Putperestliğin psikolojik arkaplanı

İnsanlık tecrübesinde putpereslik  hakim bir yönelim, eğilim ve pratik olmuştur. Bir Tanrı’ya inanmak, kişinin kendisini putperestlikten koruduğu ve putlara tapmaktan  uzak  durduğu anlamına gelmemektedir. Kişi, sürekli olarak duygularını, düşüncelerini ve  davranışlarını  bağımlı olduğu kişilere,  kalıblara, kimliklere ve  kurumlara  göre  şekillendirmektedir. Put,  taşlardan yapılan cansız nesneler değildir. Put, insanın  kendisine   yön, yönelim, ölçü, örnek ve model olarak yücelttiği, bağımlı olduğu, itaat ve teslim olduğu her türlü düşünce, kimlik, kurgu, kişi ve kalıbtır.

Kişi,  doğduktan sonra putları ve putperestliği öğrenir. Aile, toplum ve kültür, putları  ve putperestliği kişiye öğreten ve dayatan  en büyük kaynaklar ve öğretmenlerdir. Aile, toplum ve kültür,  yücelttiği, kutsadığı, üstün ve hatasız gördüğü    tutumları, davranış biçimlerini, kişileri ve kurguları en ideal model,  değişmez kaynak,  en güzel örnek olarak  sunar ve dayatır.

Putlar,  hakikatleri değil, yalanları temsil ederler. Doğru, güzel ve iyi olarak yüceltilen ve  bağımlı olan her şey, yalan, yanılgı, yanılsamadan ve yapaylıktan başka bir şey değildir.  İnsan hayatında ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, sanatsal, ideolojik, teolojik,  duygusal, tarihsel, sportif ve  medyatik putlar vardır. İnsanüstü ve ötesi  özelliklere sahip olduğu vehmedilen  herkes ve her şey, puttur. İnsanın normal insani özelliklerinden soyutlanarak   en üstün, güzel ve doğru  özelliklere sahip olduğu, herkesin  onu taklit etmesi gerektiğini vehmettiği,  hakkında hiçbir tartışmanın yapılamadığı herkes ve her şey puttur. Günümüzde  değişik kişiler hakkında  idol ve model nitelemeleri yapılarak  onlar yüceltilmektedir. İdoller,   yüceltilen, kutsanan ve erişilmez olduğu zannedilen  modellerdir ve yalanlardır. Özelliği, gücü ve yeteneği ne olursa olsun yeryüzünde yaşamış hiçbir insan,  diğer insanlar için idol ve model değildir. İnsanın  olgunlaşmak, gelişmek ve yenilenmek için idollerden, modellerden ve  yalanlardan  özgürleşmesi ve arınması gerekmektedir.

İnsanlar,  mutluluğun, refahın ve barışın   mükemmel, güçlü ve üstün olduğu zannedilen  idollerin kontrolünde olduğunu vehmedebilmektedir.Put,  zihnimizde  en üstün, doğru, güzel ve iyi niteliklere sahip olduğunu  düşündüğümüz insanüstü özelliklerin  maddileştirilmek suretiyle bu niteliklere bazı insanların ve nesnelerin  sahip olduğunu vehmetme şeklinde kurguladığımız  zihinsel imajlardır.Putlar  olarak zihnimizde vehmettiğimiz  bütün kurguların kaynağı, dışsaldır, içsel değildir. İdol, model, örnek ve  ölçü olarak  zihnimize  tanrısal temsil olarak kurguladığımız   zihinsel imajların tamamı,   dış dünyadan  kaynaklanan  ve daha sonra maddileştirilen uydurmalar ve yalanlardır. Kendilerini en çok sevdiğimiz, hayran olduğumuz, taptığımız ve  hatta uğurlarına kendimizi feda ettiğimiz putlarımız,  aklımızı, düşünmemizi, düşlerimizi ve davranışlarımızı istila eden, hayatımızı alacakaranlığa  boğan,    bizim dışımızda, yüzyıllar önce  tanımadığımız ve bilmediğimiz kişiler tarafından uydurulan  ve dayatılan yalanlar ve sahtekarlıklardır.

Tarih boyunca  kişiler ve toplumlar, ahlaklı olmak için hep model ve örnek aldıkları, taptıkları, yücelttikleri ve köle oldukları  idolleri, modelleri ve örnekleri  taklit ederek   ahlaklı olacaklarını zannetmişlerdir. Bir toplumun ve kişinin, başkalarının  kurallarını ve yaşantısını taklit ederek ve onlara taparak ahlaklı olması mümkün değildir. Putlar, ahlakın değil, ahlaksızlığın kaynağıdırlar. Kişi, ancak akılla, bilgiyle,  emekle  kendisine özgü geliştirdiği  kurallarla, pratiklerle  ve  düşünmelerle  ahlaklı olmanın   yönünü, yöntemini ve  yolunu bulabilir. Hiçbir put, idol ve  model,  mükemmel, üstün, yüce ve  tamamlanmış bir ahlaki pratiğe sahip değildir. Ahlak, tamamlanmamış ucu açık bir insani tecrübedir. Her birey,   kendisine özgü bir ahlaki bilinci, duyguyu ve pratiği oluşturmakla sorumludur.

Put, idol, model ve örnek olarak uydurulan ve tapılan hiçbir şeyin ve hiçkimsenin ahlaki, akli, felsefi, bilimsel,  manevi, sanatsal ve insani hiçbir içeriği, özelliği, değeri ve ayrıcalığı yoktur. Kişileri, kurumları, kaynakları ve  kalıbları idolleştiren ve modelleştiren şey, onların popülizmi,  akıldışılığı ve kitlelerin aptallığıdır. Kitleler, putları hakkında düşünme yetisine ve yeteneğine sahip değildirler. Kitleler, körü körüne  putlarına, idollerine ve modellerine taparlar, hayranlık duyarlar, bağımlı olurlar ve her şeylerini onlara feda ederler. İdoller uğruna  kişinin kendisi dahil her şeyinden vazgeçmesi ve kendini feda etmesi,  putperest  psikolojinin  her dönemde ve yerde, insanlığı bireysel ve toplumsal düzeylerde    sefalete, esarete, cehalete, ahlaksızlığa ve hukuksuzluğa  sürükleyeceğini göstermektedir.