Sanat, hayattır. Fanatizm ise hayatın inkarıdır. Fanatizm, korkularla ve kuruntularla hayatın temelsiz kurallarla, kalıblarla ve kaynaklarla kontrol altına alınmasıdır. Edebiyat, sinema, tiyatro, heykel, dans, müzik alanlarını düşman olarak gören fanatizm, bu alanlara ahlakçılık ve kötülüğü önleme adına müdahale eder ve bunların gelişmesine, görülmesine ve yayılmasına izin vermez. Fanatizm, kötülüğü önleme gerekçesiyle sanatın kökünü kazır. Fanatizmin olduğu yerde sanat ve hayat yoktur.
Fanatizm, yasakçıdır. Fanatizm, sanat denilince yapılan ürünleri yasaklamaktan başka bir işe yaramamaktadır. Fanatizm, sanatı, kendi kurallarına, kalıblarına ve kaynaklarına göre yargılar, gayri meşru ilan eder ve en sonunda onların kötülük kaynağı olarak yasaklanmasına hükmeder. Fanatizm, sanata insanüstü ve ötesi otoriteler ve kaynaklar adına hükmetmeye kalkar. Fanatizm, değişik aşkınlıklar adına sanata tepeden bakar, küçümser, kontrol eder, yargılar ve içini boşaltır. Fanatizmin, bir sanat zihniyeti yoktur. Fanatizmin ve doğmatizmin, buyrukları ve hükümleri vardır. Sanata buyrulmaz ve hükmedilmez.
Fanatizm, kendisini iyiliklerin koruyucusu ve kötülüklerin engelleyicisi olarak konumlandırır. Fanatizmin ortaya koyduğu kurallar ve düzenlemeler, baskı, korku, dayatma ve yasaktan başka bir şey değildir. Sosyal ilişkilerde iyiliği dayatma ve kötülükten koruma adına sanatın insani ilişkileri bozduğunu ve kötülüğe yönelttiğini savunan fanatizm, insanın insanla ve doğayla olan ilişkisini anlamadan insani bir tecrübe olan sanatı kontrol altına almayı amaçlar ve yok eder. Fanatizm, insanı kurguladığı yüce otoritelere ve güçlere köle ve bağımlı yapmaya çalışır. Sanat, bireyi yüce olduğu vehmedilen otoritelere ve güçlere bağımlılıktan ve kölelikten koruduğu için fanatizm, sanatı kötülük, şer ve ahlaksızlık kaynağı olarak görür. Fanatizm ve doğmatizm, sanata insanı kontrolden çıkaran tehlikeli bir yololarak bakar. İnsan hayatını geliştirecek, güçlendirecek, zenginleştirecek ve çeşitlendirecek tecrübelerin başında sanat gelmektedir. Fanatizmin doğmatik kalıbları, kuralları, kaynakları ve kurumlarının insanın bu dünyadaki gelişimine ve olgunlaşmasına hiçbir katkısı bulunmamaktadır. Fanatizmin doğmatizmiyle, insanın ve hayatın kemale ulaşacağı iddiası, tam bir yanılgı, yanılsama ve yalandır. Birey, kemale ermek için sanatı çoğulcu bir şekilde tecrübe etmenin imkanlarını kullanmalıdır.
Sanat faaliyeti, hiçbir doğmatik, ideolojik, sosyal, kültürel, tarihsel sınır içinde kalmadan özgürce tecrübe edilmeyi gerektirmektedir. Fanatizm, sanatın hep kendi sınırları içinde yapılmasını dayatarak aslında sanatı iptal etmektedir. Doğmatizme ve fanatizme göre sanat olmaz. Doğmatizm ve fanatizm, yüzlerce yıllık tarihi boyunca edebiyar, tiyatro, dans, edebiyat, müzik, heykel, mimari, sinema alanlarında evrensel nitelikte eserler ve ekoller ortaya koymamıştır. Doğmatizmin kurallarının belirlediği sınırlar, özgürlük değildir.
Sanat, güzeldir, güzeli sever. Fanatizm ve doğmatizm, korkudur, korkutmayı sever. Sanatı besleyen ana duygu, aşk, umut ve özgürlüktür. Aşka, umuda ve özgürlüğe düşman olan fanatizm ve doğmatizm, sanatı ve hayatı birlikte kurutmaktadır.
Sanatın niteliği insani olmaktır. İnsani sanat vardır. İdeolojik ve doğmatik sanat yoktur. İnsani olmak yerine belirli bir ideolojinin veya doğmatizmin sınırları, kuralları, kalıbları ve kaynakları içinde üretilen sanatımsı birtakım yazı formları ve şekiller olabilir. Sanatın amacı, insanın ve doğanın insan tarafından insani tecrübeye dönüştürülerek yeniden yapılmasıdır.
Sanat, insandaki ve doğadaki güzelliğe yönelme, onu tecrübe etme ve üretmedir. Güzel olduğu vehmedilen şeyler, sanatın kaynağı ve ürünü olamazlar. Akıl ve bilgi geliştikçe, bireyin yaratıcı imajinasyonu gelişmektedir ve genişlemektedir. Gelişen ve genişleyen bir imajinasyon için doğmatizme ve fanatizme değil, özgürlüğün ve üretkenliğin sınırsızlığına ihtiyaç vardır.