Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.50
Gram Altın
2474.76
BIST 100
9565.87
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Sürekli hainlerle birlikteler

Batı'nın tek derdinin başta Ortadoğu olmak üzere Doğu'ya doğru bütün hesaplarını bozacak bir Türkiye'yi inşa eden Erdoğan'ı indirmek olduğunu ifade eden Gaffar Yakınca, "Biden 'dostlarımızla beraber Erdoğan'ı indireceğiz' diye boşuna konuşmadı. CHP sabahtan akşama kadar hainlerle birlikte" dedi.
Sürekli hainlerle birlikteler
19 Mart 2023 00:01:52
Batı'nın tek derdinin başta Ortadoğu olmak üzere Doğu'ya doğru bütün hesaplarını bozacak bir Türkiye'yi inşa eden Erdoğan'ı indirmek olduğunu ifade eden Gaffar Yakınca, "Biden 'dostlarımızla beraber Erdoğan'ı indireceğiz' diye boşuna konuşmadı. CHP sabahtan akşama kadar hainlerle birlikte" dedi.

Söyleşi: Özlem Doğan

Türkiye büyük deprem felaketinin acısını yaşarken Şanlıurfa ve Adıyaman’da yaşanan sel felaketinde de 18 can kaybı yaşandı. Hükümetin afet bölgelerinde yaraları sarma çalışmaları sürerken 14 Mayıs seçimlerine doğru giden süreçte altılı masada da kavga, kaos ve belirsizlik sürüyor. Gündemin ana başlıklarını ve seçim öncesi son durumu Gazeteci Gaffar Yakınca ile konuştuk.

CHP adam öğütme makinası

Meral Akşener’in önce dağıtıp sonra geri döndüğü masaya bir belirsizlik hâkim. Ortaya koydukları net bir proje yok. Altılı ittifakı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Masadaki en temel eksiklik şeffaflık. En başından itibaren ittifak söylentilerinde, verdikleri mesajlarda şeffaflıktan bilhassa uzak durdular ve yaptıklarını gizlediler. Siz bir şirket, kapalı bir aile toplantısı yönetmiyorsunuz, halktan oy alan siyasi partilersiniz. Ağzınızdan düzgün cümleler mi çıkıyor yoksa karnınızdan mı konuşuyorsunuz, seçmen buna bakıyor. Altılı değil, zımnen yedili masanın temel zaafı burada yatıyor. Kendi içi cadı kazanı gibi kaynayan CHP’nin geleneği bir krizler geleneğidir. CHP özellikle seçim dönemlerinde adam öğütme makinası gibi çalışır.

Yedi yardımcılı bir cumhurbaşkanlığı vaat ediyorlar. Her kafadan bir sesin çıktığı çoklu koalisyonda istikrar nasıl sağlanacak?

Yedi tane cumhurbaşkanı yardımcısının arasındaki uzlaşı prosedürü nasıl işleyecek, belli değil. Yakın tarihimizde böylesine karmaşık bir dönem yaşanmadı. 1950’deki çok partili döneme geçtiğimiz seçimlerin yapıldığı dönemde de 1974-1977 koalisyonlar döneminde de 1983’te askeri rejimden sonra yeniden çok partili hayata geçişimizde de 2001-2002’de AK Parti’nin çıktığı krizler döneminde de böylesine bir kaos yok. Sadece 1876’da birinci Meşrutiyet’in ilanında yaşandı. Anadolu’nun her yerinde Ermeni, Yahudi, Bulgar örgütleri ve masonik teşkilatların olduğu azınlık örgütleri ortaya çıktı. Seçim yapıldıktan sonra bir bakıldı ki Meclis’te Müslüman Türk yok.

Kılıçdaroğlu Soros Vakfı'nda yönetici

Bugün de altılı masaya destek veren yurtdışı kaynaklı, yabancı ülkelerden fonlanan bazı oluşumlar görüyoruz. Bu bir tarihin tekerrürü hadisesi mi?

Evet o zaman da dış güçlerin etkisi çok fazlaydı. Sultan Abdülhamid direndi ama Meclis-i Mebusan yüzünden Rus harbine girilip kaybedildi ve büyük hezimet yaşandı. Fakat o dönem azınlıklar örgütlüydü, arkalarında uluslararası güçler ve misyoner okulları vardı, Müslüman Türkler ise örgütlü değildi. Bugünkü durum o döneme çok benziyor. Türkiye’de elli yıldır yabancı güçlerin sivil bir yığınağı var. Fonlarla, yardım kuruluşlarıyla, STK’larıyla güler yüzlü bir emperyalizmin kurduğu bir hat oluştu ve hiç de güçsüz değiller. Kemal Kılıçdaroğlu da Soros’un Türkiye’de ilk girişimi olan TESEV’in yöneticilerinden biri. Bu ayrıntı kim olduğunu, ne istediğini ve hedeflerini bilmemiz açısından önemli.

Emperyalizmin kurduğu bu sivil hattı biraz açar mısınız? Kimlerden oluşuyorlar ve amaçları nedir?

Bahsettiğimiz bu yabancı güçler sadece sivil güçlerden oluşmuyor. Bunların askeri yığınağı da vardı; FETÖ TSK’yı ele geçirmişti, ayrıca terör örgütü PKK da mevcut. Fakat seçimlerde silahlı örgüt kullanmıyorlar. PKK’nın Güneydoğu’da sandık başına silahlı adam dikip köylüyü tehdit ettiği dönem geride kaldı. FETÖ’nün de artık silahı yok. Dış güçler seçimlere ellerindeki sivil güçlerle müdahale edecek. Masanın toplanması, dağılması tartışmalarının sebebi de bu. Çünkü çok fazla amil çatışıyor. Cumhur İttifakı içinde milletvekili olmanın prosedürü belli, aylar önce ilan edildi. Cumhur İttifakı içinde olmayan Memleket, Yeniden Refah, Vatan Partisi gibi partilerin de prosedürü belli. Bir gayya kuyusu olan Altılı Masa’da ise nasıl milletvekili seçileceğini bile bilmiyoruz, kimse bilmiyor.

Kapalı kapılar ardında dönen pazarlıklar söz konusu diyebilir öyle değil mi?

Herhangi bir ilçede sevilen bir ismin milletvekilliği adaylığı için CHP’ye verdiği bir dilekçenin karanlıkta kaybolacağını, uzaklarda bir yerde, görünmeyen bir katta pazarlıkla, başka kurallarla seçileceğini CHP’liler de dahil herkes biliyor. CHP yöneticileri bile isimlerini bilmediği danışmanlardan bahsediyor. Yabancı ülkelerin temsilcileri sık sık ziyaret ediyor, gizli kapaklı görüşmeler yapılıyor. Bir partinin aklını başka bir yere kiraya vermesi, adını bile açıklamadığı bir vesayet merciine bağlanması halka ve seçmenine ihanettir.

WhatsApp Image 2023-03-19 at 09.33.40_18b1683a8a3d0efc2e8164bce69531c4.jpeg

CHP Atatürk gelse istemez

Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere bazı CHP’li siyasetçilerin PKK sözcüsü HDP’nin yanı sıra FETÖ’cülere de destek verdiğini görüyoruz. CHP ne yapmaya çalışıyor?

CHP’li Sezgin Tanrıkulu vatandaşın üzerine uçak bombası atan, uçaksavar mermisiyle insanlarımızı katledenler de dahil KHK’lıların tamamını işlerine iade edeceğiz dedi. CHP Atatürk’ün partisi olduğunu iddia etse de artık değil. Atatürk hayatta olsaydı ve CHP teşkilatından birine gidip üyelik başvurusu yapsaydı ‘Sen bize göre çok millisin’ deyip kabul etmezlerdi. CHP, eski Türkiye’nin ne kadar çamuru çürümüşlüğü varsa onu geri getirmek istiyor. Yerli ve milli olanlara düşmanlık ediyorlar. Benim dilim hain demeye varmıyor ama sabahtan akşama hainlerle beraberler. Son on yıla baktığımızda Cumhuriyet’in kurucu felsefesine ve Atatürk’ün muasır medeniyet hedefine en çok Tayyip Erdoğan hizmet ediyor.

Mezeye karşılık Kıbrıs'ı verirler

CHP yandaşı medya da CHP ile aynı tutum içerisinde. TSK’nın gerçekleştirdiği operasyonlara bile hep birlikte karşı çıkıp PKK kanalında Türk askerine iftira atanlara yine birlikte sahip çıkıyorlar…

Özellikle Bir gün ve Cumhuriyet gazetesi operasyon merkezi haline geldi. Bu gazetelerde bazı türedi kalemlere savcılıklardan dosyalar veriliyor, onlar da aradan bir şeyleri cımbızla çekerek ‘şeriat geliyor, tarikatlar şunu yaptı’ haberleri yapıyorlar. Onun üzerinden kendi kitlelerini konsolide etmeye çalışıyorlar. Bu ülkede Atatürk kitabı yazarak köşeyi dönen, milliyetçilikte mangalda kül bırakmayan fakat ‘Rum öyle bir meze yapar ki Kıbrıs’ı veresiniz gelir’ diye yazı yazan gazeteciler var. Mezeye karşılık toprak vermeyi yazabilmek sözün bittiği yerdir.

Peki altılı masanın gerçek amacı nedir? Seçimi kazanmak mı yoksa sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kaybettirmek mi?

Bu kritik seçimde Batılılar ya Tayyip Erdoğan’dan kurtulacaklar ya da kurtulamayacaklar, tüm olay bu. Burada konu Tayyip Erdoğan’ın şahsı değil; bağımsızlıktan yana milli duruşu olan hangi lideri koyarsanız koyun aynı düşmanlığı ona da yaparlar. İlkelerini Batılıların istediği şekilde tasarlayan CHP’nin bütün programı eski Türkiye’ye dönüştür. Yani Batı’ya tam bağımlılık ve vesayet. Türkiye bağımsızlığını kazanırsa Batı’nın başta Ortadoğu’da olmak üzere Doğu’ya doğru bütün hesapları bozulur. Batı, Türkiye’yi elinden kaçırırsa bütün Afrika’yı ve Doğu’yu elinden kaçırmış olacak.

Birbirine taban tabana zıt görüşlere sahip ve geçmişten de büyük bir çatışma mazisi olan Saadet Partisi ve CHP nasıl yan yana gelebildi?

Erbakan’ın kurduğu siyasi bir akım olan milli görüş, CHP’nin bugünkü Atatürkçülüğüne döndü. Partinin kurumsallığı artık milli görüşü temsil etmiyor. 14 Mayıs, masadaki tüm partiler için bir kader seçimi olacak. Galip gelseler de gelmeseler de eriyip gidecekler çünkü üzerine bastıkları temel yıkıcı ve reaksiyonel bir temel. Altılı masa, iktidarı hasbelkader alsa da uzun sürekli bir iktidar olmayacak. Kısa sürede kaybedeceklerini biliyorlar.

Altılı masa Türkiye'ye kaybettirir

O halde planladıkları ya da altılı masa için başkalarının planladığı nedir?

Batı’nın planı Türkiye’nin yürüyüşünü altı ay bile olsa geciktirecek bir çelme takmak. O zaman büyük mevzi kazanacaklarını düşünüyorlar. Altı ay boyunca Tayyip Erdoğan’ın başında olmadığı bir Türkiye, kuzey tarafının Batı tarafından işgal edilmesi, Mavi Vatan’ın çöpe atılması, petrol arama gemileri projelerinin rafa kaldırılması, Libya konusunun kapatılması ve PKK/PYD’nin amacına ulaşması anlamına gelir. Bunlar için altı ay, bir yıl yeter. Batı gerçekten çok köşeye sıkıştı. Biden, ‘dostlarımızla hareket ederek Erdoğan’ı indireceğiz’ sözünü boş yere söylemedi.