Trend

Kıyamet suresi okunuşu

Kıyamet suresi hidayet rehberimiz Kuranı Kerimin 75. suresidir. Kıyamet suresi 42 ayeti kerimedir. Kıyamet suresi Mekke döneminde döneminde nazil olmuştur. Kıyamet suresinde kıyamet gününün geleceği ve öldükten sonra dirilme anlatılmaktadır. İşte Kıyamet suresi okunuşu...

Kıyamet suresi hidayet rehberimiz Kuranı Kerimin 75. suresidir. Kıyamet suresi 42 ayeti kerimedir. Kıyamet suresi Mekke döneminde döneminde nazil olmuştur. Kıyamet suresinde kıyamet gününün geleceği ve öldükten sonra dirilme anlatılmaktadır. İşte Kıyamet suresi okunuşu...

Kur'an-ı kerîmin yetmiş beşinci sûresi.
Kıyame sûresi, Mekke'de nazil oldu (indi). Kırk ayet-i kerîmedir. Kıyamet hallerinden bahsedildiği için Sûret-ül-Kıyame denilmiştir. Sûrede öldükten sonra dirilme ve kıyametin mutlaka kopacağı, insanın kıyamet günündeki aczi, telaşı, o gün başıboş bı rakılmayacağı, onu basit bir meniden yaratan Allahü tealanın tekrar diriltmeye de kadir olduğu bildirilmektedir. (Razî, Taberî)

Kıyamet 1 (Mealleri Karşılaştır): La uksimu bi yevmil kıyameh(kıyameti).
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ لَآ أُقْسِمُ بِيَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ
Kıyamet gününe yemin ederim.

Kıyamet 2 (Mealleri Karşılaştır): Ve la uksimu bin nefsil levvameh(levvameti).
وَلَآ أُقْسِمُ بِٱلنَّفْسِ ٱللَّوَّامَةِ
(Kusurlarından dolayı kendini) kınayan nefse de yemin ederim (ki diriltilip hesaba çekileceksiniz).

Kıyamet 3 (Mealleri Karşılaştır): E yahsebul insanu ellen necmea ıza meh(mehu).
أَيَحْسَبُ ٱلْإِنسَٰنُ أَلَّن نَّجْمَعَ عِظَامَهُۥ
İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanır?

Kıyamet 4 (Mealleri Karşılaştır): Bela kadirîne ala en nusevviye bena neh(nehu).
بَلَىٰ قَٰدِرِينَ عَلَىٰٓ أَن نُّسَوِّىَ بَنَانَهُۥ
Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.

Kıyamet 5 (Mealleri Karşılaştır): Bel yurîdul insanu li yefcure emameh(emamehu).
بَلْ يُرِيدُ ٱلْإِنسَٰنُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُۥ
Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti) yalanlamak ister.

Kıyamet 6 (Mealleri Karşılaştır): Yes'elu eyyane yevmul kıyameh(kıyameti).
يَسْـَٔلُ أَيَّانَ يَوْمُ ٱلْقِيَٰمَةِ
"O kıyamet günü ne zaman?" diye sorar.

Kıyamet 7 (Mealleri Karşılaştır): Fe iza berikal basar(basaru).
فَإِذَا بَرِقَ ٱلْبَصَرُ
(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan "kaçış nereye?" diyecektir.

Kıyamet 8 (Mealleri Karşılaştır): Ve hasefel kamer(kameru).
وَخَسَفَ ٱلْقَمَرُ
(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan "kaçış nereye?" diyecektir.

Kıyamet 9 (Mealleri Karşılaştır): Ve cumiaş şemsu vel kamer(kameru).
وَجُمِعَ ٱلشَّمْسُ وَٱلْقَمَرُ
(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan "kaçış nereye?" diyecektir.

Kıyamet 10 (Mealleri Karşılaştır): Yekûlul insanu yevme izin eynel meferr(meferru).
يَقُولُ ٱلْإِنسَٰنُ يَوْمَئِذٍ أَيْنَ ٱلْمَفَرُّ
(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan "kaçış nereye?" diyecektir.

Kıyamet 11 (Mealleri Karşılaştır): Kella la vezer(vezere).
كَلَّا لَا وَزَرَ
Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur.

Kıyamet 12 (Mealleri Karşılaştır): İla rabbike yevme izinil mustekar(mustekarru).
إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ ٱلْمُسْتَقَرُّ
O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.

Kıyamet 13 (Mealleri Karşılaştır): Yunebbeul insanu yevme izin bima kaddeme ve ahhar(ahhare).
يُنَبَّؤُا۟ ٱلْإِنسَٰنُ يَوْمَئِذٍۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ
O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.

Kıyamet 14 (Mealleri Karşılaştır): Belil insanu ala nefsihî basîreth(basîretun).
بَلِ ٱلْإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفْسِهِۦ بَصِيرَةٌ
(14-15) Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.

Kıyamet 15 (Mealleri Karşılaştır): Ve lev elka meazîreh(meazîrehu).
وَلَوْ أَلْقَىٰ مَعَاذِيرَهُۥ
(14-15) Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.

Kıyamet 16 (Mealleri Karşılaştır): La tuharrik bihî lisaneke li ta'cele bihî.
لَا تُحَرِّكْ بِهِۦ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِۦٓ
(Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.

Kıyamet 17 (Mealleri Karşılaştır): İnne aleyna cem'ahu ve kur'anehu.
إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُۥ وَقُرْءَانَهُۥ
Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir.

Kıyamet 18 (Mealleri Karşılaştır): Fe iza kara'nahu fettebi'kur'anehu.
فَإِذَا قَرَأْنَٰهُ فَٱتَّبِعْ قُرْءَانَهُۥ
O halde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.

Kıyamet 19 (Mealleri Karşılaştır): Summe inne aleyna beyanehu.
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُۥ
Sonra onu açıklamak da bize aittir.

Kıyamet 20 (Mealleri Karşılaştır): Kella bel tuhıbbûnel acileh(acilete).
كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ ٱلْعَاجِلَةَ
(20-21) Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.

Kıyamet 21 (Mealleri Karşılaştır): Ve tezerûnel ahıreh(ahirete).
وَتَذَرُونَ ٱلْءَاخِرَةَ
(20-21) Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.

Kıyamet 22 (Mealleri Karşılaştır): Vucûhun yevme izin nadıreh(nadıretun).
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاضِرَةٌ
O gün birtakım yüzler aydındır.

Kıyamet 23 (Mealleri Karşılaştır): İla rabbiha nazıreh(naziretun).
إِلَىٰ رَبِّهَا نَاظِرَةٌ
Rablerine bakarlar.

Kıyamet 24 (Mealleri Karşılaştır): Ve vucûhun yevme izin basireth(basiretun).
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍۭ بَاسِرَةٌ
O gün birtakım yüzler de asıktır.

Kıyamet 25 (Mealleri Karşılaştır): Tezunnu en yuf'ale biha fakıreh(fakıretun).
تَظُنُّ أَن يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ
Bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacaklarını anlarlar.

Kıyamet 26 (Mealleri Karşılaştır): Kella iza belegatit terakıy(terakıye).
كَلَّآ إِذَا بَلَغَتِ ٱلتَّرَاقِىَ
(26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, "Kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.

Kıyamet 27 (Mealleri Karşılaştır): Ve kîle men rak(rakın).
وَقِيلَ مَنْ ۜ رَاقٍ
(26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, "Kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.

Kıyamet 28 (Mealleri Karşılaştır): Ve zanne ennehul firak(firaku).
وَظَنَّ أَنَّهُ ٱلْفِرَاقُ
(26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, "Kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.

Kıyamet 29 (Mealleri Karşılaştır): Velteffetis saku bis sak(sakı).
وَٱلْتَفَّتِ ٱلسَّاقُ بِٱلسَّاقِ
(26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, "Kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.

Kıyamet 30 (Mealleri Karşılaştır): İla rabbike yevme izinil mesak(mesaku).
إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ ٱلْمَسَاقُ
(26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, "Kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.

Kıyamet 31 (Mealleri Karşılaştır): Fe la saddeka ve la salla.
فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلَّىٰ
O, (Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kılmamıştı.

Kıyamet 32 (Mealleri Karşılaştır): Ve lakin kezzebe ve tevella.
وَلَٰكِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ
Fakat yalanlamış ve yüz çevirmişti.

Kıyamet 33 (Mealleri Karşılaştır): Summe zehebe ila ehlihî yetemetta..
ثُمَّ ذَهَبَ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦ يَتَمَطَّىٰٓ
Sonra da kasıla kasıla ailesine gitmişti.

Kıyamet 34 (Mealleri Karşılaştır): Evla leke fe evla.
أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ
(34-35) "Bu azap sana layıktır, layık! Evet, layıktır sana, layık!" denecektir.

Kıyamet 35 (Mealleri Karşılaştır): Summe evla leke fe evla.
ثُمَّ أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰٓ
(34-35) "Bu azap sana layıktır, layık! Evet, layıktır sana, layık!" denecektir.

Kıyamet 36 (Mealleri Karşılaştır): E yahsebul'insanu en yutreke suda(sudan).
أَيَحْسَبُ ٱلْإِنسَٰنُ أَن يُتْرَكَ سُدًى
İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder.

Kıyamet 37 (Mealleri Karşılaştır): E lem yeku nutfeten min menî yin yumna.
أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِّن مَّنِىٍّ يُمْنَىٰ
O dökülen meniden ibaret az bir su değil miydi?

Kıyamet 38 (Mealleri Karşılaştır): Summe kane alakaten fe halaka fe sevva.
ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّىٰ
Sonra bu, bir "alaka" oldu. Derken Allah onu yaratıp güzelce şekillendirdi.

Kıyamet 39 (Mealleri Karşılaştır): Fe ceale minhuz zevceyniz zekere vel unsa.
فَجَعَلَ مِنْهُ ٱلزَّوْجَيْنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلْأُنثَىٰٓ
Nihayet ondan da erkek ve dişi iki eşi var etti.

Kıyamet 40 (Mealleri Karşılaştır): E leyse zalike bi kadirin ala en yuhyiyel mevta.
أَلَيْسَ ذَٰلِكَ بِقَٰدِرٍ عَلَىٰٓ أَن يُحْۦِىَ ٱلْمَوْتَىٰ
Şimdi, bunları yapan Allah'ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?