Kürdistan ve İsrail

0

Türkiye'nin en büyük problem,İttihat ve Terakki çetesinin zehirlemesine maruz kalmasıdır. İttihatçılar sadece kendileri ile kalmaktan öte kendileri dışındaki kesimleri de bir yolunu bulup zehirlemekte epey hünerlidirler. Türkiye tarihini derinlemesine incelediğimiz zaman, bu adamların çok ciddi bir ajandası olduğunu görürüz.Bunca uzun ömürlü planı nasıl bir motivasyonla yaptılar, hayret vericidir. Tek başlarına yaptıklarını söylemek zor…

Kürdistan'ın bir büyük İsrail projesi olduğu fikri, İttihatçı palavrasıdır. Palavradır çünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti bir İbrani devleti olarak kuruldu.

Halkı müslüman olan bir İbrani devleti.

Musevi vatandaşları üzmek istemem, Siyonist devleti demek daha doğru olur sanırım.

Bu palavranın alıcısı çok olmuştur. Fethullah Gülen gibi kişilerin eliyle İslamı önceleyen kesim de zehirlenmeye tabi tutuldu. Sosyalist ideoloji için yürekleri çarpan kesimler de Kemalistler üzerinden paylarına düşeni aldılar.

İslamcıların ve Sosyalistlerin tümünün aynı fikirleri paylaştıkları söylenemez elbet. İslamcı gruplar içinde özellikle Türkçülük sentezinden etkilenmeden sınırlar ötesi düşünebilen, enternasyonal (ümmetçi) olanlar Kürdistanın bir tehlike olduğuna, bir İsrail projesi olduğuna hiç inanmadılar. Osmanlı'da Kürdistan eyaleti olmasına hep atıfta bulundular. Aynı şekilde Kemalizme bulaşmamış Sosyalist gruplar da enternasyonal ilkeler doğrultusunda Kürdistan kaygısı taşımadılar hiç.

Fakat İttihatçı devletin resmi, makbul cemaati FETÖ olduğu ve okullar, dershaneler, öğrenci yurtları üzerinden çok geniş örgütlenmeler kurulabildiği için Kürtler ve Kürdistan için uydurulan yalanların gürültüsü daha fazla duyuldu.

Şimdilerde İtihatçı, Kemalist, FETÖ'cü olmayan kesimlerin yazarlarıda Kürdistan için İsrail projesi olarak bahsediyor. FETÖ'nün zehri bu mahalleyi zehirleyeli çok oldu ve bu zehrin bünyeden atılması Kürtçü geçinen Kemalistler yüzünden zor olacak. Irak'ın kuzeyinde bir Kürdistan kurulsada kurulmasada o topraklarda yaşayan Kürt'lerin yüzü Türkiye'ye dönük olacaktır. Burada kurulacak bir Kürdistan, Türk devleti olacaktır. Bunu görebilen ufku geniş devlet adamlarına, entellektüellere ihtiyaç var. 20 milyon Kürdün yaşadığı bir Türkiye, kurulacak Kürdistanı neden tehlike olarak görürki?

***

Özgürlüklerin acemisi olmak

Psikolog Erich Fromm,Karakter Teorisinde"insaların doğal çevreden ayrıştırıldığını, kapitalizmin ürettiği maddi zenginliklerin gereğinden fazla özgürlükler getirdiğini ve doğrusunu söylemek gerekirse insanoğlunun kendisiyle ne yapacağını bilmediğini" söyler.

Erich Fromm'a göre "ironik olarak kaygı ve yalnızlaşma,çok fazla özgürlükten kaynaklanıyor."

Mister Fromm'un bu iddiası elbette tartışılır fakat Türkiye'de son 15 yıllık süre zarfında bugüne kadar yok sayılan kesimlere getirilen özgürlükler içerisinde bazı kişilerin kendilerini ciddi bir boşlukta hissettikleri gözden kaçmıyor. Ben buna "özgürlük sendromu" diyorum. 100 yıldır kimliklerin inkarı üzerinden yönetilen bir ülkenin insanları, kendilerine tanınan özgürlükleri taşımakta zorlanıyorlar. Değişmez iktidarın yandaşı kalemler bunu felaket olarak algılıyorlar ve sunuyorlar.

Tek ırkın Türklük, tek ideolojinin Kemalizm, tek dinin Paganizm, tek cemaatin FETÖ, tek TV kanalının TRT olduğu yılların özlemi ile yaşıyorlar. "İnsanlar kutuplaştı" söylemini epey kullanıyorlar.

Türkler, Kürtler, Aleviler, Sünniler kutuplaşmış ve her an patlama yaşanabilirmiş! İlginçtir, bu söylemi HDP çizgiside kullanıyor. 15 yıllık AK Parti hükümetinin bu kesimlere sunduğu özgürlükleri birbirlerine düşmanlık için kullanacak kadar aptal olabilirmi insanlarımız?

Bir özgürlükler acemiliğimi yaşıyoruz?

Kimliklerinizi başkasının gözüne sokmak, normal bir davranış olarak kabul edilemez. Düne kadar bastırılan kimliğini biraz empati geliştirerek yaşamaya çalışmak, sağlıklı bir bireyin tutumu olacaktır.

"Özgürlük acemiliği" gelip geçicidir. Ustalık dönemine gireceğiz. Acemilik döneminin kazasız belasız atlatılması sosyal projelerle kolayca sağlanabilir.

***

İktidarın çapsızlığı muhalefeti de etkiliyor

100 yıllık İttihatçı Kemalist iktidar kalite konusunda biraz kaygı taşısaydı, Türkiye bugün olduğu yerden çok daha ileride olurdu...

Kim olursa olsun, hangi kesimden olursa olsun, iktidarı elinde tutanların halka, devlete faydası olabilir. Olmuştur da…

İster seçimle gelsin ister darbe ile gelen diktatör olsun faydalar sağlamıştır, tarihte örnekleri var.

Kemalistlerin iktidarıyla iflah olmaz bir alıp vermezliğim yok.

Bunlarla iyide geçinirdim, hani ortalamayı tutturabilselerdi..

Fakat bahsedilen iktidar dangalaklıkta rakip tanımıyorsa ne yapacaksın?

Faşizmde sınır tanımıyorsa ne yapacaksın?

İş bilmemezlikte, hırsızlıkta sınır tanımıyorsa ne yapacaksın?

İttihatçı, Kemalist iktidarla can ciğer kuzu sarması olmasamda beraber çatışmasız sonsuza kadar yaşayabilirdim. Beni çok da seveceklerinden eminim. Mücadele falan edelim! Umurumda olmazdı ...

Lakin kıymetli kardeşim! Bu yoğunluktaki ahmaklık, kalitesizlik, aç gözlülük benim dahi tolere edebileceğim bir şey değil.

Üç hafta önce bu köşede yazdığım yazıda "FETÖ'nün bir ordu tarikatı" olduğunu belirtmiştim. Kemalist Yalçın Küçük'ün sözlerini de örnek göstermiştim.

Haydi, Yalçın Küçük'ün sinirlerinde yıpranma olduğunu, ne söylediğini bilmediğini iddia edebilirsiniz.

Erol Mütercimler'e ne dersiniz saygı değer hanımefendiler ve beyefendiler?

Eski bir ordu mensubu. Halen üniversite öğretim görevlisi. Sıkı bir Kemalist.

Sözleri aydınlatıcı… "ABD, Erzurum ve Malatya'da komünizmle mücadele dernekleri kurunca bu işbirliğini yapacak adam keşfedildi (Fetullah Gülen). Sen dershaneleri, öğrenci yurtlarını kur, yavaş yavaş gel denildi kendisine. 1968'lere gelince devlet Fetullah Gülen'i içine almaya karar verdi. Bu öneri CIA'den, NATO'dan geldi. 1971'de dönemin MİT başkanı olan Korgeneral Fuat Doğu, bizzat Fetullah Gülen'i devletin unsuru olmak için davet etti ve devletin içine o soktu.Şu çok yanlış bir ifadedir; efendim Fetullah Gülen cemaati devlete sızdı! Bu yanlış. Stratejik bir kararla devletin içine sokuldu. Bu devletin tercihiydi. Askeri okullara, polis okullarına ve diğer kurumlara yerleştirildiler."

Tekrar etmekte fayda var, bu sözleri söyleyen hızlı Kemalist Erol Mütercimler.

Söylenenler gayet açık:"FETÖ kemalist bir örgütlenmedir. En arkadaki güç ise Gladyo'dur."

O halde aptallığınıza doymayın diyeceğim sevgili İttihatçı Kemalist faşist kardeşlerim, Kemalistim demeye utandığı için solcu ayaklarına yatan sosyal faşist kardeşlerim, Kemalistim demeye utandığı için Kürtçülük ayağına yatan Kürt faşist kardeşlerim. Sizden rica ediyorum lütfen mikrofon mikrofon dolaşıp FETÖ'yü devlete yerleştiren AKP'dir deyip adamı hasta, nexweş etmeyin!

Tamam anladık, ciddi bir kalitesizlik sorununuz var fakat herkesi kendi seviyenizde sanmak neden?

İşte benikahreden de bu.

***

Söylenmese eksik kalırdı

"Zehf nepeyive, tewş nepeyive, xerab nepeyive. Merd be, wêrek be. Dilê tu kesî sar neke."

"Çok konuşma, boş konuşma, kem konuşma. Mert ol, yürekli ol. Kimsenin umudunu kırma"

-Şeyh Edebali-