Eylül demek hareket demek. Yaz bitip de eylül çalınca kapıyı hareket de başlıyor. Hareket varsa bereket de vardır.
Okulların açılıyor olması hayatın hareketlenmesinin en önemli sebebi. Okullardan gelen cıvıltı, sırtlarında dünya yükü ağırlıkla kaldırımları aşındıran minik dev öğrenciler, her köşe başında bir anda yola fırlayan öğrenci servisleri.. Daha ne olsun ki..
Milli eğitim, adı üstünde milli. Adından gelen bir kabullenişle toplumun tümünü ilgilendiren yegane konuların başında geliyor. Herkes milli eğitim konusunda söz sahibi. Herkesin milli eğitim hakkında bir planı, projesi var.
Yeni bir eğitim-öğretim yılının başındayız. Bizde tartışma bitmez. Malumdur ki iktidarın da en tartışılan alanı eğitim olduğuna göre vur abalıya diye sözü kim alırsa başlıyor vurmaya zaten.
Vuruyor da havanda su dövmekten öteye geçmiyor ne söyleniyorsa.
Herkes topu bir başkasına atarak vebalden kurtulma derdinde. Veli öğretmene, öğretmen öğrenciye, öğrenci öğretmene, herkes de suçu sisteme atarken bir sarmal savrulma alıp başını gidiyor.
Tartışma konuları kafalarda çarpışıp dururken en son ve etkili haber Cumhurbaşkanımızdan geldi. "TEOG'un kaldırılması lazım." demesiyle birlikte yeni gündemimiz belli oldu.
Sistem ne olursa olsun mesele yine öğrencilerde bitiyor. Sistem değişmiş değişmemiş çok da önemli değil. Önemli olan çalışmak.
TEOG yerine ne gelir, ders notları ile liseye girmek mümkün müdür, sadece notlar etkili olursa özel okulları kim durdurabilir, bunlar hep tartışılacak konular. Şimdi ne desek eksik kalır. Bekleyip göreceğiz.
Güvenlik tedbirleri bu yılın en çok konuşulacak konuları arasında. Servisler, servisçiler, kameralar, okul önleri, okulların giriş çıkış saatleri hep daha güvenlikli bir eğitim ortamı için.
Temennilerimiz bitmez. Her şey daha iyi bir yıl geçirilsin, sıkıntılar azalsın, yıllardır özlem duyulan seviyeye ulaşılsın diye ama temenninin yanına gayreti de koymak gerek.
Mesela okumak ilk meselemiz olmalı. Okuyan bir nesil, düşünen bir nesil tek umudumuz. Topyekûn okumak. Sadece öğrencilerin eline kitapları tutuşturup öğretmenlerin kendilerine farklı bir dünyanın kapısını açarak değil öğrencilerle birlikte hece hece bir okuyuş.
Buna ihtiyacımız var. TEOG olmasın. Tamam. Çocuklar sınav stresi yaşamasın. Bu da güzel. Çocukların okumaları için bütün kapılar sonuna kadar açılmalı.
Etüt merkezleri dershane gibi işliyor. Adları değişti. Hadi kitap okuyun dediğimiz çocuklar soluk soluğa okuldan etüt merkezine oradan yorgun argın akşam vakti evlerine ulaşıyorlar. Kitap okumak da yorgun bedenlere ağır geliyor.
Umudumuz her zaman dipdiri. Umut yoksa yaşamak da yok. İyi olacak her şey diyerek güne başlamaya devam.
Hainlerin varlığını hiç unutmadan vatan toprağını aziz bilerek, vatanına milletine hayırlı insanlar yetiştirmek için durmadan çalışmaya devam.
Bugün okulların ilk günü. Ders konumuz tüm Türkiye'de aynı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da bir yazı ile katkı sağladığı 15 Temmuz kitapçıkları tüm öğrencilere ulaştırıldı. 15 Temmuz diriliş ruhunu canlı tutarak başlayacağımız yeni bir eğitim-öğretim yılının herkese hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Nasıl başlarsak öyle gider. Aşkımız, şevkimiz, heyecanımız daim olsun.