1 Ocak 2026’ya sayılı günler kala, Zorunlu Trafik Sigortası’nda uzun süredir tartışılan “kişi bazlı sigortalama” konusu, her yıl olduğu gibi yıl sonuna yaklaşılırken yeniden kamuoyunun gündemine girdi. Bazı basın ve yayın organlarında, hasarsızlık indiriminin artık araçtan bağımsız hale geleceği ve ikinci araç alımında sürücünün mevcut avantajlı basamağının uygulanacağı yönünde haberler yer aldı. Ancak SEDDK, yaptığı resmi açıklamayla bu iddialara net bir yanıt verdi. Kurum, zorunlu trafik sigortasında hasarsızlık indiriminin tamamen sürücüye bağlandığına dair herhangi bir yürürlükte genelge veya düzenleme bulunmadığını duyurdu.
‘Sektörde söylenti var, resmi düzenleme yok’
Konuya ilişkin gazetemize değerlendirmelerde bulunan sigorta uzmanı Ümit Güven Akçakaya, kamuoyunda oluşan beklentinin meslek içi yorumlardan kaynaklandığını belirtti. Akçakaya, mevcut sistemin araç bazlı işlediğini vurgulayarak şunları söyledi: “Bugün hem zorunlu trafik sigortasında hem de kaskoda hasarsızlık basamakları araç üzerinden ilerliyor. Mevcut aracınızı satıp yeni bir araç aldığınızda, belirli şartlarla önceki hasarsızlık indiriminizi referans gösterebiliyorsunuz. Ancak ikinci bir araç alındığında, indirim otomatik olarak devretmiyor.” Her yıl benzer iddiaların gündeme geldiğini ifade eden Akçakaya, “Bazı meslektaşlarımız 1 Ocak itibarıyla kişi bazlı sigortaya geçileceğini söyleyerek tarih veriyor. Bu da vatandaşta ciddi bir beklenti yaratıyor. Ancak bugün itibarıyla SEDDK tarafından yayımlanmış bağlayıcı bir genelge yok. Sistem aynen devam ediyor” dedi.
Kişi bazlı sigorta ne getirir?
Uzmanlara göre kişi bazlı sigortalama, uzun vadede trafik güvenliği açısından önemli avantajlar sağlayabilir. Akçakaya’ya göre mevcut sistemde kazanın sorumluluğu çoğu zaman doğru kişiye yansımıyor: “Bir araç bir ailede 4-5 kişi tarafından kullanılabiliyor. Kazayı kimin yaptığı net şekilde ayrışmıyor ve hasar, aracın sahibini etkiliyor. Oysa kişi bazlı sigortaya geçilirse, iyi sürücü ile riskli sürücü net biçimde ayrılır.” Bu durumun, sürücülerin farklı kişiler üzerine araç tescil ettirerek yüksek primlerden kaçınmasının da önüne geçebileceğini belirten Akçakaya, sistemin daha adil bir yapı oluşturacağını savundu.
Trafik kazaları azalır mı?
İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı trafik kazası verilerine de değinen Akçakaya, kazaların büyük bölümünün sürücü hatasından kaynaklandığını hatırlattı. Kişi bazlı sigortanın bu noktada caydırıcı bir rol üstlenebileceğini dile getirdi: “Sürücü, yaptığı kazanın bedelinin doğrudan kendisine yansıyacağını bilirse, daha dikkatli olur. Bu da uzun vadede kazaların azalmasına katkı sağlar.”
‘Devlete ya da sigorta sektörüne yük olmaz’
Kamuoyunda sıkça dile getirilen “Bu sistem devlete ya da sigorta şirketlerine zarar verir mi?” sorusuna da yanıt veren Akçakaya, tam tersine olumlu etkiler doğuracağını savundu: “Kişi bazlı sigortalama, ne sigorta şirketlerine ne de devlete zarar verir. Aksine, risk daha doğru fiyatlanır, prim dengesi sağlanır ve sistem daha sürdürülebilir hale gelir.”
Gözler SEDDK’nın atacağı adımda
SEDDK’nın son açıklamasında, sektör paydaşlarıyla görüşmelerin sürdüğü ve çalışmaların devam ettiği belirtilirken, somut bir takvim paylaşılmadı. Uzmanlar, kişi bazlı sigortanın teknik ve hukuki altyapısının oluşturulmasının zaman alacağı görüşünde. Vatandaşın beklentisi yüksek olsa da, 1 Ocak 2026 itibarıyla zorunlu trafik sigortasında hasarsızlık indiriminin otomatik olarak sürücüye bağlanacağına dair yürürlükte bir düzenleme bulunmuyor. Şimdilik sistem, araç bazlı yapısıyla yoluna devam ediyor.