Güneydoğu'da Hendek yok, Kaya Gazı var

0

Hendek terörünü Türk medyasında ilk kez farklı bir yönüyle ele almak istedik. Hendek meselesini analiz ederken birçok etken vardı. Bunlar,Hendeklerin açıldığı ilçelerin stratejik önemi, Suriye sınırına PYD'ye yakın olması, Muhafazakar Kürtlerin demografik sürgüne uğramasıydı. Bunların dışında, ekonomik ayağını hep bölgedeki mağdur esnaflar üzerinden okuduk. Ancak, meseleyi birazda inter-disiplinle analiz edince, Hendeklerin makro göstergeler seviyesinde stratejik bir önemi daha ortaya çıktı. O da Kaya gazı. Diğer bir ifadeyle Hendek teröründe rant var. Gaz var. Hendeklerin açıldığı ilçeler, Türkiye'deki Kaya Gazı rezervlerinin hemen üzerindedir.

Hendeklerin açıldığı ve ''öz serseriliğin'' ilan edildiği ilçeler Cizre, Silopi, Nusaybin,Yüksekova, idil ilçeleri, Suriye'de olası bir PYD ile birleştirilerek Türkiye'de var olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Kaya Gazı rezervlerini küresel şirketlerin menfaatleri ve çıkarlarını kontrol altına almak yatıyor.

Hendek açanların kime hizmet ettiğinin bir göstergesi de Kaya Gazı rezervleridir. Çözüm Sürecinde PYD ve PKK görüşmeler şiddete dönsün diye utanç verici, riyakar, tiksindirici bir çaba gösterenler için bölge insanı, Nasıl olsa, en ucuz maliyette. Yani ölenler için masraf bedava.!! Yani Terör bahane, ikbal kaygıları ve ekonomik kazanımlar için PKK ve PYD hendek siyasetini ve benzerlerini kullanıyor.

PKK'da bu manipülasyonun taşeronluğunu almış durumda. Kendilerini özgürlük, hayvan hakkı, çocuk ve kadın dramatikliği ve öz gevezelik gibi saçmalıklarla tanımlayan Kürt Siyasi Hareketi, bölge halkının sorun ve taleplerinin çözümü noktasında sorumluluk alacağına uluslararası bir ihalenin uygulayıcısı durumda.

Yoksa kim takar, şehirler yıkılmış-yakılmış, insanlar ölmüş.PKK-HDP ve PYD'nin umurunda değil. İran,Rusya ve Batı'nın hiç umurunda değil.

Türkiye'nin ilk kaya gazı kuyuların açıldığı Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nde de hendekler açılmış, TSK ve Emniyet'in başarılı çalışmaları sayesinde 'öz ihanet' lağvedilmişti. (Sur ilçesinin durumu diğerlerinden farklı)

Benim uzmanlık alanım enerji, petrol ve maden gibi alanlar olmadığı için bu konuyla ilgili bazı mühendis arkadaşlarımdan bilgi aldım. Meğer Kaya gazı Türkiye'de bilinen bir gerçekmiş. Hatta Terör olaylarından ötürü üretimi durdurulan Silvan'da çıkarılmaya başlanmış bile. Ammaa velakin, bu teknolojinin %70'i ABD'nin elindeymiş!! Öyle canını istediği gibi çıkartamazmışsın. Hatta üretimi petrolden daha masraflıymış. Geniş bir üretim alanına ihtiyaç duyulduğundan çevre kirliliği ,sağlık sorunları gibi bazı olumsuz tarafları varmış. Türkiye'de Trakya bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Orta Anadolu bölgelerinde rezervler varmış.

Meseleyi biraz daha geniş bir perdeden benzerliği Ukrayna'dan örneklendirelim. Malumunuz Ukrayna'da fiilen bir bölünme yaşanıyor. Ukrayna Kaya gazı rezervinde Avrupa 3.sü. Ülkedeki, 2 büyük rezervnden biri Polonya sınırında. İkinci kaynak, Rus yanlısı ayrılıkçıların olduğu Donetsk şehri civarındadır. ABD Exxon şirketi üretimine devam ediyor Polonya sınırında. Ruslar ise (İşgalin yapıldığı tarihinin yeni olması hasebiyle) yakın zamanda Gazprom üretime başlayabilir. Yani Ukrayna'da yaşananların bir benzeri Türkiye'de yaşatılmak isteniyor. ''Trakya ve Orta Anadolu size kalsın, Güneydoğu onlara'' Acaba Selahattin Demirtaş'ın Rusya ziyaretinde Kaya Gazı konulmuş mudur? Onu bilmiyorum ama değirmenine su taşıdıklarının asıl niyetleri ''Biraz daha hendeklerde Türk ordusuyla savaşın, kimse yatarım filan yapmasın'' olduğu aşikardır

Kaya gazını, sadece ABD'nin teknoloji üstünlüğü ve Türkiye'nin rezervlerinin üretim problemleri ile sadece açıklayamayız. Melesenin birde Uluslar arası ilişkiler ve ekonomi yönü var. Çünkü bölge ülkeleri de kaya gazıyla yakından ilgilenmektedir. ABD ve Kanada'da geniş yataklar olmasına rağmen verimlilikleri çok düşüktür. (Amerika'da geniş alanlar olmasına rağmen rezerv 1.5 Trilyon metreküp, Türkiye'deki rezervler 13 Trilyon metreküp) Türkiye'de rezervlerin kalitesi yüksek olduğu gibi uzak coğrafyada (Batı için) olmasından ötürü çevre ve sağlık gibi sorunlarla karşılaşılmamış olunur. Başta Suud, BAE, İran ve Rusya'yı petrol ve gaz fiyatlarının düşmesini de göz önüne alırsak, ekonomik açıdan yıkıma uğratabilir. (Bugün Petrolün varil fiyatı 30 $'ın altında.)Zaten Rusya ve Suudi Arabistan'da ekonomi, çökme noktasında gelmiş durumda. İran da umudunu ABD ile işbirliğine bağlamış. Türkiye, kendi teknolojisi veya ortaklıklarla bölge ülkelerini sıkıntıya sokabileceği gibi Rusya, İran, Suud ve Körfez'deki, doğalgaz arzı kısıtlaması tehdidine karşı bir çözüm olarak kullanabilir.

Gelelim 'Hendek Serseriliği'ne, malumunuz sırasıyla kömür, petrol, doğalgazdan sonra kaya gazı yeni bir enerji savaşına doğru bizi sürüklüyor. Maalesef Terör marifetiyle bölgenin kaynaklarını kullanamadığımız gibi bu gelirleri de içselleştiremiyoruz.

Asıl marazi olan ise Türkiye'de enerji konularıyla uğraşan kişi veya kurumların bu gibi meseleleri kamuoyuyla paylaşmayarak farkındalık yaratmamasıdır. Zira benzer bir meseleyi bor madenleri, nükleer santraller, altın üretimi ..vs. enerji konularında görmüş, boş boş ümitlenmiş, her defasından bu gibi meseleler kamuoyunda gündemde düşmüştü.

drhusamettin@hotmail.com

@HusamettinAslan