Kırık kalpler korosu

0

BEBEKLER, anne karnında iken, kendini annesinden münferit bir varlık olarak değerlendiremez. Hatta bazı bebek bekleyen anne adayları bile bebeklerde oluşan bu hissiyata sahip olabilirler. Bebekle öylesine bütünleşir ve tek vücut olurlar ki, doğum sonrası yaşanan ayrılma ve ayrışma sürecine intibak etmekte sıkıntı yaşayabilirler. Bebek için bu ayrışmanın oluşmasında belli bir zaman dilimine ihtiyaç vardır. Genellikle üçüncü aydan itibaren etrafındaki insanların ve kendine bakım veren kişinin farklı bir birey olduğunu fark eder.

Erken dönemde, anne ve baba yoksunluğu yaşayan çocuklarda bir takım sıkıntılar oluşur. Erken dönem, ilk bebeklik dönemine denk gelmektedir. Bu dönem içinde bir bebeğin, kendini sevecek bir varlıkla güvenli bir bağ içine girmesi beklenir. Bu bağı canlı tutacak kişiler çoğunlukla annelerdir. Anneler erken dönemde bebekleri ile öylesine derin bir diyalog içine girerler. Bu süreç ten sonra yani erken bebeklik döneminde güvenli bir bağ ilişkisi içine girilmiş ise, bebekler hem çocukluk hem de yetişkinlik dönemlerini çok rahat geçirirler. İnsanlara güvenmeyi, sevmeyi, saygın olmayı, sosyal ilişki ağlarını güçlendirmeyi bilebilir ve huzurla yaşayabilirler.

Fakat her yeni doğan bebek, yukarıda anlatılanlar kadar şanslı bir iletişim ve ilişki ağı geliştirebilecek bir anneye ve babaya sahip olamayabilirler. Yurt ortamında, çok fazla çocuğa, sürekli değişen bakıcılar tarafından hizmet verilmektedir. Bu nedenle yetimhane ortamlarında kalan çocuklar, fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak gelişimleri yaşıtlarına göre daha geridir. Dokunulma, kucaklanma, sıcaklık gibi uyaranların, daha az olması, bu çocukların ruhsal gelişimlerini tamamlamalarında sıkıntı oluşturur. Aile ortamında büyüyen, sağlıklı gelişen çocuklara nazaran ebeveyn yoksunluğu yaşayan çocukları yaşıtlarından daha geç konuşurlar ve uyaranlara geç tepki verirler. Genellikle toplumsal ilişkilerde rahat değillerdir. Kendilerine olan güvenleri çok düşüktür. Önlerinde sağlıklı özdeşim geliştirebilecekleri bir ebeveyn olmadığı için, suça eğilimleri daha yüksektir.

Güzel bir çocukluk dönemi geçirmek için, erken dönemde annenin veya annenin yerine geçebilecek birinin çocukla teke tek iletişim kurması, sevgi ve güven ilişkisi kurması sağlıklı bir birey olarak yetişmesi için çok önemlidir. Bunlardan yoksun büyüyen çocuklar sıklıkla ruhsal problemler yaşarlar ve değersizlik dışlanmışlık duygusunu çok derinden hissederler. Bu değersizlik duygusunu kapatabilmek ve kendilerini daha değerli hissedebilmek adına kendileri gibi kalbi kırık arkadaşlar edinip yanlış yollara başvurabilir, suça meyledebilirler.

Bu nedenle çocukların topluma kazandırılmaları için, toplumsal duyarlılık projeleri geliştirilmelidir. Duygusal olarak sorun yaşayan anne- babalar eğitim programlarına tabi tutulmalı ve psikolojik destek almalıdır. Anne olmanın, baba olmanın önemi hakkında aileler daha fazla bilinçlendirilmelidir. Dar gelirli ve çok çocuklu aileler için sosyo- ekonomik destek sağlanmalı ve çocukların nasıl daha iyi yetiştirilebileceğine dair yeni evlenecek bireylere geniş kapsamlı eğitim programları oluşturulmalı ve bu eğitimler donanımlı kişiler tarafından verilmelidir.