Trend

İhya''nın üçüncü cildi ve altıncı kitabındaki Kalbin Acaip Halleri

Büyük İslam alimi İmam Gazali''nin İhya eserinden Kalbin Acaip Halleri bölümü...


Rub'ul-Mühikat (Mühlikat Bölümü)
Birinci Kitab

KİTABU ŞERH-İ ACÂİB'İL-KALB (Kalbin Acaib Hallerinin İzahı)

1. Nefis, Ruh, Kalp ve Akıl Kelimelerinin Manaları ve Bu Kelimelerle Murad Olunan Hakikatler
2. Kalbin Askerleri
3. Kalbin Gizli Orduları ve Misalleri
4. İnsan Kalbinin Özellikleri
5. Kalbin Vasıfları ve Misallerinin Toplamı
6. İlme Nisbetle Kalbin Hali
7. Kalbin Aklî, Dünyevî ve Uhrevî İlimlerin Kısımlarına Nisbeten Hali
8. İlham ile Öğrenmek ve Hakkın Keşfedilmesinde Sûfîlerin Yolu ile Ehl-i İstidlal'in Yolu Arasındaki Fark
9. İki Makam Arasındaki Farkın Bir Misal ile Beyanı
10. Mutad Yolu Takip Etmeksizin ve Bir Öğrenmek Olmaksızın Ehl-i Tasavvufun Marifet'i Elde Etmesinin Sahih Oluşuna Delalet Eden Şer'î Deliller
11. Şeytanın Kalbe Vesvese ile Tasallutu, Vesvese'nin Anlamı ve Galebe Çalmasının Sebebi
12. Şeytanın Kalbe Giriş Yolları
13. Kulun, Kalbin Vesveselerinden, Himmet ve Hatıratından ve Maksudunun Hangi Kısımlarından Muahaze Edilip-Edilmeyeceğinin İzahı
14. Zikir Ânında Vesveselerin Tamamen Yok Olup-Olmayacağı Meselesi
15. Kalbin Süratle Değişmesi, Sebat ve Bozulma Kısımlarında Kalb'in Taksimi

Giriş
Hamd Allah'a mahsustur.

O Allah ki, O'nun celal ve azametini idrak eden kalpler ve gönüller şaşkına dönerler. O'nun nûrunun parlamasının başlangıcında gözler dehşete düşer.

Öyle Allah ki, sırların gizliliklerine muttalidir. Kalplerin inceliklerini bilendir, Memleketini düzene sokmak için yardımcı bulundurmaktan müstağnidir.

Kalpleri dilediği şekilde evirir çevirir. Günahları affeder, ayıpları örter, üzüntüleri ve hüzünleri giderir.

Salat ve se-lam peygamberlerin efendisi olan, dinden ayrılanları biraraya toplayan, mülhidlerin sonunu getiren zatın (Hz. Muhammed'in), tertemiz ve pak olan alinin üzerine olsun.

Yarab! Onlara çokça salat ve selam et!

İnsanın şerefi ve bütün yaratıklara kendisini üstün kılan fazileti, Allah'ın marifetine hazırlanmakla elde edilir.

Öyle marifet ki dünyada, dünyanın güzelliği, kemali ve medar-ı iftiharıdır. Öyle marifet ki ahiretin zahîresi ve azığıdır.

İnsanoğlu ancak kalbiyle Allah'ın marifetine hazırlanabilir. Kalbin dışında herhangi bir azasıyla marifete hazırlanamaz.

O halde Allah'ı bilen, Allah'a yaklaştıran, Allah için çalışan ve Allah için gayrette bulunan, Allah nezdindeki sırları keşfeden kalptir.

Diğer azalar ise kalbin yardımcılarıdır. Kalbin çalıştırdığı aletlerdir.

Efendinin, kölesini çalıştırdığı, çobanın (idarecinin) halkını güttüğü ve sanatkarın aletini çalıştırdığı gibi, kalp de diğer azaları çalıştırmaktadır.

Bu bakımdan Allah nezdinde makbûl olan kalptir. Şu şartla ki, Allah'ın gayrisinde boş olmalıdır.

Allah'ın gayrisiyle dolu olduğu zaman da Allah'tan (cemalinden) mahcub (perdelenmiş) olan da kalptir. Kendisine hitap edilen, kendisine itab edilen de kalptir. Allah'a yaklaşmakla saîd olan da kalptir.

Bu bakımdan insanoğlu kalbini temizlediği zaman felaha kavuşur, kalbini kirlettiği ve gaflete daldırdığı zaman şekavete sapar ve rahmetten mahrum olur.

Hakikatte Allah'a itaat eden kalptir. İbadetlerden gelen nûrlarını azalar üzerine saçan kalptir.

Allah'a karşı inat ve isyan bayrağını açan kalpten başka hangi aza olabilir?

Âzalara sirayet eden fuhşiyat ancak onun eseridir. Zahirin güzellikleri ve çirkinlikleri ancak ve ancak kalbin karanlık ve nûrlu olmasından ileri gelir.

Zira her kalp, içindekini dışarıya sızdırır. Kalp, öyle bir şeydir ki insanoğlu onu tanıdığı zaman, muhakkak nefsini tanımıştır. Nefsini tanıdığı zaman muhakkak rabbini tanımıştır.

İnsan kalbini tanımadığı zaman, kendi nefsini tanımamıştır. Kendi nefsini tanımadığı zaman da rabbini tanımamıştır. Kalbini bilmeyen de kalbinin gayrisini haydi haydi bilemez.

Zira insanların çoğu, kalplerini ve nefislerini bilmemekte, kalpleri ve nefisleri arasında perdeler gerilmiş bulunmaktadır.

Çünkü Allah Teala, bazen insanoğlu ile kalbi arasına kuvvet ve kudretiyle girer.

Allah'ın kuvvet ve kudretiyle insanoğlu ile kalbi arasına girmesinin manası, kendisinin müşahedesinden, murakabesinden, sıfatlarının marifetinden ve Rahman olan Allah'ın kudret parmaklarının ikisi arasında nasıl evrilip çevrildiğini görmekten men eder esfel-i safilîne nasıl indiğini, şeytanların ufkuna doğru yuvarlandığını ve nasıl a'la-i illiyyîn'e yükseldiğini, mukarreb meleklerin alemine nasıl yükseldiğini ona bildirmez demektir.

Kalbini murakebe ve gözetmek için melekût aleminin hazinelerinden kalbinin üzerine akan ve kalpte beliren incelikleri gözlemek için kalbini tanımayan bir kimse Allah Teala'nın şu ayetinin mefhumuna dahil olmuş olur!

O kimseler gibi olmayın ki, Allah'ı unutmuşlar, Allah da onları kendilerine unutturmuştur. İşte bunlar fasık olanlardır.(Haşr/19)

Bu bakımdan kalbin marifeti ve vasıflarının hakikati, dinin temeli, saliklerin yolunun esasıdır.

Biz bu eserde azalar üzerine icra edilen ibadetler ve adetler ki bunlar zahirî ilimlerdir kısmının tedkîkinden uzak olduğumuzdan ve bu eserin ikinci kısmında yok edici ve kurtarıcı sıfatlardan kalbin üzerinde cereyan edenleri izah etmeyi va'ettiğimizden -ki bu ikinci kısım batın ilimlerdir dolayı elbette bize gereken kalbin üzerine icra edilenlerin izahına geçmezden önce iki kitaptan bahsetmektir.

Onlardan biri kalbin sıfat ve ahlakının acaib hallerini izah eden kitaptır. İkincisi, kalbin riyazetini ve ahlakının temizlenmesinin keyfiyetini beyan eden kitaptır.

Bu iki kitaptan sonra Mühlikat'ın (Yok ediciler) ve Münciyat'ın (kurtarıcılar) tafsiline girişeceğiz. Bu bakımdan biz şimdi darb-ı meseller yoluyla insanların fehmine ve zekalarına uygun bir şekilde kalp acaibliklerinin şerhini zikredelim.

Çünkü kalbin acaibliklerini ve melekût alemine dahil olan sırlarını açık bir şekilde söylemek, birçok fehim ve zihinlerin idrak etmekten aciz kaldığı bir gerçektir.