Adları anılmayacak kadar sayıları az olan ateistler dışında Allah'ın varlığına inanmayan insan neredeyse yok gibidir… Hatta resulullah aleyhisselam döneminde yaşayan müşrikler bile Allah'ın varlığına ve yaratıcı sıfatına inanıyorlardı;
"Andolsun ki onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, mutlaka "Allah..." derler. De ki: (Öyleyse) övgü de yalnız Allah'a mahsustur, ama onların çoğu bilmezler."
"Andolsun ki onlara: "Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "Allah" derler. O halde nasıl (haktan) çevrilip döndürülüyorlar?"
Her iki ayetimize dikkat edersek gökleri ve yeri yaratanın Allah olduğuna inandıklarını görürüz. Burada üzerinde iyiden iyiye düşünmemiz gereken soru şu;
"Peki, Allah katında bu inanç nasıl kabul görür? Allah'ın yeri ve göğü yarattığı inancı bir insanın Allah'ın rızasını kazandırıp cennete girdirmesi için yeterli bir sebep midir?"
Eğer bu inanç şekli yeterli olsaydı Mekkeli müşriklerle efendimiz aleyhisselam savaşmazdı… Demek ki bir insanın göğü ve yeri yaratanın Allah olduğuna inanması yeterli değilmiş… Peki, neden?
Şu soruya cevap bulmamız çok daha fazla önem kazanmış oldu;
"Allah'ın yaratıcı sıfatına inanmak neyi gerektirir?"
Yukarıdaki her iki ayet bizlere bazı gerçekleri hatırlatır;
"… (Öyleyse) övgü de yalnız Allah'a mahsustur, ama onların çoğu bilmezler.
Demek ki gökleri ve yeri yaratanın Allah olduğuna inanmak tüm övgülerin Allah'a mahsus olduğuna inanmayı gerektiriyormuş… Ama çoğu insan bu gerçeği bilmiyor!
"… O halde nasıl (haktan) çevrilip döndürülüyorlar?
Yine demek ki gökleri ve yeri yaratanın Allah olduğuna inanmak haktan yüz çevirmemeyi gerektiriyormuş… Peki, bu hak nedir?
Evet… Ortada bir hak ve bunun zıddı olan batıl var demektir… Ve yine demektir ki Allah, hak üzere kalınmasını istiyor… Ve yine demektir ki Allah'u Teala batıla bulaşmamızı istemiyor… Yani, Allah'u Teala yeryüzündeki insanın yaşam şekline müdahale ediyor… Allah'u Teala sanki şöyle diyor;
" Ey kendilerini yaratıp yeri ve göğü hizmetine verdiğim insanlar! Sizleri başıboş yarattığımı zannetmeyin! Ben sizi yedirip içiriyorum. Size hayat hakkı tanıdım. Benim dediğim şekilde yaşarsanız hak üzeresiniz demektir. Aksi halde batıldasınız demektir. Bana iman ediyorsanız yaşantınızı gözden geçirin. Ve ne kadar hak üzerinde olduğunuza bir bakın."