Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.87
Gram Altın
2427.37
BIST 100
9711.71
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Adiyat suresinin okunuşu ve anlamı

Adiyat koşan atlar anlamına geliyor. 11 ayeti kerime olan Adiyat suresi Mekke döneminde nazil olmuştur. Kuran'da 10. sırada yer alan Adiyat suresi adını birinci ayetinde geçen adiyat kelimesinden alıyor. Adiyat suresinde insanların nankörlüğünden, mala, servete düşkünlüklerinden bahsedilmektedir. Peki Adiyat suresinin okunuşu nasıldır? Adiyat suresinin meali nasıldır? İşte Adiyat suresinin okunuşu ve meali....
Adiyat suresinin okunuşu ve anlamı
11 Eylül 2020 11:56:17
Adiyat koşan atlar anlamına geliyor. 11 ayeti kerime olan Adiyat suresi Mekke döneminde nazil olmuştur. Kuran'da 10. sırada yer alan Adiyat suresi adını birinci ayetinde geçen adiyat kelimesinden alıyor. Adiyat suresinde insanların nankörlüğünden, mala, servete düşkünlüklerinden bahsedilmektedir. Peki Adiyat suresinin okunuşu nasıldır? Adiyat suresinin meali nasıldır? İşte Adiyat suresinin okunuşu ve meali....

Adiyat koşan atlar anlamına geliyor. 11 ayeti kerime olan Adiyat suresi Mekke döneminde nazil olmuştur. Kuran'da 10. sırada yer alan Adiyat suresi adını birinci ayetinde geçen adiyat kelimesinden alıyor. Adiyat suresinde insanların nankörlüğünden, mala, servete düşkünlüklerinden bahsedilmektedir. Peki Adiyat suresinin okunuşu nasıldır? Adiyat suresinin meali nasıldır? İşte Adiyat suresinin okunuşu ve meali....

Kur’ân-ı kerîmin yüzüncü sûresi. Âdiyât sûresi, Mekke-i mükerremede nâzil oldu (indi). Medîne-i münevverede nâzil olduğu da bildirilmiştir. On bir âyet-i kerîmedir. “Yemîn ederim (Allah yolunda savaş için sür’atle) koşan atlara” meâlindeki birinci âyet-i kerîmede koşan atlar mânâsın a olan “âdiyât” kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûre, Peygamber efendimizin harbe gönderdiği bir süvârî kuvvetinin gecikip, münâfıkların (kalbleri ile inanmadıkları hâlde ağızları ile inandık diyenlerin), onların öldürüldükleri haberini yayması üzerine, hayatta olduklarını hattâ zafer ve ganîmet (mallar) kazandıklarını müjdelemek üzere nâzil olmuştur (inmiştir). Sûrede ayrıca, insanların nankörlüğünden, mala, servete düşkünlüklerinden, öldükten sonra başlarına gelecek acıklı hallerden bahsedilmekte, Allahü teâlânın insanın her hâlinden haberdâr olduğu hatırlatılmaktadır. ( İbn-i Abbâs, Taberî)

ADİYAT SURESİ MEALİ VE ANLAMI

Bismillâhirrahmânirrahîm

1,2,3,4,5,6. Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

7.Hiç şüphesiz buna kendisi de şahittir.

8.Hiç şüphesiz o, mal sevgisi sebebiyle çok katıdır.

9,10,11. Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır.

ADİYAT SURESİ OKUNUŞU

Bismillahirrahmânirrahîm.

1- Vel adiyati dabha

2- Fel muriyati kadha

3- Fel muğırati subha

4- Fe eserne bihı nak’a

5- Fe vesatne bihı cem’a

6- İnnelinsane li rabbihı le kenud

7- Ve innehu ala zalike le şehıd

8- Ve innehu li hubbil hayri le şedıd

9- E fe la ya’lemü iza bu’sira ma fil kubur

10- Ve hussıle ma fis sudur

11- İnne rabbehüm bihim yevmeizin le habir

ADİYAT SURESİNİN TÜRKÇE VE ARAPÇA OKUNUŞU İLE MEALİ

Adiyat 1 (Mealleri Karşılaştır): Vel âdiyâti dabhâ(dabhan).

بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلْعَٰدِيَٰتِ ضَبْحًا

(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Adiyat 2 (Mealleri Karşılaştır): Fel mûriyâti kadhâ(kadhan).

فَٱلْمُورِيَٰتِ قَدْحًا

(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Adiyat 3 (Mealleri Karşılaştır): Fel mugîrâti subhâ(subhan).

فَٱلْمُغِيرَٰتِ صُبْحًا

(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Adiyat 4 (Mealleri Karşılaştır): Fe eserne bihî nak’â(nak’en).

فَأَثَرْنَ بِهِۦ نَقْعًا

(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Adiyat 5 (Mealleri Karşılaştır): Fe vesatne bihî cem’â(cem’an).

فَوَسَطْنَ بِهِۦ جَمْعًا

(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Adiyat 6 (Mealleri Karşılaştır): İnnel insâne li rabbihî le kenûd(kenûdun).

إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لِرَبِّهِۦ لَكَنُودٌ

(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Adiyat 7 (Mealleri Karşılaştır): Ve innehu alâ zâlike le şehîd(şehîdun).

وَإِنَّهُۥ عَلَىٰ ذَٰلِكَ لَشَهِيدٌ

Hiç şüphesiz buna kendisi de şahittir.

Adiyat 8 (Mealleri Karşılaştır): Ve innehu li hubbil hayri le şedîd(şedîdun).

وَإِنَّهُۥ لِحُبِّ ٱلْخَيْرِ لَشَدِيدٌ

Hiç şüphesiz o, mal sevgisi sebebiyle çok katıdır.

Adiyat 9 (Mealleri Karşılaştır): E fe lâ ya’lemu izâ bu’siramâ fîl kubûr(kubûri).

۞ أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِى ٱلْقُبُورِ

(9-11) Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır.

Adiyat 10 (Mealleri Karşılaştır): Ve hussıle mâ fîs sudûr(sudûri).

وَحُصِّلَ مَا فِى ٱلصُّدُورِ

(9-11) Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır.

Adiyat 11 (Mealleri Karşılaştır): İnne rabbehum bihim yevme izin le habîr(habîrun).

إِنَّ رَبَّهُم بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَّخَبِيرٌۢ

(9-11) Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır.