Saraçhane Bülbülleri Ya da Hırsızlığın Şaklaban Korosu

Hadi gelin, şu meşhur “Saraçhane bülbülleri”ni bir masaya yatıralım, ama eldiven takın, çünkü bu iğrençlik bulaşıcı! CHP’nin iç savaş günlerinde, Kılıçdaroğlu’nu sandalda satıp Ekrem İmamoğlu’nun koltuğuna yamanan bu sözde gazeteci, televizyoncu, trol sürüsü, artık öyle bir kepazelik abidesi ki, insan bakarken utanıyor. Bunlar, “Baş Hırsız”ın “Bizim Göbels”in, elinde kuklaya dönmüş, kalemlerini satmış, vicdanlarını çöpe atmış bir güruh. “Yandaş medya” diye veryansın ederlerdi, şimdi aynaya bakıp kendi suratlarına tükürmemek için nasıl dayanıyorlar, vallahi hayret!

Ey Saraçhane’nin iğrenç bülbülleri! Sizi gidi kalemini satmış, vicdanını çöpe atmış, “Baş Hırsız”ın pislik çukurunda yüzen alçaklar sürüsü! Sizler ki, sözde gazeteci, televizyoncu, sosyal medya trolleri kılığında, “Baş Hırsız”ın rüşvet çarkının borazanını çalarken, bir de utanmadan “bağımsızız” diye ciyaklayan soytarılar! Hadi oradan, sizin bağımsızlığınız ancak çalınan kamu parasından Muradınız Ongunluğunu yaşama arzusunun ipine bağlı bir kukla kadar! Sizler, bu memleketin ahlakını, namusunu, haysiyetini üç kuruşa satmış, yalakalığın dibine vurmuş iğrenç bir güruhsunuz!

Türk basın tarihine altın harflerle kazındınız: Yolsuzluğu alenen savunan, rüşvetin bekçiliğini yapan ilk madrabazlar olarak!

Bu iğrenç bülbüller, “Baş Hırsız”ın yalan makinesi “Bizim Göbels”in elinde oyuncak olmuş, kalemlerini satıp vicdanlarını kiraya vermişler. Medyada yazılanlara bakılırsa, bu şerefsizler sürüsü, belediyeden akan paralardan payını almış: Kimisi ayda 200 bin, kimisi bir milyon TL’lik ihalelerle beslenmiş! Tıpkı kerhanelerdeki karı fiyatları gibi…

Kerhanelerde bedenini satan kadının estetiği fiyatını belirlermiş. Peki bu Saraçhane Fahişelerinin fiyatları neye göre belirleniyor?  

Yayınlanan haberler, sizin bu iğrenç çarkın dişlileri olduğunuzu cümle âleme gösterdi. İmamoğlu’nun hatalarını mı örttünüz? Rüşvetlerini mi savundunuz? Yolsuzluk çamurunu mu cilaladınız? Hepsi tamam! Fazilet durağı yalanını söylettiler, İngiliz büyükelçiyle gizli kapaklı görüşmeleri savundurdular, İBB’nin kasasını talan eden çarkı aklamaya kalktılar. Sizi gidi ahlaksızlar, bu memleketin alın teriyle kazanılan paralarını çalan bir hırsızın gölgesinde dans eden utanmazlar!

Eskiden yolsuzluk iddiaları çıksa, en fazla görmezden gelinirdi. Ama siz, ey Saraçhane’nin namussuz bülbülleri! Yolsuzluğu savunmakla yetinmiyor, bir de “Baş Hırsız”ın pisliklerini yazanlara küfürler savuruyor, linç ediyor, iftira atıyorsunuz! Hani şu “yolsuzlukla mücadele” diye göğsünü yumruklayan, kitap yazıp “araştırmacı gazeteci” pozu kesen haysiyetsizler vardı ya? İşte o alçaklar, şimdi Saraçhane’de rüşvetin nöbetçisi olmuş, klavye başında “Baş Hırsız”ın kirli çamaşırlarını yıkıyor. Ne iğrenç bir ihanet!

Sizler, bu halkın emeğini çalan, alın terini gaspeden bir hırsızın köpeği olmuşsunuz! Yolsuzlukla mücadele diye yola çıkıp, “Baş Hırsız”ın çamur deryasında kulaç atan sizler, bu memleketin yüz karasısınız!

*****

Bu iğrenç bülbüller, “Baş Hırsız”ın partisini ele geçirme kumpasında rakiplerine koro halinde saldırırken nasıl da şen şakraktılar! Şimdi aynı koro, yolsuzluk ve rüşvet iddialarını yazanlara karşı yalan ve algı operasyonuyla sahne alıyor. 19 Mart’taki rüşvet soruşturması patladığında ne yaptılar?

Dosyayı FETÖ kumpasına benzetip çamura buladılar. Gizli tanıkları karaladılar, MASAK raporlarını çarpıttılar, savcılara veryansın ettiler. “Baş Hırsız”ın korumasının otel kamerasını bantladığını bile savundular, yetmedi, bavullarda sinyal kesici var dediler!

Hadi be, sizi gidi ahlaksız köpekler!

Kendi yalanlarınıza kendiniz bile inanmıyorsunuz, ama bu halkı aptal yerine koyup uyutacağınızı sanıyorsunuz. Yazık, o halk bile sizin suratınıza tükürüyor artık!

Soruşturma büyüdükçe, tanık sayısı 100’ü geçti. “Baş Hırsız”ın avukatlarının yapamadığı iğrenç savunmaları bu haysiyetsiz bülbüller üstlendi. İfadelerdeki çelişkileri bulup çirkeflik yapacaklar ya, ellerinden geleni ardına koymadılar. Ama ne oldu? En güvendiği adamlar, “Baş Hırsız”ın kasası dahi itirafçı oldu. Hem de ne itiraf! Medyada yazılanlara göre, İstanbul’un hafriyatından yüz milyonlarca dolarlık yolsuzluk, paranın yarısının “Baş Hırsız”a gitmesi, paraların Londra’ya kaçırılması, rüşvet kuryeleri, otel ruhsatları, kitap basımları, hatta mezarlık satışları! Her şey, iğrenç bir çarkın dişlileri gibi ortaya döküldü. Ve bu bülbüller? Dut yemiş köpeğe döndü! Sus pus, kuyrukları kıstırıp köşelerine sindiler.

Bakın, CHP’de bile yaprak kımıldamıyor artık. Özgür Özel mi? Çıt yok. CHP yöneticileri mi? X’te paylaşım yapmayı unuttu. Sadece İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, zavallı bir soytarı gibi, “itirafçı görünümlü iftiracı” diye tweet atıp kendini rezil etti. Ama Saraçhane’nin bu iğrenç bülbülleri? Onlar bile Çelik’in paylaşımına burun kıvırdı. Çünkü Ertan Yıldız’ın itirafları, bu haysiyetsiz koroyu yerle bir etti. Medyada yazıldığına göre, İmamoğlu’nun 2013’ten beri kankası, İBB’nin kasasını boşaltan çarkın baş aktörü Yıldız, her şeyi savcılığa anlattı: Yüz milyonlarca dolarlık yolsuzluk, Londra’ya kaçırılan paralar, rüşvet çarkı!

Ve siz, ey Saraçhane’nin satılmış bülbülleri, bu iğrenç çarkın borazanını çaldınız!

Sizler, bu halkın alın terini çalan, bu memleketin geleceğini satan hainlersiniz! Kaleminizi 100 bin, 500 bin TL’lik ihalelerle kiraya verdiniz, vicdanınızı İmamoğlu’nun rüşvet çarkına zincirlediniz. Sizler, bu toprakların namusuna leke süren, yolsuzluğun köpeği olmuş alçaklarsınız! Dut yemiş bülbüle döndünüz, çünkü gerçekler suratınıza balyoz gibi indi. Gazetecilik mi dediniz? Hadi oradan, siz ancak iğrenç bir yalakalığın destanını yazarsınız! Bu halk sizi unutmayacak, bu rezilliği tarih yazacak!