Türkiye; 2015 yılında terörle mücadele stratejisinin değiştirmesinin ardından PKK’yı önce sınır ötesine sürdü, ardından Irak’ın kuzeyini örgüte dar etti.
Ve sonunda silah bırakmaya zorladı.
Nereden bakarsak bakalım, bu Türkiye için tarihi bir olay. Dünya içinse yeni bir çağın habercisi…
2015’te rüzgarın yönü değişti
2015 yılına kadar Türk askeri teröristi çoğunlukla karakolda bekliyor, arada araziye operasyona çıkıyor ya da karakol civarında pusu atıyordu. Zaten Çukurca ve Dağlıca faciaları da karakolda bekleme meselesinden oldu.
2015 yılında ise tarihi bir adım atıldı. MGK toplantısından sonra kameraların karşısına geçen dönemin Başbakanı Binali Yıldırım şöyle dedi;
‘Bundan sonra terörü olduğumuz yerde beklemek yok. Nerede tespit edersek orada imha edeceğiz’
Bu, Türk ordusunun savunmadan saldırıya geçtiğinin açık ilanıydı.
Zaman ilerledi, işin içine insansız hava araçları girdi. Bir de bunlara silahlar eklendi. Şemsiyeler teröristleri ne İHA’lardan ne de SİHA’lardan koruyamadı. Tek seçenek Irak’a kaçmaktı.
Türk askeri örgütün yakasını orada da bırakmadı.
Ve sonuç: PKK SİLAH BIRAKTI!
Uçak gemisi değil yüzen hurdalık
Tabi bu işin bir de küresel boyutu var…
Türkiye, yeni çağı dünyada ilk yakalayan ülkelerden biri olarak neticeyi hızlı aldı.
Gezegenimiz, artık ağır silahların sonucu belirlediği bir yer değil. Tanklar savaş alanlarının ağır topları olmaktan çoktan çıktı, hantal topları oldu. Bir RPG’lik işleri var. Birkaç bin dolarlık İDA’lar, milyar dolarlık uçak gemilerini hurdalığa gönderebilecek potansiyele sahip. Silahlı dronlar ise G kuvveti sorununu ortadan kaldırdı.
Ayrıca Ukrayna savaşı hepimize gösterdi ki, basit bir dron koca bir bölüğü kolayca havaya uçurabiliyor.
Savaş alanında kurallar hızla değişiyor ve Türkiye, bunların hepsinde dünya liderliğine oynuyor.
Gerilla çağı kapandı
Daha net anlatmak gerekirse; 1800’lü yılların ortalarından itibaren etkili bir yıpratma aracı olarak kullanılan gerilla tipi gayri nizami savaş yöntemi tarih oluyor. Ki bu gerilla işi Osmanlı’nın Balkanları kaybetmesinde büyük rol oynadı. O zaman Ermeniler de Osmanlı’ya karşı gerillacılığa girişti.
Tabi gerillacılık oynamak için gönüllü insanlar yetmez. Silah gerek, askeri eğitim gerek, bir de istihbarat ve teçhizat…
Bunlar birkaç düzine eşkıyanın altından kalkabileceği işler değil… Büyük devletlerin desteği şart.
Hibe mi? Elbette hayır…
Onlar silah verecek, örgüt de hedef devletin üzerinde baskı oluşturacak.
Bu düzen 150 yıl böyle devam etti. Ta ki dronlar sahneye çıkıncaya kadar…
Artık Cemil Bayık Kandil’deki mağarasında otururken ve 30 kişilik koruma ekibi çevresinde nöbet tutarken; Türkiye’nin herhangi bir kentinde, üssündeki oyuncu koltuğuna oturmuş uzman asker, bir yandan demleme çayını yudumlarken diğer yandan Bayık’ı da 30 tane korumasını da iki saniye içerisinde sarı torbaya çevirebilir.
PKK da bu gücün farkında. Öyle ki, İsrail’in ‘Sizi devlet yapalım’ teklifini bile reddetti. Hani şu ABD destekli İsrail’in…
Ve bu olay bize bir mesaj daha veriyor: Örgüt, Türkiye’nin yok edici gücünü İsrail’in desteğinden daha büyük görüyor. Bölgede ABD – İsrail’in etkin güç olduğu devir sona ererken, Türkiye’nin devri başlıyor.
Dünyada ise gerillacılık çağı kapanıyor. Sadece PKK değil; ETA, IRA, FARC gibi pek çok örgüt yakın zaman önce kendilerini feshetti.
Ve Putin Rusyası ile başlayan patron devletler dönemi hızla yükseliyor.