Sağlam gençlik politikası için güçlü Yürütme şart

0

Türkiye çok kritik bir süreçten geçiyor şüphesiz. Ülkemizde ki parlamenter sistemin bu süreçte atıl kaldığını ne yazık ki üzülerek görüyoruz. Ne yazık ki var olan parlamenter sistem ülkemizin kalkınma hızına, demokratikleşme sürecine ve lider ülke olma ilerlerken ihtiyaç duyduğu bürokratik ve diplomatik çeviklik ihtiyaçlarına cevap vermiyor.

Türkiye' nin mevcut devlet yapısı hepimizin malumu olduğu üzere yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç erkten teşekkül ediyor. Mevcut parlamenter sistemin doğurduğu en büyük sıkıntı ise işte tam olarak burada başlıyor.

Öncelikle şunu iyi anlamakta büyük yarar var. Erkler ayrılığı ilkesi, erkler arasındaki iletişimi artırmak ve birbirleri ile müthiş bir uyum içerisinde çalısınlar diye değil ; erklerin birbirine tahakkümünü ve baskı kurmasını önlemek için vardır. Yani aslında daha net bir ifade ile erkler ayrılığının temel amacı diktatörlüğün önüne geçmektir.

Bu açıklamayı yaptıktan sonra şimdi ülkemizde ki mevcut parlamenter sistemin tam olarak nasıl işlediğini bu açıklama ışığında izah edelim.

Ülkemizde ki mevcut parlamenter sistemde dört yılda bir genel seçim yapılır. Bu genel seçim sonuçlarına göre mevcut partiler oy oranlarına göre parlamento da sandalye kazanır yani temsil edilirler. Parlamentoda ki sandalye sayısı 276' yı bulan parti bir hükümet kurabilir. Eğer hiç bir parti bu sandalye sayısını yakalayamamış ise koalisyon arayışları başlar ve neticelenebilirse bir koalisyon hükümeti kurulur.

Yukarıda hepimizin belkide çok iyi bildiği bu açıklamayı yapmamın temel sebebi tabloyu bir kez daha gözler önüne sermektir. Bu tabloda asıl gözden kaçırdığımız temel nokta tam olarak şudur. Biz dört yılda bir yapılan genel seçimlerde yasama üyelerini seçiyoruz. Buraya kadar her şey normal seyrindedir, doğrudur. Çokta doğru olmadığına Cumhuriyet tarihimiz boyunca şahit olmadığımız şey ise yasama üyelerini seçtikten sonra, yani bağımsız bir erki demokratik bir şekilde seçtikten sonra yasama'nın içerisinden yürütme doğurmamızdır.

Bir çok okuyucumun '' hayda ! Buda nereden çıktı şimdi ? '' dediğini duyar gibiyim. Hakikat tam olarak budur işte. Biz seçtiğimiz yasama organının bir bölümünden bir yürütme doğurtuyor sonrada bunun tarafsız bir ülke hükümeti olmasını bekliyoruz. Yada parlamento da bir yasa tasarısı konuşulduğunda hükümet eden partinin hükümet dışında olan milletvekillerden bağımsız davranmalarını istiyoruz.

İşte ne yazık ki bizim var olan parlamenter sistemimizin içerisinde barındırdığı çelişkili, anti demokratik ve yürütme ile yasamayı birbirinden ayıramadığımız yani erkler ayrılığı ilkesinin tıkandığı ve işlemediği durumu.

Peki başkanlık sistemi şimdi Türkiye için son derece elzem midir? Değilmidir?

Şayet Türkiye başkanlık sistemine geçerse bize bu sistemin ilk kıyağı bir daha asla koalisyon hükümetleri tarafından süründürülmeyecek oluşumuzdur. Koalisyon hükümeti görenler, koalisyon üyesi partilerin nasıl bir birleri ile bile itilafa düştüklerini, parlamentoda tıkanan ve görüşülemeyen yasaları, tutarsız dış politikamızı ve ekonomik olan perişan olan halkın durumunu hatırlayacaklarıdır.

Başkanlık sisteminde biz başkanı başkan ise kabinesini seçecek. Yani devlet başkanı halkın seçilmiş başkanı olacak. Peki bu tek adamlık değildir de nedir? diyeceksiniz …-

Onuda hemen açıklayalım. Yine halkın seçtiği ve bu sefer yürütme ile organik bir bağı olmayan yasama organı başkanı denetleyebilecek. Bu durumda yukarıda izah ettiğimiz gibi son derece demokratik ve belki de cumhuriyet tarihi boyunca olmadığı kadar demokratik ve hesap veren bir yürümeye sahip olacağız. Yani bir çok başkanlık sistemine muhalif kanadın dediği gibi tek adamlık değil, demokratik bir yürütme modeline ve bir birine tahakküm edemeyecek üç ayrı erke sahip olacağız.

Ülkeler için en önemli unsur istikrardır. İstikrarın olduğu yerde ekonomi yerine oturur, faziler düşer, yatırımlar ve dolaylı olarakta istihdam artar. Ülkemizin son on dört yılda yakaladığı büyük ivme bu gün mevcut parlamenter sistem tarafından akamete uğratılıyor ve performans kaybediyor.

Eğitim politikalarının, ekonomik politikalarının, diplomatik ilişkilerin, yatırımların ve sağlık politikalarının başta olmak üzere ülkemizde gelecek kuşaklarının önünü açacabilecek istikrar ortamının ivme kaybetmemesi için bir an önce başkanlık sistemine geçmemiz gereklidir.

Gençlik başkanlık sistemi istiyor, Çünkü gençlik istikrarsızlığın ne demek olduğunu biliyor. Gençlik başkanlık sistemi istiyor,. çünkü gençlik istihdamın artmasını istiyor. Gençlil başkanlık sistemi istiyor, çünkü gençlik güçlü bir eğitim politikası istiyor.

Gençlik artık üretmek, çağdaşları gibi teknolojik gelişmelerin dinamiğini yaşamak, spor da , bilim de ve sanatta desteklenmek istiyor. Kısacası gençlik güçlü ve lider Türkiye istiyor. Gençlik Türkiye'nin önünün açılması için haklarının teminat altına alındığı yeni bir anayasa ve tam demokratik bir yönetim biçimi olan başkanlık sistemini istiyor!