Akademik başarımızın düşük olması, okulların fiziki yetersizlikleri, sosyal veya sportif faaliyetlerin azlığı, iş birliği içinde çalıma ekiplerinin olmayışı başta olmak üzere, eğitim öğretim sistemimize dair pek çok sorunların perde arkasında öğrencilerin, çocuklarımızın, o minik yavrularımızın hakkını hukukunu göz ardı etmemiz yatıyor. O kadar ayrıntıya girip o kadar gereksiz şeyi önemsiyoruz ki çocuklarımızı, öğrencilerimizi ıskalıyoruz. Öğretmenler sendikası gibi öğrenciler tarafından öğrenci sendikaları kurulsa, inanın onlara dair ıskalanan, ihmal edilen, görmezden gelinen, verilmeyen o kadar çok hakları var ki, söke söke alırlar.
Öğrencilerin hakkını hukukunu gözetmek okul yöneticilerin, öğretmenlerin başta olmak üzere eğitim öğretim ekosistemi içerisinde yer alan tüm paydaşların sorumluluğundadır. Keza öğrencilerin hakkının hukukunun ihmal edilmesi, görmezden gelinmesi, isteyerek veya istemeyerek verilmemesi, ıskalanması söz konusu ise yine tüm eğitim paydaşların dahli söz konusudur. Eğitim öğretim sisteminin epistemolojik en büyük paydaşı öğretmenler olabilir ama ontolojik olarak en büyük paydaşı öğrencilerdir. Öğrencilerin yokluğunda eğitim öğretim sisteminin varlığından söz edilemez. Öğrenciler bizim geleceğimiz, yarınlarımız. Onları en güzel, en özel şekilde yetiştirmemiz gerekiyor. Mümkün olduğu kadar en donanımlı halde onları yarına hazırlamamız kendi yarınlarımızı da garanti altına alacağımız anlamına geliyor.
Bugünün sıkıntılarından, sorunlarından, savaşlarından çok daha büyükleri bizleri bekliyor yarın. Yarının sorunlarını çözecek olan bugünün çocuklarıdır. Yavrularımız, evlatlarımızdır. Bir diğer ifadeyle eğitim öğretim sistemi içerisindeki öğrencilerdir. Onları sadece bugünün koşullarına göre yetiştirdiğimizde onların yarınlarını da ıskalamış oluruz. Keza kendi yarınlarımızı da karanlığa mahkum etmiş oluruz. Bu nedenle öğrencilerin her açıdan; bilgi, teknoloji, ahlak, iletişim, sosyallik, sportif, insani her yönden gelişmelerini, ilerlemelerini sağlayacak her türlü haklarını hukuklarını sağlamamız gerekiyor. Bunun için öğretmenler, okul idareleri başta olmak üzere veliler de işin içine dahil ederek tüm eğitim paydaşları ile beyin fırtınaları geliştirmek, koşulları iyileştirmek, yeni kararlar alarak hayata geçirmek gerekiyor.
Bugün çocukların hakkını hukukunu gözetmeyen, yarın kendi hakkı hukuku gözetilmediği vakit çıkıp itiraz etme hakkını da kendinde bulamaz. Ya da öğrencilerin hakkı hukuku gözetilmediği vakit tanıklık edip şahit olan her hangi bir eğitim paydaşı gözlerini kapatıyor görmezden geliyor, ağzını kapatıyor susuyor, vicdanını sessizliğe bürüyor ise yarın kendi hakkı hukuku da çiğnendiğinde başkalarından yardım etmesini bekleme es geçmiş olur. Bir başkasının hakkını hukukunu savunmayanın gün gelir kendi hakkı hukuku savunulamaz hale gelir. Bu açından herkesin elini taşın altına sokması, zorluklara göğüs germesi, çocukların yarınları için geceli gündüzlü çalışması ve her açıdan onların koşullarının iyileştirilmesi için mücadele etmesi gerekiyor.
Çocuklar masum, günahsız, oyun çağında, rol yapamazlar, iki yüzlülük nedir bilmezler, samimi ve içten insanlar onlar. Bu çocukların hakkını hukukunu savunmadan kalkıp ekonomiyle, kılık kıyafetle, siyasetle, dünya işleri gibi pek çok başka şeyleri savunmak bana çok samimi gelmiyor açıkçası. Ne mutlu o kişiye ki her şeyden önce çocuğunun, öğrencisinin, yavrusunun hakkını hukukunu savunuyor, onun için mücadele ediyor, çatışıyor, savaşıyor, çocuğunun hakkını hukukunu elde etmeden işin peşini bırakmıyor.
Öğretmenlerin hukukunu gözetmekten önce öğrencilerin hukukunu gözetmeye dair yazdığım bugünkü köşe yazımdan ötürü bu satırları okuyan eğitimciler, öğretmenler içten içe belki bana kızacak ya da sitem edecekler ama öğrencilerin hakkını, hukukunu gözetmeyi pek çok şeyden önce göz önünde bulundurmamız gerekiyor diye düşünüyorum.
Bir gün aydınlık yarınlara, savaşsız ve huzurlu, kardeşliğin hakim olduğu, birlik beraberliğin inşa edildiği o güzel güneşli günlere bugün ellerinden tuttuğumuz, yetiştirdiğimiz çocuklarımız, öğrencilerimiz sayesinde kavuşacağımıza inanıyorum.
Yarının dünyasını inşa edecek olan bugünün insanlarıdır, bizleri.