Trend

Kafirun suresi neden indirilmiştir?

Sureler olaylar üzerine ihtiyaca binaen inmiştir. Bunun için surelerin meallerine bakarken iniş sebeplerinin de bilinmesi surenin muhtevasını daha iyi kavranmasını sağlar. Sizin için surelerin iniş sebeplerini araştırdık. Bu yazımızda Kafirun suresinin neden indirildiğini bulabilirsiniz. Kafirun suresi neden indirilmiştir? Kafirun suresinin nuzûl sebebi nedir? İşte Kafirun suresi nuzûl sebebi...

Sureler olaylar üzerine ihtiyaca binaen inmiştir. Bunun için surelerin meallerine bakarken iniş sebeplerinin de bilinmesi surenin muhtevasını daha iyi kavranmasını sağlar. Sizin için surelerin iniş sebeplerini araştırdık. Bu yazımızda Kafirun suresinin neden indirildiğini bulabilirsiniz. Kafirun suresi neden indirilmiştir? Kafirun suresinin nuzûl sebebi nedir? İşte Kafirun suresi nuzûl sebebi...

NÜZUL ZAMANI VE NÜZUL SEBEBİ

Sûrenin konusundan Mekke'de İslam daveti karşısında Kureyş müşriklerinin şiddetli muhalefet fırtınası estirdikleri bir dönemde indiği anlaşılmaktadır.

Nüzul sebebi hakkında birkaç görüş vardır:

Bunlardan ilki, İbn-i Abbas -radıyallahu anhüma-'dan rivayet edilmiştir.

1- Mekke müşriklerinin ileri gelenlerinden Velid el-Muğîre, Âs bin Vail, Esved bin Abdülmuttalib ve Ümeyye bin Halef, Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-'le karşılaştıklarında:

"-Ey Muhammed! Biz senin taptığına tapalım. Sen de bizim taptığımıza tap. Böylece sen de, biz de bütün işlerimizde ortak olmuş oluruz. Getirdiklerin hayırlı şeyler ise, biz de o hayırda sana ortak olmuş bulunacağız. Ve o hayırdan payımızı alacağız. Eğer bizim inançlarımız senin getirdiğinden daha hayırlıysa, sen de bize ortak olmuş, payını almış olacaksın!.." dediler.

Bunun üzerine Allah Teala, bu sûreyi (Kafirûn Sûresi'ni) ve:

"De ki: Allah Teala'dan başkasına kulluk etmemi mi bana emrediyorsunuz, ey cahiller!.." (ez-Zümer, 64) ayet-i kerîmesi nazil oldu.

Allah Teala, bu sûretle onları bazen (Zümer Sûresi'nin 64. ayetinde olduğu gibi) "cehalet"le, bazen de (Kafirûn Sûresi'nde olduğu gibi) "küfür"le vasıflandırdı. Cehalet tıpkı bir ağaç, küfür de o ağacın meyvesi gibidir. Bu sûre inip Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- de bu ayetleri Mekke'nin ileri gelen kafirlerine okuyunca, onlar bu duruma çok kızdılar ve O'ndan ümitlerini kestiler. (Fahreddin Razî, Tefsîr-i Kebîr, XXIII, 498)

2- Diğer bir rivayete göre, Mekkeliler toplanmış ve Peygamber Efendimizi İslam'a davet vazifesinden alıkoymak için kendisine pek çok tekliflerde bulunmuşlardı. Bu tekliflerden bir kısmı, istediği kadar mal-mülk vermek, istediği kadınla onu evlendirmek, kendi başlarına reis yapmak gibi maddî teklifler; bir kısmı da ona cinlerin musallat olması veya hastalanması gibi bir durum varsa, güç birliği yaparak tedavisine çalışmak gibi manevî tekliflerdi. Siyer kitaplarında, Peygamber Efendimiz kendisine vaad edilen bütün bu teklifleri reddetmiş ve îman davasında taviz vermeyeceğini açıkça ifade etmiştir. Bu hadiseden sonra, Kafirûn Sûresi'nin indiği de rivayet edilmiştir.

3- Mekkeliler, Peygamber Efendimize müracaatla, "bir sene kendi mabudlarına ibadet etmesini" istemişler, bunun mukabilinde de onlar da "bir sene Rasûlullah'ın davet ettiği tek olan Rabb'e" ibadet edeceklerini söylemişlerdi. Bu teklifin akabinde, bu sûre nazil olmuştur. (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, X, 9)

4- Ebû Salih'in rivayetine göre, Mekkeliler, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e şöyle dediler:

"-Eğer ilahlarımızdan birisine olsun (hürmet ve tazim maksadıyla) el değdirsen dahî hiç şüphesiz Seni tasdik ederiz."

Bunun üzerine Cebrail -aleyhisselam- bu sûreyi indirdi. Onlar da Peygamber Efendimiz'den taviz koparacakları ümidini kaybettiler ve O'na ve ashabına eziyet ve işkencelere koyuldular.

ÖNCEKİ SÛREYLE MÜNÂSEBETİ

Kevser Sûresi'nde, Peygamber Efendimize kin tutan, buğz eden kafirlerden bahsedilmektedir. Bu sûrede ise, Rasûlullah'a kafirlere aldırmaması gerektiği bildirilmekte; inanç ve ibadet hususunda küfür ile îman arasında temelden büyük bir farklılık olduğu ve hiçbir şekilde dinin esaslarından taviz vermemesi emredilmektedir.

Diğer taraftan Cenab-ı Hak, Kevser Sûresi'nde, Müslümanlara "namaz kılmalarını" ve "kurban kesmelerini" emreder. Bu sûrede ise, her ne çeşit olursa olsun, ibadetin sadece ve yalnız Allah'a yapılması gerektiği ifade buyrulmaktadır. İbadet, ne şimdi, ne de daha sonra Allah dışında bir varlığa yapılabilir.

SÛRENİN MUHTEVÂSI

Îmanla küfrün karışması söz konusu olamaz. Îman ve İslam; tek başına yücedir, ulvîdir, tertemizdir. Onu başka bir din ve ideoloji ile karıştırmak, saflığını, güzelliğini bozmak demektir. Tertemiz suyun az da olsa necasetle karışması daha temiz bir su meydana getirmez. Olsa olsa öncekinden daha kirli bir su elde edilmiş olur. Hidayet yolu, Allah'ın indirdiğidir. Ona beşerin müdahalesi, onda kendisine göre değişiklikler yapması, ilavede bulunup bazı şeyleri eksiltmesi, Allah'ın indirdiği dinin tahrifidir. İnsanın müdahalesi neticesinde değiştirilen din, artık hidayete ulaştırmaz. Olsa olsa insanı dalalete sevk eder ve Allah'ın gazabını celbeder. Din, öyle kemale ermiştir ki, ona eklenen her şey, onu noksanlaştırır.

* * *

Bu sûre vesîlesiyle, kafirlerden ve onların tapmış oldukları putlardan, ilahlardan ve her türlü batıl îtikad ve ibadetlerinden uzaklaşılmış ve "beraat" ilan edilmiştir. Bu sûrede ifade buyrulan talimat ve hakikatler, indiği dönemdeki Mekkeli putperestlerin tekliflerine red olduğu gibi, daha sonraki devirlerde İslam'ın başka din, görüş ve ideolojilerle "ortaklık" yapmasına da büyük bir reddiyedir.

İbn-i Kesîr, Kafirûn Sûresi hakkında:

"Bu sûre, müşriklerin işlediği amellerden uzaklaşma sûresidir. O, amellerde ihlası emreder." demektedir.

Kaynak: Zehra ERİŞ, Şebnem Dergisi, Ocak-2016, Sayı: 131