Ali Rıza Demircan, sevdiğimiz saydığımız bir hocaefendidir.
Yıllar önce Süleymaniye Camiinde, Müslümanlara şuur ve bilinç veren hutbeler veren, kimseden çekinmeden Allah'ın dinini anlatan ve bu sebeple de sürgün yemiş bir vaiz ve hatibimizdir.
Etkili, coşkulu ve yer yer sert konuşmaları nedeniyle mahkemelerde yargılanmıştır. Bu sebeple İslamcı gençliğin hutbelerini dinlemek için takip ettiği şahsiyetlerden biriydi.
Verdiği hutbeleri, İslam Nizamı adıyla yayınladı ve Türkiye'nin pek çok yerinde, hatiplerimiz bu eserden faydalandı. Bu arada başka eserler de yayınladı.
Buraya kadar her şey normal.
Ne zamanki Ali Rıza Demircan Hocamız bir kitap yazdı her şey değişti.
Her şeyden önce ünü ülke içine ve dışına yayıldı. Yanılmıyorsam, Tıme dergisi bile kendisinden bahsetti. İslam'a Göre Cinsel Hayat adını taşıyan bu eseri, başta gençler olmak üzere herkesin ilgisini çekti ve haliyle yıllarca (belki de halen) aranan, okunan bir kitap oldu. Aslında güzel de oldu. Çünkü bu sahada yazılan pek eser yoktu. Evlilikle ilgili yazılan eserler, daha genel dini bilgiler içeriyordu. İslami kesim; cinsellik konusunda biraz içine kapanık olduğundan, biraz da konu herkesle, her yerde ve her zaman konuşulamadığından, böyle bir eserin yazılması, kanaatimce büyük bir hizmet sundu.
Ancak artık Ali Rıza Hoca'yı tutmak mümkün değildi.
O kanal senin bu kanal benim pek çok programa çıkarak, o kendine has gevrek, kesik ve vurgulu uslubuyla düşüncelerini ifade etmeye başladı. Demircan Hoca da artık medyatik bir hoca olmuştu. Özellikle de cinsel konularda görüşüne başvuruluyor, o da çekinmeden bildiklerini paylaşıyordu.
Bundan birkaç gün önce bir televizyon kanalında söyledikleri ise artık, onun da bazen susması gerektiğini hatırlattı bize.
Elbette kimse kimseyi susturamaz. Ama kişinin kendini kontrol etmesi, çok fazla gaza gelmemesi önemli.
Demircan Hoca "benim rakibim Haydar Dümen değildir" havasıyla cinsellik ve sevişme konusunda maksadı hayli aşan sözler sarfetti.
Önce neler dediğine bakalım: "Bir insan evlilik hayatında eşimle ilişkiye girmiyorum diyemez. Bu zulümdür. Cinselliği yaşamak bizleri zinadan, eşcinsellikten korur Allah'ın rızasına götürdüğü gibi, eşlerimizle girilen ilişki de ahiret hayatı için bir yatırımdır. Sevaplı bir işlemdir. Cinsellik İslam'da kutsallıktır ve ibadet hayatının bir bölümüdür. Çünkü ibadet Allah'ın emir ve yasaklarını uygulamaktır. Namaz neden ibadettir, rabbimizin emri olduğu için. Namaz ve sevişmek aynıdır."
Kişinin Eşiyle Birlikte Olması Elbette Sevaptır
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Bir insanın eşiyle birlikte olması, ona ikramı, güzel muamelesi, yaptığı harcaması elbette bir ibadet ve sadakadır.
"Sizden birinizin eşi ile cinsi münasebette bulunmasında bile sadaka (sevabı) vardır." buyurunca, ashab hayret ve merakla: "Ya Resulallah! Bizden biri cinsel arzularını tatmin eder de bu sebeple ona nasıl sevap verilir?" diye sorar. Resulullah şöyle buyurur: "Zina yapacak olsaydı, yaptığı zinadan ötürü günaha girmeyecek miydi? Bunun gibi nikahlı eşiyle tatmin bulduğu zaman da kendisine sevap verilir." (Müslim, Müsned)
Hadis gayet açık. Meşru ve helal bir iş yapıldığından ve haramdan kaçınmış olunduğundan dolayı bir ecir vardır.
Ancak bu hakikati sivri ve keskin bir şekilde ifade etmenin ne gereği var? Bu yaştan sonra ek şöhret peşinde mi Demircan Hoca? Oysa buna ihtiyacı yok. Her ne kadar medyada çok ses getirdi ise de buna gerek yoktu.
Bu açıklamada yapılan en önemli hata ise namaz ibadeti ile cinsel birleşme ibadetini(!) birlikte zikretmesidir. Bu gerçekten çok yersiz kaçmıştır. Müminin miracı olan ve en büyük ibadet ve ilahi emir olan namazın, beşeri bir ihtiyaç tatmini olan meşru bir eyleme denk tutulması, ancak akıl tutulması sonucu düşünülebilir.
Vatan gazetesinin haberine göre en sivri açıklamayı yapan Süleyman Ateş hoca olmuş:
"Eşler birbirine helaldir ve normal bir şekilde belli zamanlarda birlikte olmaları mubahtır. Şayet cinsel yaşamla mertebe alınacak olsaydı, eşşekler insanlardan daha yüksek mertebeye çıkardı. İslam inancında, tasavvuf ehlinde cinsellik hayatın ön planında yer almaz. İbadetle sevişmek bir tutulamaz."
Yıllar sonra ilk kez hak verdim Ateş Hocaya…
Evet, cinsellik bir tabu olmasın, Müslüman aileler, cinselliği doya doya yaşasın ama bu kadarına da pes doğrusu.
Her halde Haydar Dümen kıskanmıştır Demircan Hocayı kim bilir?...***