Kemalist Putperestlik ve Kurban: İslâm’la Dans Etmenin Komik Hali

Bu Kurban Bayramı’nda da klasik Kemalist müşrik Kurban Tiyatrosu salvolarına midemiz bulanarak, bağırsaklarımız guruldayarak maruz kaldık.

Bir yanda Arapça bilmeyen, Kur’an’ı mealden bile zor anlayan, ama “Kurban Kur’an’da emredilmez” diyecek kadar cahil cesaretiyle donanmış İhsan Eliaçık gibiler… Öbür yanda, dinle, İslâm’la alakası olmayan, hatta açıkça İslâm düşmanlığı yapan din mahcubu Kemalistler, “kanatlı hayvan kesmek yeter” diye fetva dağıtıyor.

Fetva mı dedim? Pardon, fetva onların lügatinde “Kutsal Atatürk Buyruğu” demek! Bir de utanmadan, “Kur’an anlaşılmaz, saçma bir kitap” deyip, “Kurban kesmeyin, fakire yiyecek dağıtın” diye akıl veriyorlar. Oldu canım, sen de git Mustafa Kemal’in büstlerine, heykellerine, mozolesine secde et, tahiyyat oku, Kemalist ritüellerle coş! Yok, “İslâm’dan bir şey istemiyorum” diyorsan, al sana Yahudi ritüelleri. Ya da iki milyar Hintlinin sıçtığı Ganj Nehri’nden kutsal su taşı, hem mozoleni yıka hem kendini arındır! Seç beğen, dükkân senin!

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? İslâm’ı beğenmiyorsanız, niye kurbanla uğraşıyorsunuz? Kendi putperest tapınaklarınızda, Anıtkabir’de, büst önlerinde göbek atıp, “Ya Mustafa Kemal, sensiz ne yaparız” diye ağlaşırken iyi, ama iş kurban kesmeye, İslâm’ın ibadetine gelince “Yok, bu olmaz, fakire ekmek verin” diye aklınız başınıza geliyor! Hele itoğlu itin biri yüzlerce milyon liralık villasının başçesinde “Barbekü partisi” verirken diğer yandan da “Bayramda hayvan kesmeyin günahtır. Fakirlere para yardımı yapın” diye fetva veriyor.

Hadi oradan! Üleyn itin fetva verdiği tarihte vaki midir? Sizin derdiniz fakir fukara değil, sizin derdiniz İslâm’la, Müslüman’la, bu milletin diniyle kavga etmek. Kurban’a laf edenler, dönüp kendi ritüellerine baksın: Her 10 Kasım’da sirenler çalarken zombi gibi ayağa kalk, büstlere çiçek koy, mozolede sıraya girip rükûya git… Bu mu sizin “modernlik” dediğiniz? Bu mu “laiklik”? Ganj nehrinden kutsal su mu getirelim, yoksa Anıtkabir’in mermerlerini mi oyalım, söyleyin!

Kurban, İslâm’ın emri, Hz. İbrahim’den beri süregelen bir ibadet. Ama siz, “Hayır, bu barbarlık” diyeceksiniz, öyle mi? Barbarlık arıyorsanız, dönüp kendi putperestliğinize bakın! Taştan, betondan heykellere taparcasına saygı duruşu yapmak, her köşe başına büst dikmek, milletin parasıyla mozoleye milyonlar harcamak barbarlık değil de, Allah’ın emri kurban mı barbarlık? Hadi canım, sende akıl olsa, “Fakire yardım” palavrasını kurbanı karalamak için kullanmaz, gider kendi lüksünüzden, israfınızdan keserdiniz! Ama naber? Sizde o yürek var mı? Yok, çünkü sizin dininiz “Kemalizm”, tapınağınız Parthenon Tapınağı, ritüeliniz büst öpme!

Bir de utanmadan İslâm’ı tanzim etmeye kalkıyorsunuz. “Kurban kesmeyin, tavuk yeter”…” Yahu, siz kimsiniz ki İslam’ı dizayn etmeye kalkışıyorsunuzw Kur’an’ı “anlaşılmaz” buluyorsanız, gidin Ganj Nehri’nde yıkanın, belki aklınız başınıza gelir! Ama yok, illa “seküler fetva” vereceksiniz, illa bu milletin dinine, ibadetine çamur atacaksınız. Sizin gibi “modern” müftüler oldukça, bu memlekette ne kurban biter ne de İslâm! Haddinizi bilin, gölge etmeyin, başka ihsan istemez!

Sözün özü: İslâm’ı, kurbanı, ibadeti beğenmiyorsanız, kendi putperest ritüellerinizle oyalanın. Ama bu milletin dinine, inancına dil uzatmaktan vazgeçin. Yoksa bir gün bu millet, sizin büstlerinizi, heykellerinizi kenef çukuruna atar haberiniz olsun.