HDP'nin İslamcı Vekillerine Çağrı

0

Son dönemde katılmış olduğum bir televizyon programında HDP Türkiyelileşirse on ya da on beş sene sonra ülkeyi yönetebilir demiştim. Çünkü HDP, Türkiye'nin an muhalefet partisi olmaya doğru gidiyordu, hızla. CHP'nin yıllardır yapamadığını yapmaya başlamıştı. 7 Haziran seçiminde de oldukça yüksek oy almış, siyasi hinterlandını genişletmişti. Ancak yaşanan son gelişmeler, beni hayal kırıklığına uğrattı. HDP'nin siyasal aklı, hendekleri aşamadı. Suriye konjonktürünün şehvetine esir düştü.

Türkiye'de, özellikle muhalefete söz anlatmak hayli zor… Yıllardır, CHP hakkında konuşuyoruz. Neredeyse değişen hiçbir şey yok. MHP'de ise durum hep aynı; söz söylemeye bile gerek yok. Politik dünyalarının hiçbir yerinde değişim yok. Ancak HDP, başlangıçta, ümit vaat ediyordu. Türkiye'nin ruhuna uygun bir söylem ve pratik ortaya koymuştu. Hiç olmazsa, Erdoğan karşıtlarının reyini alarak siyasal arenada politik gücünü artırmaya başlamıştı. Selahattin Demirtaş da gelecek vaat eden siyasetçilerden birine dönüşmüştü. İşte her ne olduysa ondan sonra oldu; Demirtaş ve HDP, küçük başarılarının şehvetine esir düştüler. Okyanusu geçip derede boğulmak böyle bir şey olsa gerek. HDP'ye söz anlatmaya çalışan biz yazarların da işi hiç kolay değil. Cahile söz anlatmanın deveyi, hendekten atlatmaktan daha zor olduğunu hiç düşünemedik. KCK'nın başlatmış olduğu savaşın, siyasetin alanını daralttığını defalarca söylememize rağmen HDP'nin dünyasında değişen pek bir şey yok. Galiba, HDP, kendini kapattırmaya çalışıyor.

Aslında benim merak ettiğim, HDP'nin İslamcı vekillerinin olaylara bakışı… Altan Tan, Hüda Kaya, Adem Geveri ve Nimetullah Erdoğmuş bu olayların neresinde? Silahları susturmak için ne yapıyorlar? İslamcı kadrodan sadece uzun yıllardan beri yazılarını takip ettiğim, "Ya Tam Kardeşlik Ya Hep Birlikte Kölelik" diyen Altan Tan'ı bazen ekranlarda görüyorum. Birazcık sesinin çıktığını duymaktan memnunum; ancak onun sesinin daha gür çıkmasını istemiyor değilim. Ülkücülükten İslamcılığa, başörtüsünden Kandil'e kadar uzanan garip bir yolcu Hüda Kaya… Kaya ise isminin aksine oldukça yumuşak ve suskunluğun limanına demir atmış vaziyette. Ölümler karşısında ya suskun ya da faturayı kısa yoldan devlete kesmenin derdinde… Adaletinin şirazesi şaşmış durumda… Ya Diyarbakır'ın eski Müftüsü Nimetullah Erdoğmuş'a veya Adem Geveri'ye ne demeli? Onların durumu ise daha da vahim; varlıkları ile yoklukları bir…

Burada niyetim İslamcı vekilleri yerden yere vurmak, eleştirmek değildir; amacım ve arzum, onların sesinin biraz daha gümrah çıkmasıdır. Çünkü biz, bir insanı öldürmenin bütün kavmi öldürmekle eş anlamlı gören bir bir medeniyetin çocuklarıyız. Onlara ve HDP'nin tüm cengaverlerine şunu da hatırlatmak isterim; "Süngülerle her şey yapılabilir; ama üstüne oturulmaz." Unutmayınız, KCK'nın faşizmine teslim olmak, süngülerin üzerine oturmaktır.