Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta bir süredir, görünürde belediyecilik hizmetlerindeki aksamlardan kaynaklanan bunalım,sosyal medya üzerinden başlatılan 'Kokunuz çıktı' kampanyasıyla protesto edildi. Birçok STK'ın öncülüğünde bir araya gelen binlerce kişi, hükümeti ve belediyeyi protesto etti.
Başkent Beyrut'un, Şüheda ve Riyad es-Sulh meydanlarında yapılan protestolar, önce belediyecilik hizmetlerine yönelik, ardından da Lübnan'daki ekonomik, siyasi ve sosyal sorunları hedef aldı.
Peki, Lübnan'da neler oluyor? Protestoların perde arkasında ne yatıyor?
Lübnan'da bir süredir Sünni-Şii gerilimi zaten yaşanıyordu. Özellikle Suriye meselesinde Hizbullah'ın takındığı tavır, Sünni blokta ciddi bir rahatsızlık yaratmıştı. Dolayısıyla yaklaşık 2 Milyon Suriyeli'nin, Lübnan'ın mezhepsel yapısını değiştirmesi, Şii bloku rahatsız etmişti. Bu bağlamda ekonomik açıdan sıkıntılı bir dönem geçiren Lübnan'da, Suriyelilerden, Hıristiyanlar ve Şiiler rahatsız oldu.
Lübnan siyaseti, mezhep temelinde '14 Mart İttifakı' ve '8 Mart İttifakı' şeklinde iki gruba bölünmüş durumda. Yani Şii ve Sünni şeklinde ayrılmış. Haliyle siyasi çekişme, hizmet sektöründe aksamalara neden oluyordu. Özellikle ekonomide yaşanan sıkıntı, farklı sorunları da beraberinde getirmişti. Elektrik kesintisi, çöp toplanamaması, belediyecilik hizmeti… v.s.
Beyrut'ta kış aylarında da çöp kokusundan ötürü birçok yerleşim yerinde 'pis' kokular geliyordu. Özellikle Yaz aylarında Sünni bölgelerde benzer hadiselerin yaşanması, yukarıda bahsettiğimiz sebepler ışığında gerilimin artmasına neden oldu. (Nehmeh, çöplerin yığıldığı bölge) Sünni topluma Hıristiyanlar ve Şiilerde katlınca ilk günlerdeki protestolar, hükümet tarafından saygıyla karşılandı.
Çünkü, Beyrut'ta devasa çöp yığınları oluşmuştu. Toplum sağlığı açısından da büyük bir sorundu.
Ancak, Hizbullah-Emel Hareketi'ne bağlı kişiler, eylemlerde talan yapmaya başlayıp, Bakanlığı ele geçirince, protestoların amacı başka yere evirildi. Böylelikle Sünni toplumun başlattığı olayları Suriye ve İran'ın desteklediği gruplar, doğrudan Parlamento'yu hedefe almış oldu. Diğer bir ifadeyle Sünni Hükümet devrilmeye çalışıldı.
Bu arada Lübnan Anayasası'daki özel durumundan ötürü Lübnan Cumhurbaşkanı Hıristiyanlar arasında seçilmekteydi. Ancak, Şii ve Sünni rekabetten ötürü Şii blokun desteklediği aday ile Sünni blokun desteklediği aday arasında yaşanan çekişmelerden ötürü cumhurbaşkanı seçimi, 27 kez ertelendi.
Hizbullah, Suriye ve İran meclisin üçte ikilik bir çoğunlukla toplanmasını engelliyor. 14 Martçıların adayı olan Semir Ca'ca ile 8 Mart bloğunda yer alan Mişel Aun seçilememesi yüzünden meclis çalışamıyor, Hükümet çalışamıyor, haliyle ortada bir hükümet olsa da işlevsel açıdan görevini yerine getiremeyince istikrarsızlık kaçınılmaz hal alıyor.
Dolayısıyla Lübnan 'pis'kokuyor. Beyrut'ta yaşanan çöp krizi, Mezhep temelinde Suriye'de yaşananlar ve siyasi grupların çıkar çatışmasından çıktığı gibi siyasal sistemin kilitlenmiş olmasından ileri gelmektedir. Lübnan Anayasası hukuki dayanağını Taif Anlaşması'ndan alsa da Mezhep temelli politikalar uygulandığı sürece, Lübnan'ı önümüzdeki günlerde çok daha zorlu bir süreç beklemektedir.