Mübarek Bayram günü böyle bir konuyu gündemime almak istemezdim ama bugün de yazmazsam mevzu iyice bayatlayacak.
Takip etmişsinizdir;
ODTÜ'den bir grup "öğrenci", yoğun talep üzerine (?) kız ve erkeklerin birlikte kullanabilecekleri bir "WC"yi "hizmet"e sunmuş!..
Haberi görür görmez, bu zihniyetin "Ata"sı geldi aklıma;
Abdullah Cevdet, "Türk ırkının daha iri yarı, daha uzun boylu olması için yurt dışından DAMIZLIK ERKEK!" getirilmesini teklif eden radikal laik!..
Sonra…
"Üçüncü Cinsiyet" geldi.
Bu "hizmet", tesislerden bayan için olanını mı bay için olanını mı kullanacağını bilemeyen "üçüncü cinsiyet"i rahatlatacak bir şey…
"Üçüncü cinsiyet" den de Kemal Kılıçdaroğlu'nun başını çektiği "yürüyüş"e uzandım…
ODTÜ'deki tuhaf eylemle, "yürüyüş"ün aynı amaca "hizmet" ediyor olabileceğini düşündüm.
AK Parti'de kripto FETÖ'cüler ve Örgüt'ün kullanabileceği başka tipler de kolaylıkla sızmış olabilir, kimler sızmadı ki!..
Allah korusun, bunlardan birine bir kirli eylem yaptırsalar…
Ayıkla pirincin taşını!..
Bunları düşündüm…
Sonra…
Bir soru geldi, bütün "endişelerimin" üzerini örten bir gerçek…
Dedi ki dostumuz:
"ODTÜ'deki rezalete haklı olarak tepki gösteriyoruz da…
Şunu niçin tartışmaya açmıyoruz?"
Ne diyeceğini tahmin etmişsinizdir…
Dostumuzun tartışmaya açılmasını ısrarla talep ettiği mesele:
"Yüce Allah, nice yıldır bunca ihsan buyurduğu halde, ODTÜ niçin hala Türkiye'nin en çok tercih edilir üniversitesidir? Biz niçin daha iyisini ortaya koyamadık ya da bizim imzamızı taşıyan çok iyi üniversitelerimiz niçin olamadı?!"
Müthiş soru, beynimize çakılsa yeridir.
Bundan ne bileyim, yarım asır önce en çok tercih edilir üniversite ODTÜ idi.
Otuz sene önce yine öyleydi.
Yirmi sene önce yine, onbeş sene önce ve bugün…
En "iyi" üniversite(miz) hala ODTÜ!..
Bu niçin böyle?..
İkinci en iyi üniversiteyi "biz" mi kurduk?
Hayır!..
Üçüncü, dördüncü…
Hayır!..
Niçin böyle?
Para çok da, nedir eksik olan?
"Medeniyet tasavvuru" mu?
Nedir bizim eksiğimiz?
Ne diyoruz her vesileyle:
-Eğitim ve Kültürde maalesef başarılı değiliz!..
"Medeniyet iddiası" olan, bu iddiayı her fırsatta gündeme taşımaya çalışan bizler…
"İki günü birbirine denk olan ziyandadır." prensibine sıkı sıkıya bağlı olma iddiasındaki bizler…
Eğitim ve Kültür'de başarısız isek…
Cenab-ı Allah'ın bunca nimet ihsan buyurduğu halde eğitim ve kültürde başarısız olmuşsak…
Bunu itiraf ettiğimiz halde, bu alanlarda ciddi adımlar atamıyorsak…
ODTÜ'de abuk sabuk işler yapan gençlere kızıp köpürmeye ne hakkımız var!..
Ektiğimizi biçiyoruz ya da ekemediğimiz için biçemiyoruz!..
'SİSİ DESTEKÇİSİ'NDEN "İDAM" MESAJI!
"Yürüyüş Sefası"nın Bolu etabında kameralar karşısına geçen Kemal Kılıçdaroğlu, Mısır'daki Sisi Darbecileri'nin "idam"larına karşı olduğunu söyledi!..
Kendilerinin darbeye tam destek verdiğini ve SİSİ'ye muhabbetini nice kereler gösterdiğini göz ardı edelim.
Ve kendilerine şöyle kocaman bir "aferin" çekelim.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun şu sözleri de mühim sayılır:
"Türkiye büyük acılar yaşadı. İdam ettiğimiz devlet adamlarımıza yaptığımız haksızlığın büyüklüğünü sonradan anladık, bu devlet adamlarımızın isimlerini havaalanlarına, meydanlara verdik ama giden geri gelmedi!"
Ya, "durayım, durayım" diyorum…
Iııh olmuyor, duramıyorum…
Ey Kılıçdaroğlu!..
Madem Merhum Adnan Menderes ve dava arkadaşlarını katleden alçak zihniyete tepkilisiniz…
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ile dava arkadaşlarını, her fırsatta "Menderes'in akıbeti" ile tehdit eden alçaklara susmalarını söyleyiniz!
Offff, ne diyorum ben böyle!..
Kimden, ne bekliyorum!..
Saçmalama hakkım varsa birazcık, onu burada kullandım.
Lütfen, kusuruma bakmayınız dostlarım!..
CHP'LİLER BUNU ÇOKTAN HAK ETTİ!..
KahramanKazan'dan Hasan Bülbül kardeşimiz "Yollara sözde adalet için çıkan CHP'liler arkasında REZALET bıraktı!.." demiş ve fotoğrafları paylaşmış.
"Yürüyüşçü"lerin hem de Ramazan günü, artlarında bıraktıkları "şişe"ler, vs…
Hani, "Herkes özel yaşam tercihinde özgürdür!" filan diyeceğim ama…
"Çevre" hepimizin, kirletilmesine göz yumamayız!..
Benden bir teklif:
CHP ekibi, yürüyüşçülerin peşlerini toplamak üzere iki, üç adet eleman tahsis etse…
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan böyle bir "hizmet"i beklemek, bütün CHP'lilerin hakkı!
KULAĞIMA KÜPE:
SİNİRLENME, FAYDASI YOK!..
Bir kitap okudum; "Kişisel Gelişim" muhtevalı kitaplara hiç itibar etmem ama bu güzeldi.
"Ben dünyanın en akıllı insanıyım!" demiş, Erdal Demirkıran.
İçeriğinde, bazı "tartışmalı" noktalar olsa da…
Ana hatlar ile faydalı.
Oradan bir bölüm…
Dikkatlerinize arz edeyim; umulur ki bendenizin de sık sık yaptığı bir "hata"dan dönüşümüze vesile olur.
Buyurun:
-Beynin Küçülüyor…
Çünkü Sinirleniyorsun!..
Artık eskisi kadar güçlü bir hafızan yok, eskisi kadar hızlı düşünemiyorsun, eskisi kadar hızlı karar veremiyorsun, artık okudukların aklında kalmıyor, artık randevularını, verdiğin sözleri unutuyorsun…
Peki neden?
Çünkü sinirlisin!..
Asabisin!..
Asabi bir insan olman, sürekli pişman olduğun anlamına gelir ve pişmanlıklar beyni küçültür.
Sen de en az benim kadar iyi biliyorsun, sinirlenince mantıklı düşünemediğini, düşünemeyince yanlış kararlar veriyor ve karşındakini çoğunlukla boş yere yıpratıyorsun.
Kısa süre rahatlasan da sonra pişman olup kendine kızıyorsun. 'Ben bunu yapmamalıydım, yanlış yaptım'! diyor, arkasından 'keşke'li cümleler kuruyorsun. Zamanı geri alıp yaptığın hatayı düzeltemeyeceğine göre, bu durum beynini kemirmeye başlıyor. Her yerde haklı olduğunu anlatsan da, içinden bir ses senin haksız olduğunu haykırmaya devam ediyor. Bütün bunlar olurken, bilinçaltın negatif kayıtlar yapmaya devam ediyor. Farkında olsan da olmasan da, beynin küçülüyor. Çünkü tüm pişmanlıklar beyni küçültür.
Şimdi bir dakika düşün:
Bugüne kadar sinirle neyi çözdün?
Sinirli olman ne işe yaradı?
Cevap:
Hiçbir şeyi çözemedim ve hiçbir zaman işime yaramadı.
Son bir soru:
Hiç sinirliyken aynaya baktın mı?