Dolar (USD)
32.60
Euro (EUR)
34.64
Gram Altın
2526.52
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Artık silahlar susmalı

‘Suriye’de çözüm askeri değil siyasi’ diyen Başkan Erdoğan, “Biz ‘ateşkes’ dedik, onlar ‘silah bırakma’ olarak ifade etti. İdlib’de olumlu netice alacağımıza inanıyorum. Silahların susması bile çok önemli” diye konuştu.
Artık silahlar susmalı
09 Eylül 2018 11:07:00
‘Suriye’de çözüm askeri değil siyasi’ diyen Başkan Erdoğan, “Biz ‘ateşkes’ dedik, onlar ‘silah bırakma’ olarak ifade etti. İdlib’de olumlu netice alacağımıza inanıyorum. Silahların susması bile çok önemli” diye konuştu.

Amerika, terörü petrolle besliyor

Türkiye Devlet Başkanı Erdoğan, Tahran zirvesini değerlendirirken, ABD endişesini dile getirmeden edemedi: “Amerika, Deyrizor’da şu anda terör örgütleri PYD’yi, YPG’yi petrolle besliyor. 300 milyon dolarlık ham petrol geliri söz konusu terör örgütlerinin.”

Tahran’da, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile Astana sürecinin 3. Liderler Zirvesi’ni gerçekleştiren Başkan Erdoğan, Türkiye dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Görüşmede, Genel Yayın Yönetmenimiz Ali Adakoğlu da hazır bulundu.

TÜRKİYE Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan ziyaretinin ardından Tahran’da gerçekleştirilen Astana sürecinin 3. Liderler Zirvesi’ne katıldı. Erdoğan, iki ülkede yaptığı resmi temaslarla ilgili, kendisini takip eden gazetecilerin sorularını cevaplandırırken, önemli noktalara parmak bastı.

Suriye’nin toprak bütünlüğü

Özellikle Tahran’da yapılan 3. Liderler Zirvesi’nin önemine değinen Başkan Erdoğan, “Zirvedeki konuşmamda da ifade ettiğim gibi biz Suriye’de askeri değil siyasi çözümden yanayız. Bunun için Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, terör unsurlarının etkisiz hale getirilmesi ve oldu bitti durumlara izin verilmemesi gerekiyor” dedi.

İdlib önemli bölge

İdlib’deki gelişmelerin endişe verici bir hale dönüştüğünü söyleyen Erdoğan, “İdlib, üzerinde daha önce mutabık kaldığımız dört çatışmasızlık bölgesinden biridir. Diğer üç bölge zaten ortadan kalktı. Artık geriye sadece İdlib kaldı. Halep, Doğu Guta gibi yerlerden gelen ılımlı muhalifler de şu anda İdlib’de bulunuyor. Nusra gibi unsurlar bahane gösterilerek sivillere yönelik saldırıları kabul edemeyeceğimizi ifade ettik. Bu, büyük bir insani drama ve yeni bir göç dalgasına da neden olur. Türkiye bunun bedelini ödemek durumunda kalmamalıdır.

Başkan Erdoğan, 3. Liderler Zirvesi’ne evsahipliği yapan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye gösterdikleri misafirperverlikten dolayı teşekkür etti.

Hamaney ziyareti

Tahran’da son olarak dini lider Hamaney’i ziyaret ettiklerini hatırlatan Başkan Erdoğan, “Suriye başta olmak üzere bölgesel ve küresel konularla ilgili görüşlerimizi ve hassasiyetlerimizi de kendilerine aktardık. İran’da, Türkiye’nin özellikle son dönemlerdeki duruşu üzerinde olumlu yaklaşımları var. Bundan dolayı da memnuniyetlerini bana ifade ettiler. Biz de kararlılığımızı, bölgede olması gereken ne ise bunu iyi düşünerek, tartarak adımlarımızı attığımızı kendilerine söyledik” dedi.

Başkan Erdoğan, Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi'nin ardından İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ile başkent Tahran'da bir araya geldi.

Mülteci akını olabilir

-Zirvede İdlib’den 3.5 milyon mülteci akını olabileceği endişenizi dile getirdiniz. Oradan olası bir mülteci akınının, gerek Türkiye’ye, gerek Batı’ya etkileri neler olur?

Bunu gelişmelere göre değerlendirmek lazım. Şu anda değil. Gelişmeler ne gösterir bilemiyoruz.

Ateşkes’te mutabık kalındı

-İdlib’le ilgili olarak zirvenin Türkiye açısından en olumlu, en memnuniyet verici boyutu nedir?

Ateşkes rejiminin sürdürülmesi konusunda mutabakatın oluşması. Bu 12 maddelik Ortak Açıklama’ya da yansıdı. Özellikle 3. ve 4. maddelerin altını çizmek lazım. Açıklamada, silahların bırakılmasına işaret ediliyor. Metinde tabii ki diplomatik bir dil kullanılıyor. Ama bunu, silahların bırakılması veya ateşkes gibi bir ifadeyle ortaya koyarsak, o zaman daha iyi anlaşılır. Bölgeye çok daha iyi mesaj olur.

-Çatışmasızlık bölgesinde Rusya bir-iki operasyon yaptı, sonra durdu. Bundan sonrası için vakit kazanıldığını söyleyebilir miyiz?

Sayın Putin’le bunları hem ikili görüşmede, hem üçlü zirvede çok açık, net konuştuk.

-Esad’ın operasyona hazırlandığı söyleniyor. PKK, Türk solunun marjinal gruplarından da isimler telaffuz ediliyor. Konuşmanızda siz Fırat’ın Doğusu’ndan bahsederken Ruhani bu yaklaşıma olumlu bakıyor gibi görünüyor. Yani Fırat’ın Doğusu’nun temizlenmesine dair… Bu çelişki nasıl aşılacak? Bir yandan rejim terör örgütleriyle beraber, İran sizin açıklamanızı destekler nitelikte bir açıklamada bulundu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İran’ın, Fırat’ın Doğusu ile ilgili beklentileri daha farklı. Bizim orada konsolosluk açma suretiyle süreci hızlandıralım diye beklentileri var. Ama bizim şu anda oralarda konsolosluk açma niyetimiz yok. Onlar sonraki işler. Anayasa, seçim, bir defa netleşsin, ondan sonra bunları düşünme noktasına geliriz.

-Ruhani, Suriye’deki mevcut yönetimle işbirliği yapılması yönündeki beklentilerini ifade etti… Bizim bu konudaki yaklaşımımız nedir? Çözümün, mevcut Suriye hükümetiyle görüşülerek üretilmesi gerektiğinden söz etti…

Yani bu, sadece Rusya ile İran’ın yaptığı bir iş. Bizim şu anda rejimle böyle bir şey yapmamız söz konusu değildir. Bizim sadece Suriye halkıyla ilişkilerimiz var. Bunlar da ağırlıklı olarak ılımlı muhaliflerdir. Ilımlı muhalifler ile bizim ilişkimiz var. Ama terör gruplarıyla değil. Rejimle ise zaten söz konusu değil. Ha, seçim yapılır, yeni anayasa ile beraber halkın seçtiği bir iktidar iş başına gelir, o ayrı mesele…

-Bu zirve sonrasında İdlib’de sivillere yönelik katliam olabileceği endişemiz tamamen ortadan kalktı mı?

Ateşkes rejiminin sürdürülmesi konusunda mutabakat önemli. Mutabakat, inşallah böyle bir şeyi getirir.

-Rusya, Türkiye, Almanya ve Fransa’nın İstanbul’da gerçekleştireceği bir zirve söz konusu idi...

Bu ayın 14’ünde 4 ülkenin temsilcileri İstanbul’da bir araya gelecek. Ön hazırlıkları yapacak. Daha sonra da inşallah 4’lü olarak bizler, liderler olarak bir araya geleceğiz.”

-3. ve 4. madde Türkiye’nin taleplerini yansıtıyor. Devam edecek teknik görüşmelerin kapsamı ne, içeriği ne olacak? En azından bombardımanın durması anlamında...

Bunu da Putin’le, başa baş görüşmemizden sonra, bir kere daha ayrıca konuştum ayrılırken. Kendisinden bunu rica ettik. İnşallah inanıyorum ki sözlerinde duracaklardır.

-Terör örgütlerine dair bir liste söz konusu mu görüşmelerde gündeme gelen?

El-Kaide, Nusra ve benzeri örgütler...

Tahran’daki zirvede Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşen Erdoğan, üçlü zirvenin faydalı geçtiğini inandığını dile getirdi.

Suriye’de seçim nasıl yapılacak!

-Suriye’de seçimden bahsettiniz... Seçime Esad da girer ve kazanırsa o zaman bizim tavrımız ne olur?

Biz tabi Esad’ı filan hiç konuşmuyoruz. Bütün mesele, oradaki seçmen potansiyelini ortaya çıkarmak. Suriye’nin içindeki seçmenler var, dışındaki seçmenler var, oluşacak seçmenler var... Bu yapı nasıl teşekkül edecek, bunu bir defa görmemiz lazım. Temennimiz odur ki inşallah Suriye’nin çilesi biter...

-Suriye’deki terörist grupların silah bırakma işi nasıl olacak? Silahları Özgür Suriye Ordusu mu toplayacak? Bu konuda sizin zihninizdeki model nedir? Suriye’de Anayasanın oluşturulması hususunda son durum nedir?

Anayasanın oluşturulması süreciyle ilgili olarak rejim, ılımlı muhalifler, ayrıca ülkedeki STK’lar 50’şer isim vermişlerdi. Bunların içinden bir ekip belirlenecek. Temennimiz bu işin bir an önce başlaması. Yol haritası oluştuktan sonra, karşılıklı bir araya gelişlerle tecrübeleri paylaşmak ve seçim takviminin ortaya çıkarılması önemli olacak.

-Silah bırakma konusu nasıl olacak?

Biz orada ateşkes ifadesini kullandık. Onlar silah bırakma olarak ifade ettiler. Bizim temennimiz, bir silah bırakma eyleminin inşallah başlamasıdır. İdlib’te en azından silahların belki susması bile şu anda önemli bir gelişmedir.

-İdlib’te sivillerin tahliyesi söz konusu mu? Tahilye, nereye, nasıl olacak?

Tahliye mi? Böyle bir şey konuşmadık...

-Bölgenin teröristlerden temizlenmesi nasıl olacak?

Teröristlerin tahliyesine yönelik de bir konuşma olmadı...

-Rusya’nın bölgedeki YPG varlığına yönelik tavrında bir değişiklik var mı? Ayrıca, ABD ile Türkiye uzun süredir ilk kez İdlib konusunda aynı safta yer alıyor gibi gözüküyor. Acaba iki ülkenin oradaki öncelikleri örtüşüyor mu birbiriyle?

İdlib konusunda şu an itibarıyla ABD ile tümüyle aynı safta yer aldığımızı söyleyemeyiz...

-ABD de rejimin ve Rusya’nın müdahalesine karşı çıkıyor. O anlamda...

Ondan değil bu karşı çıkış. Onların kör bahaneleri var. Nedir o kör bahane? ‘Kimyasal silah kullanırsanız, biz şöyle yaparız, böyle yaparız’ diyorlar... Bize göre, sadece kimyasal silah tehdidi üzerinde durmak, konvansiyonel silahlarla yol açılan ölümlere aldırmamak doğru bir yaklaşım değil. ABD, Suriye’de olup bitenleri şu anda tamamen tribünden seyreden bir seyirci konumunda. Hiçbir sözünün arkasında değil. Münbiç’te sözünü tuttu mu? 90 gün dedi, geçti 90’ı... Şimdi yeniden terör örgütlerini oraya sokmanın gayreti içerisinde. Aynı şeyi Deyrizor’da yaptı... Deyrizor’da şu anda terör örgütlerini, PYD’yi, YPG’yi besliyorlar. Neyle? Petrolle... Orada çok ciddi petrol gelirleri var terör örgütünün. 300 milyon dolarlık ham petrol geliri söz konusu terör örgütlerinin. İşlenmiş halini düşünün. Herhalde 700-800 milyon doları bulur. Ben bu rakamı Putin’e söyledim, şaşırdı...Şu anda 18 bini aşkın TIR Suriye’nin kuzeyine silah, mühimmat taşımış vaziyette. 3 bin kadar da kargo uçağı yine aynı şekilde her türlü silahı, mühimmatı oraya götürüyor. Tabi orada kurulmuş üsler var. Ve bu üsler, bunlarla besleniyor. Yani, gerçeği görmemiz lazım.

-Zirvenin içeriğine kadar canlı yayınlanması da dikkati çekti. O anda mı canlı yayın kararı verildi, önceden planlama var mıydı?

Canlı yayınlanacağından haberimiz yoktu. Ama hayırlısı olmuş, isabet olmuş...

****

-Hollanda ile büyükelçilerin atanması ile bir yere geliniyor. Acaba diğer bazı normalleşme beklenen ülkelerde de bir adım gelebilir mi? Mesela İsrail konusunda, belki Mısır’la...

Hollanda’da karşılıklı oldu... Mısır’da da şu anda elçilik noktasında sıkıntımız yok. Bakanlar seviyesinde de yok. Sadece bizim seviyemizde var... Olmayacak diye bir şey olmaz... Gelişmelere göre Avusturya ile de olabilir... Yeter ki muhataplarımız müspet bir yaklaşım içinde olsunlar...

İstanbul’daki üçüncü havalimanının açılışının bir ay ertelenmesi talebi geldi mi önünüze?

Erteleme mi?

İnşaat, hizmete açılacak bölümün yakın çevresinde devam edecek, oluşacak tozun uçakların motoruna girmesinin söz konusu olabileceği açısından...

Benim önüme öyle bir talep gelmedi. Yalnız ayın 23’ünde orada Teknofest çerçevesinde önemli bir gösteri olacak. Orada F-16’yla uçulacak. Milli Savunma Bakanımız Hulusi Bey ve Hava Kuvvetleri Komutanımızla birlikte F-16’yla yapılacak inişe programım elverirse ben de katılabilirim.