(Aydınlık, 15 Mart 2019, s. 1)
Ordunun desteğiyle “Millî Demokratik Devrim”i gerçekleştirerek Sosyalizm merhalesine geçme stratejisi tâk̆îb eden “Sahte Vatanperver”in gazetesinden bir ibret levhası… Bir asırdır sürüp giden fanatizm… Mâhûd Zümrenin tahakküm âleti…
***
Korsan bir nümâyişle “Mustafa Kemâl’in askerleriyiz!” şeklinde slogan atan “teğmenler”
Yukarıdaki kadar ibretâmîz bir başka haber:
Harbiye Mektebi’nde (“Kara Harp Okulu”nda) 30 Ağustos 2024’te Cumhûr Reîsinin iştirâkiyle icrâ edilen resmî mêzûniyet merâsiminden sonra, yeni mêzûn olmuş birkaç mülâzımın (“teğmen”in) öncülüğünde, mêzûnlardan bir kısmı, merâsim meydanında tekrâr toplanıyor, 29 Mart 2023’te iptâl edilerek yerine başka bir yemîn ikâme edilmiş olan eski yemîn metnini okuyor ve bu meyânda kılıç çekerek “Mustafa Kemâl’in askerleriyiz!” şeklinde slogan atıyor…
İkinci merâsime öncülük eden “teğmenler”, Merâsim Tâlimâtnâmesinden çıkarılmış eski metni okumak için âmirlerine def’alarca mürâcaat ettikleri hâlde, kendilerine müsâade edilmemiştir. Buna rağmen, onlar, mikrofondan anons ederek arkadaşlarını tekrâr meydana topluyor, ikinci bir yemîn merâsimi icrâ ederek iptâl edilmiş yemîni okuyor ve bu meyânda slogan atıyorlar… Tabiî, anonsu duyan matbûât mensûbları oraya koşuyor, çekim yapıyor, hâdiseyi bütün Memlekete duyuruyorlar…
Okudukları eski yemîn metni şudur:
“Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene!” (https://www.bbc.com/turkce/articles/c5yg7q6yrw6o; 28.8.2025)
Bu işe öncülük eden “teğmenler”, bu korsan yemîn merâsimine nîçin ihtiyâc duymuşlardır? Bundan men’edildikleri hâlde, neden tasavvurlarını tatbîkâta koymakta inâd etmişlerdir? Bunun, izin alınmadan yapılmış (yânî korsan) bir nümâyiş, bu bakımdan, askerî otoriteye meydan okuyan büyük bir inzibâtsızlık hâli olduğu âşik̃âr değil mi? Bu âsî hareketleriyle efk̃ârıumûmiyeye ne mesaj vermek istemişlerdir?
Korsan nümâyişin birinci derecede mürettibi olan Ebru Eroğlu, müdâfaanâmesini şu sözlerle bitiriyor:
“Bizler Atatürk'ün önce sıra arkadaşı, sonra silah arkadaşı olduk. Hayatımızın geri kalanında da bu minvalde hareket edeceğiz şüphesiz.” (https://t24.com.tr/haber/msb-karari-acikladi-5-tegmen-ihrac-edildi-,1214856; 29.8.2025)
Bu âşikâr inzibâtsızlık karşısında, Millî Müdâfaa Vekâleti, haklı olarak “âsîler” ve onlara mâni olmak için tedbîr almıyan kumandanları hakkında tahkîkât başlatıyor ve netîce olarak, 31 Ocak 2025’te, “sıralı 3 disiplin amirine ve 5 teğmene, Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ve Türk Silahlı Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulları Yönetmeliği amir hükümleri ile diğer mezkur mevzuat gereğince ‘Silahlı Kuvvetlerden Ayırma Cezası’ veriliyor”… (https://www.ntv.com.tr/turkiye/kilicli-yemin-sorusturmasinda-tegmenlerhakkinda-karar-5-tegmene-ve-3-disiplin-amirine-silahli-kuvvetlerden-ayirma-cezasi,9Bdg1QRdW0SQMViPai-VGQ; 29.8.2025)
Askerî tahk̆îkât başlatılır başlatılmaz, Mâhûd Zümre, derhâl bu hâdiseyi Kemalizm aleyhdârlığı olarak l̃anse etmek sûretiyle bol bol istismâr etmiş, bunun üzerine, Millî Müdâfaa Vekâleti, 21 Kasım 2024’te matbûâta verdiği bir teblîğle, tahk̆îkâtın sebeb ve mâhiyetini tafsîlâtıyle îzâh etmişti:
“[30 Ağustos 2024] Kara Harp Okulu Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni öncesi bazı öğrenciler, yönergede yapılan değişiklikle kaldırılan metni okumak istediklerini amirlerine defalarca iletmiş, bunun mümkün olmadığı ise kendilerine defaatle tebliğ edilmiştir.
“Törenin sona ermesinin ardından dönem birincisi tarafından teğmenlerin törenin icra edildiği sahada toplanmaları anons edilmiş, ailelerin alandan dışarı çıkmaları istenmiş, basın mensupları tören alanına davet edilmiştir.
“[Tahk̆îkât esnâsında ayrıca şu husûslar tesbît edilmiştir:]
- Kılıç çatma esnasında, emirlerin hilafına, kaldırılan metnin okunacağından sadece eylemi organize eden teğmenlerin bilgisinin olduğu;
- Teğmenlerin büyük çoğunluğunun sadece kılıç çatılacağı düşüncesiyle toplandıkları;
- Misafir askeri personelin de olay yerine gelmelerinin bu düşünceyi teyit ettiği;
- Yapılan eylemin mezun olmanın sevinciyle anlık gelişen bir durum olmadığı, önceden planlanarak organize edildiği;
- Bazı öğrencilerin ısrarlı taleplerine rağmen bahse konu disiplinsizliğe karşı amirlerin tören öncesinde gerekli tedbirleri almadıkları ve eylem esnasında müdahalede bulunmadıkları…
“Eylemi organize eden teğmenlerle kastı, kusuru, ihmali veya sorumluluğu olan diğer personelin 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu kapsamında YDK’ya [Yüksek Disiplin Kurulu’na] sevklerine yönelik işlem başlatılmıştır.
Harbiye’nin 30 Ağustos 2024 mêzûniyet merâsiminde, bâzı “teğmenler”, men’edilmiş olmalarına rağmen, Merâsim Tâlimâtnâmesinden çıkarılmış bir yemîni okudukları, silâh çattıkları, “Mustafa Kemâl’in askerleriyiz!” diye bağırdıkları bir korsan nümâyiş tertîb etmekle efk̃ârıumûmiyeye ne mesaj vermek istemişlerdir? Millî Müdâfaa Vekâleti ise, “Ortak değerimiz olan Ebedî Başkomutanımız Atatürk üzerinden bir ayrışma algısı yaratacak tavır ve davranışlar kabul edilemez!” diyor…
***
“İsnat edilen suç, kılıç çatmak veya ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur. Yemin metnini okuyan onlarca teğmenden sadece eylemi organize edenlerin YDK’ya sevklerine yönelik sürecin başlatılması bunun en büyük göstergesidir.
“Burada önemli olan, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır.
“Söz konusu eylem, amirlerin izni olmadan, grup hâlinde organize edilmiş, basın davet edilerek eylemin bilinmesi istenmiş ve emir-komuta zinciri devre dışı bırakılmıştır. Bu, askeri hiyerarşi için kabul edilemez bir durumdur. Bunun görmezden gelinmesi mümkün değildir.
“Disiplinsizliğin ‘ama’sı, ‘lakin’i, ‘fakat’ı olmaz, olamaz, olmamalıdır. Olaya karışanların genç olmaları, daha önce disiplin cezası almamış olmaları, başarılı olmaları, okunan metnin daha önce yürürlükte olması gibi gerekçeler disiplinsizlik gerçeğini değiştirmez.
“Aklıselim sahibi insanların bunun bir disiplinsizlik olayı olduğunu anlamalarından memnuniyet duyuyoruz.
“Bu veya benzeri disiplinsizlikler emsal teşkil edebilir ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birlik ve beraberliğine zarar vererek gruplaşmaları tetikleyebilir.
“Sıralı amirlerin emirlerine rağmen yapılan bu tür eylemler hiyerarşiye saygısızlığın yayılmasına ve astların üstlere karşı saygı ve güveninin azalmasına, itaatsizliğin normalleşmesine neden olur.
“Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi ‘Disiplin olmazsa ordular sevk edilemez’.
“TSK’nın milli, manevi ve mesleki değerleri bir bütündür. Ortak değerimiz olan Atatürk üzerinden bir ayrışma algısı yaratacak tavır ve davranışlar kabul edilemez.
“Atatürk’ün adını anmak veya onun değerlerini savunuyoruz görüntüsü altında izinsiz hareketlere bir mazeret yaratılmamalıdır. Atatürk disiplinli bir orduya, hiyerarşik düzene ve kurallara saygıya önem veren bir liderdi. Onu savunmanın yolu bu değerlere saygı göstermekten geçer.
“Yapılan bu disiplinsizlik ile TSK’ya mesnetsiz iftiralar atılmasına, kamuoyunda 3 aydır TSK’nın tartışılmasına ve yıpratılmasına zemin hazırlanmıştır.
“Sonuç olarak; askerliğin temeli disiplindir. Disiplin de, binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen millî, manevi ve mesleki değerlerimizden oluşan kurallardır. TSK mensubu tüm personel bu kuralları bilir ve uygulamakla yükümlüdür. TSK’da müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazdır. İlh…” (TRT mahrecli haber; https://www.diken.com.tr/msbden-tegmenler-aciklamasi-mesele-kilic-catmak-degil/; 28.8.2025)