İblise ‘’niçin İblislik yapıyorsun?’’ sormak ne kadar anlamsız ise, Filistin’de işlediği katliâmdan, dolayı İsrail’i suçlamak artık bir o kadar anlamsızdır. Bu, vahşeti normal gördüğüm için değil, İsrail’in hiçbir değere saygı duymadığını ve bundan sonra da duymayacağını gördüğüm içindir. Zira İsrail kurulduğu tarihten beri yaptığı tek şey, katliâm, işgal ve barbarlıktır. Yahudi halkı değil, ama İsrail, tüm bölge için bir sorundur.
İsrail’i durduracak tek şey GÜÇTÜR! Burada uluslararası ilişkiler açısından güç kavramını kısaca hatırlatmakta fayda vardır.
Güç, bir devletin diğer bir devleti, bir şeyden vazgeçirmeye veya bir şey yaptırma potansiyeline sahip olmasıdır. ‘’Yumuşak güç-sert güç’’ gibi gücün farklı kategorileri vardır. Yumuşak güç, bir devletin sahip olduğu ekonomik, politik, kültürel, diplomasi gibi tüm imkânlardır. Sert güç ise, bir devletin sahip olduğu askeri yetenek ve silah kapasitedir.
Ancak hem yumuşak hem de sert güç, siyasetin birer unsurudur. Siyaset hedefine ulaşmak için önce yumuşak gücü dener, sonuç almazsa sert güce başvurur. Ancak çoğu zaman devletlerin gücü eşit değildir. Zayıf devletler, güçlü devletlere karşı kendini korumak için diğer devletlerle ittifak kurar. Uluslararası ilişkilerde kurulan bu tür ittifaklara ‘’güç dengesi’’ denir.
Bu bağlamda Amerika-İsrail ilişkilerine baktığımızda uluslararası ilişkiler disiplinin klasik ‘’güç dengesi’’ tanımlamasının ötesinde, iç içe geçmiş bir ilişkiye sahip olduğunu görürüz. Bu nedenle ABD hükümetinin sürekli ateşkes sağlamaya çalıştığı iddialarına rağmen, İsrail, 7 Ekim’den beri Gazze'de soykırım işlemeye devam etmektedir. Ne yazık ki devamlı uluslararası hukuktan, insan haklarından bahseden ABD’nin gözü önünde İsrail, insanlığa karşı suç işlediğini ifade edelim.
Peki, İsrail nasıl durdurulur?
Birincisi, İsrail’i destekleyen batılı halkları, ‘’İsrail stratejik ortağınız değil, stratejik belanız’’ olduğuna ikna etmek gerekir. Zaten bu kadar bebeği, masum insanları katlettikten sonra, İsrail’i destekleyen bir devletin geleceğinin olamayacağını aklı başında herkes anlar.
İkincisi, mevcut küresel sistemin yetersizliği, bölgemiz başta olmak üzere çeşitli coğrafyalarda artan tehdit ve kırılganlıklara karşı alternatif ‘’güç dengeleri’’ geliştirmek gerekir. Çünkü Türkiye’nin tarihi tecrübesi ve bulunduğu coğrafi konum Türkiye’ye birden çok alternatif seçenekler sunmaktadır. Bu Türkiye’ye manevra kabiliyeti yüksek bir diplomasi yürütme imkânı verir. Böylece İsrail’in dünyadan izole etmesini kolaylaştıracaktır.
Üçüncüsü, Türkiye, milli imkânlarıyla geliştirdiği savunma sistemi ile havada, karada ve denizde harekât icra edebilen bir güçtür. Belki bundan sonra bazı projelere bölge ülkelerini ortak etmek gerekir. Çünkü İsrail-ABD ortaklığı, bölge ülkelerine birlikte hareket etmeyi zorunlu kılmaktadır. Birlikten doğacak kuvvet, sadece Türkiye’yi değil, tüm bölgeyi her türlü tehdit ve tehlikeye karşı, caydırıcı bir güç hâline getirecektir. Bu caydırıcı güç karşısında İsrail, durmak zorunda kalacaktır!
Amerika sayesinde İsrail’in maddi üstünlüğü olsa da bu savaşın psikolojik zaferi Filistin Halkınındır. İsrail, tüm insanlık vicdanında kaybetmiştir. Ancak maddi olarak da İsrail’e acı bir hezimet yaşatmak için İNANACAĞIZ..HAYAL EDECEĞİZ ve HER ALANDA ÇOK ÇALIŞACAĞIZ!