Seferberliğin hükmü?
Kısmi ve genel olmak üzere 2 türlüdür.
İslam Âlimleri Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu'nun açıklamalarında “Saldırılarının derhal durdurulması için “kapsamlı seferberlik” çağrısı bulunmaktadır.”
Genel Seferberlik…
Genel Seferberlikte aklı ve eli yeten herkes bu sefere katılmak zorundadır, ağırdan almak, katılmamak, bahaneler uydurmak, münafıklık alametidir.
Boykot da bu seferberliğin en güçlü silahlarından biridir.
*
29 Ağustos 2025…
TBMM Gazze gündemiyle olağanüstü toplandı.
Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin 22 Ağustos 2025’te İstanbul’daki Ebu Eyyub el-Ensari Camii’nde Cuma namazı sonrası "İslami ve İnsani Sorumluluk: Gazze" konulu toplantısı Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda başladı. 29 Ağustos’ta sona erdi. 8 gün süren bir toplantı.
Kudüs İttifakı'nın düzenlenmesiyle bir komite kurulması kararlaştırıldı.
Kararlardan:
-Direnişin silahsızlaştırılmasına kesinlikle karşı çıkıyoruz. Buna yönelik tüm girişimleri reddediyoruz.
-Sınır ülkelerinin yardım girişi için kapıları açması vaciptir.
-Gazze'nin yeniden müreffeh günlere kavuşması için Müslüman iş adamlarının sorumluluk üstlenmeleri dini bir vecibedir.
-İslam ülkelerinin İsrail ile her türlü ilişkilerini derhal kesmesi vaciptir.
-İsrail ile bağlantılı firmaların ürünlerini almak haramdır. Boykot farzdır.
-Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail ile alakalı kararları uygulanmalıdır.
-Uluslararası mahkemeler soykırım suçlularını derhal yargılamalıdır.
-Hristiyan dini kurumlarına, özellikle de Papa'ya, Gazze'ye yönelik saldırıların sonlandırılmasına yönelik tavır almaları çağrısı yapıyoruz.
-Bütün alimler, en içten teşekkür ve takdirlerini sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, değerli hükümetine ve Türk milletine arz etmektedir.
Dünya Müslüman Alimler Birliğinin Bildirisi…
Bu bildirinin 2 numaralı kararı korkunç bir gerçeği haykırıyor…
“Filistin yönetimi başta olmak üzere tüm devletler, İsrail’le yapılan her türlü güvenlik koordinasyonunu sonlandırmaya davet edilmiştir; zira bu koordinasyon halkı korumayı engellemekte ve işgali meşrulaştırmaktadır.
Kararlardan bazıları:
“1. Filistin halkının silahlı direniş hakkı kesin olarak meşrudur. Direnişin silahsızlandırılmasına yönelik tüm çağrılar reddedilmiştir.
2. Filistin yönetimi başta olmak üzere tüm devletler, İsrail’le yapılan her türlü güvenlik koordinasyonunu sonlandırmaya davet edilmiştir; zira bu koordinasyon halkı korumayı engellemekte ve işgali meşrulaştırmaktadır.
3. İslam dünyasındaki iş insanları ve ekonomik kuruluşlara, yıllık kazançlarının en az yüzde 2’sini Gazze’deki insani yardım ve kalkınma çalışmalarına ayırmaları çağrısı yapılmıştır. Bu süreç şeffaf ve hukuki mekanizmalarla yürütülecektir.
4. Bir sonraki yılın zekâtının yüzde 50’sinin Gazze halkına tahsis edilmesini caiz kılan bir fetvanın, Dünya Müslüman Âlimler Birliği tarafından ivedilikle çıkarılması tavsiye edilmiştir.
5. Tüm ülkeler, özellikle de İslam ülkeleri, işgalci İsrail rejimiyle tüm siyasi, ekonomik ve askerî ilişkileri derhal ve tamamen kesmeye davet edilmiştir.
6. Birlik, kitlesel gösteriler ve protesto eylemleri düzenleyecek; halkların ifade özgürlüğü ve barışçıl gösteri haklarının korunması için hükümetlere çağrı yapacaktır.
7. Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarının uygulanması ve savaş suçlusu işgalci liderlerin yargılanması için hükümetlere ve insan hakları kurumlarına destek çağrısı yapılmıştır.
8. Vatikan, Dünya Kiliseler Konseyi ve Doğu-Batı kiliseleri gibi dini kurumlar, Gazze’ye yönelik saldırıları durdurmaya yönelik açık ve ahlaki bir tutum almaya çağrılmıştır.”
*
TBMM’nin de kararları hemen hemen aynı…
“İsrail hükümeti soykırım politikalarından vazgeçene kadar BM ve uluslararası kuruluşlardaki üyeliklerinin askıya alınması çağrısında bulunuyoruz.”
**
“Size ne oluyor ki, Allah yolunda, ayrıca, baskı altına alınıp çaresiz bırakılarak: “Rabbimiz! Ahâlisi zâlim olan şu memleketten bizi kurtar. Bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diye yalvarıp duran zavallı erkekler, kadınlar ve yavrular uğrunda savaşmıyorsunuz?” (Nisa/75)