Ermeni Asala Örgütü 1970 ve 1980’li yıllarda Türkiye’ye karşı İtalya’da kuruldu ve faaliyet gösterdi. Türkiye'nin görevlendirdiği 4l diplomat bu örgüt tarafından infaz edildi. Bu infazların çoğu Avrupa'nın göbeğinde yapıldı. Çünkü bu örgüt birçok Avrupa devletlerinden yardım alıyordu.
1980’li yılların sonunda bu örgütün faaliyetleri sona erdi.1980’li yılların başında ise PKK kuruldu. Dikkat edilirse bu iki örgüt birbirinin devamı olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü PKK içinde de Ermeni asıllı birçok örgüt mensubu bulunmaktadır.
Bu bilgiyi kısaca arz etmemin sebebi bu iki örgütte birbirinden ayrı değildir ve bağlantılıdır. Bu örgütlerin arkasında başta ABD, İsrail, İngiltere, Fransa ve Almanya gelmektedir. Başkalarını saymaya gerek bile yoktur.
Özdemir Sabancı’yı öldüren katil Fahriye Erdal bu cinayetten sonra Türkiye'den Avrupa’ya kaçmış orada yakalanmış ve mahkemeye çıkarılmıştı. Belçika’da mahkemeden çıktıktan sonra elini kolunu sallaya sallaya ortadan kaybolmuş ve izine rastlanmamıştır.
Bediüzzaman Said Nursi hazretleri Lem’alar kitabında Avrupa’yı anlatırken "Avrupa’nın size ettiği hadsiz zulüm ve adavetten sonra nasıl onların batıl efkârlarına ittiba ediyorsunuz. Agah olunuz ki siz onlara ittiba ettikçe milletinize karşı bir istihfaf ve kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz” demektedir.
Bu asrın Allamesi muhteşem eserleriyle şaşmayan güneş, ay ve yıldızlar misali Kur'an’dan mülhem olarak aydınlık yolu bizlere bütün güzellik ve incelikleriyle göstermiştir.
Yine Bediüzzaman bir başka ifadesinde batılıların içimize attığı menfi milliyet fikrinin ilerde nasıl telafisi imkânsız zararlara sebep olacağını keza bildirmiştir. Tek kelime ile siyasi ve içtimai alanda Müslümanların batıya kapılarını kapatması gerekmektedir. Bilim ve teknik konusunda Müslümanlar bütün dünyaya kapılarını açmalıdır.
Bir başka yerde de eğer yapacağınız bir hareket kendinize ait değilse o hareket sizin değildir. Bağlı bulunduğunuz her kim ise hareketiniz onun olacak ve onun kontrolündedir. Yani kimden yardım ve emir alırsanız onun emrinden asla çıkamazsınız.
Abdullah Öcalan yıllarca Suriye'de kaldı, sonra Kenya’ya gitti. İsrail ve ABD’nin ajanları Abdullah Öcalan'ı orada yakalayıp Türkiye’ye teslim ettiler. O dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in meşhur bir sözü vardı. Abdullah Öcalan’ı neden bize teslim ettiler hala anlamış değilim demişti. Bir ülkenin Başbakanı ne acı bir gerçektir ki böyle bir ifade kullanmıştı.
Şimdi gelelim biraz sadede son zamanlarda birçok PKK yanlısı açıkça İsrail ile birlikte hareket ediyordu ve İsrail açıkça PKK’ye sahip çıkıyordu.
Türkiye ABD’ye bir öneride bulundu, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan PYD’yi 30 km Türkiye sınırından güneye doğru çekmesini istedi ve Kobani hariç nerede ise PYD, ABD tarafından 30 km güneye çekildi. PYD ise hiçbir itirazda bulunmadı.
Şu anda PYD’nin Suriye’de bulunduğu alanın nerede ise yüzde sekseni Arapların bölgesidir. Nitekim zaman zaman Arap aşiretleri ile PYD arasında çatışmalar olmaktadır.
Güya PYD Lideri kaypak Abdi Suriye’nin geçici Devlet Başkanı Ahmet Şara ile ABD’nin tahsis ettiği bir helikopterle Şam'a gitti ve orada bazı antlaşmalar imzaladı. Sonra bu adam bir müddet ortadan kayboldu.
Ahmet Şara geçici anayasada Suriye halkının İslam hukuku ile idare olunacağını açıkça ortaya koydu.
Daha sonra antlaşma yaptığı hiç bir maddeye bağlı kalmayan Mazlum Abdi, Paris’e gitti ve orada Ahmet Şara ile tekrar bir araya gelmek istedi. Ahmet Şara bu teklifi reddetti.
ABD ise bu arada hem nalına, hem mıhına vurmaktan geri kalmıyor. Biz kimseye devlet olma sözünü vermedik diyor ve ortada böyle bir gariplik devam edip gidiyor.
Kim ne derse desin PYD Suriye’de İsrail’in arka bahçesidir.
Yine Bediüzzaman’a dönelim Kürtlere şöyle der; “sakın Türklerden, Araplardan ve İslam birliğinden ayrılmayın” diyerek prensiplerini ortaya koyar.
İsrail ve ABD’nin, Filistin’deki Müslümanlara uyguladığı katliamın, açlık ve zalimliğin haddi hesabı yok. Ey PYD! Böyle bir durumda eğer sende zerre kadar insanlık dahi olsaydı silahları bırakıp ABD ve İsrail'e sırtını dönerdin. O zaman insanlığın gönlünde taht kurardın. Çünkü sen, sen değilsin, kendinde olamazsın çünkü hiçbir şey senin elinde değil. Hepsi o kadar. Kalın sağlıcakla.