

Hz. Ömer şöyle buyurmuştur: 'Hacceden bir kimse affolunmuştur. O hacceden Zilhicce, Muharrem, Safer aylarının tamamında ve Rebiülevvel ayının yirmi gününde kimler için istiğfar etmişse, onlar da affolunur'.

Selef-i salihînin sünnetindendir ki, savaşa gidenleri yolcu ederlerdi. Hacdan gelenleri de karşılaşırlar ve iki gözünün ortasından öper, kendilerinden dua isterlerdi. Hacılar günahlarla kirlenmezden evvel bütün bunları yaparlardı.
Ali b. Muvaffak şöyle anlatır: "Bir sene hacca gittim. Arefe gü-nünün gecesi Mina'da Mescid-i Hayf'ta uyudum. Rüyamda sırtlarında yemyeşil elbiseler olan iki meleğin gökten indiklerini gördüm. Biri diğerine şöyle diyordu:
- Ey Allah'ın kulu!
- Buyur ey Allah'ın kulu!
- Bu sene rabbimizin beytini ziyaret edenlerden kaç kişinin haccının kabul edildiğini biliyor musun?
- Hayır, bilmiyorum!
- Altı kişinin haccı kabul olundu.
Sonra ikisi de göğe doğru yükseldiler ve kayboldular. Ben korkular içerisinde uyandım. Neredeyse üzüntümden bayılacaktım. Bu durum beni çok müteessir etmişti. Kendi kendime dedim ki: 'Madem ki altı kişinin haccı kabul edilmiş, ben bu altı kişiden birisi nasıl olabilirim?' Arafat'tan inerken Müzdelife'de, Meş'ar'il-Haramın yanında hacıların çokluğunu ve haccı kabul edilenlerin azlığını düşünürken uyuya kalmışım. Baktım ki, iki kişi yine aynı şekilde tekrar geldiler. Daha önce yaptıkları gibi birbirlerine soru sorup, cevap verdiler. Biri arkadaşına şöyle dedi
- Rabbimizin bu gece nasıl bir hüküm verdiğini biliyor musun?
- Hayır, bilmiyorum.
- Rabbimiz bu gecede, o altı kişinin herbiri için yüzbin kişiyi bağışladı.
Birdenbire uykumdan uyandım. İfade edilmesi güç bir ferah ve sürûra kavuşmuştum".

Yine Ali b. Muvaffak şöyle anlatmaktadır: Bir sene hacca gitmiştim. Hac menasikleri bittikten sonra, haccı kabul edilmeyenler hakkında düşünüp şöyle dedim: 'Ya rabbi! Ben haccımın sevabını, haccını kabul etmediğin kimselere hibe ettim'. Sonra rabbimi (c.c) rüyamda gördüm. Bana dedi ki: 'Ey Ali! Cömertlik ile cömertleri yaratan ben olduğum halde sen bana karşı cömertlik mi taslıyorsun? Ben cömertlerin en cömerdi, ikram edenlerin ikram edicisi ve bütün alemlerden daha fazla ikram ve cömertlik yapmaya müstahak olan Allahım. Haccını kabul etmediğim kimseleri, haccını kabul ettiğim kimselere bağışladım'.

2) Buharî ve Müslim, (Ebu Hüreyre'den)
3) İmam Malik, (İbrahim b. Ebî Able'den)
4) İmam Irakî böyle bir hadîse rastlamadığını söylemektedir.
5) Beyhakî, (Ebu Hüreyre'den birinci şıkkını); Beyhakî, Darekutnî, (Hz. Aişe'den ikinci şıkkını); hadisin iki versiyonu da zayıf hadîslerdendir.
6) Müslim ve Buharî, (Ebu Hüreyre'den)
7) Buharî, (Ebu Hüreyre'den)
8) Hatib, el- Muttefek ve'l-Mufterek, Deylemî, Müsned'ül-Firdev s, zayıf bir senedle
9) İbn Hibban ve Beyhaki,(İbn Abbas'dan hasen birsenedle)
10) İbn Hibban ve Hakim, (İbn Ömer'den)