Ebedi sürecek bir çığır açmaya yeter mi yetecek mi şiirsel imkanlı bakışların…
İşte ey şiir!
Sen sevgilisin, sen osun, sen biraz da bensin ve sevgiliden kopan Allah mahbubu, Peygamber kokan, Musa ve İsa kokan, tuhaf ama sen ben kokan bir tensin…
Sevgilinin burnunda nemlenen.
Âlem anlamsız sen yokken şiirlerde, yüz yirmi dört bin peygamber gelmiş nur saçıyor, gelecek vaat ediyor, neye neyime, sen yoksan, Muhammed'in güzelliğini yüzünden her saniye okumuyorsam, aşk neyime, bir gün gül sensiz sulanıyorsa bil ki şiirler sona varmıştır, bil ki anlamını yitiren her şey gibi aşk da toprağa gömülmüş demektir, karanlık ve kaldırımsız sokaklar seni bulmama engel, bil bunu, bil bunları, bil her şeyi, sen bil ki bilmeyeler bilsin öğrensin anlasın anlamını hayatın, hayatı, çareleri ve çaresizliği, imanı ve şirki, sen bil sevdiğim, sen bil ki balıklar imanda kamil olsun, Nemrut aşkımızın şiir kokulu kapısına gelsin, sen bil ki zaman geçmesin, rüyamızda kalalım, ebedi rüyamızda gül kokulu rüyamızda sen bil sen bilmelisin.
Çaresizlere yamaçsın, şiir kadar vefakar bir amaçsın, uzun ince yollarda seni seveceğim. bütünleştiğinizde şiirle, acemi kaldırımlarda, sen tanımlanamayan nedenlerin bilinmezliğinde.
Sen dört gözle beklenen şiir, sen şiirsin…
Sen nur anlamlı hanımelinden daha da anlamlı sen şiirin kudreti…
Sen kendinde topladığın kudreti şiirden cüret alarak…
Sen girdiğinde gönüllere şah damarına yakın olana şiirle anlam biçen…
Sen kısa bir müzik bitmeyen bir şiir…
Söylenmeyen anımsatan yaprağın yürek yorgunu…
Yaprağa konan arının namı usul usul…
Kimsesiz yakınız, senin bildiğin ve gördüğün kaldırımlarda yazılan şiirin aşk müptelası sen…
Sen bir benim, ben bir senim…
Biz bir seniz onlar bir sen…
Herkes bir sen, hep herkes tek sen…
Âlem sana hayran, alem sen, evren sen…
Sen şiir, şiir sensin…
Bitmeyen bir bulunansın bende, sana ait olan bende, sana ait olan benli yüreğinde…
Şiire bulaştığında bitmeyen bir bulunansın sen…
Çığlıklarımın tarifi, güllerimin ümidi, şiirlerimin sebeb-i sahibi sen…
Sen buradakiler sen oradakiler sen her yerdekiler sen Müslüman toprağındakiler sen Kabil oğlu coğrafyasındakiler sen yedinci ordunun başkumandanı…
Sen zaferlerin gizli mimarı sen isim vermek gerekirse Çanakkale'nin de imarı…
Sen Bedir'in de izharı sen meleklerin allı pullu mihmandarı…
Sen şiirlerimin gizli meleği…
Sen mistik güç…
Sen onurlu zuhur, sihirli bitiş…
Sen rüzgarların getirdiği ya kadın evliya ya kadın enbiyasın…
Şiirsin tarif bulan şiirde bülbüllerin güllere azışı gibi…
Şiirlerin sana hasretisin sen…
Sen peygamberlerin bile gönül vereceği bir azap melikesi güzel… Sen iman cengi…
Sen Yusuf peygamberin bile edeple sana dayanamayacağı bir kainat meşalesi…
Sen kırlarda herkesin seni aradığı,
Durmadan yolunu kaybettirsen de...
Sen, yolu Allah'tan deşifre olunan,
Çileli günlerin lal dillerine konan bir merhem…
Sen şifalı ot, uyuşturan…
Sen, seni görene Allah'tan destur alarak onların bir ömür boyu günahlarını affettirmeye sebep olan, senin güzelliğine lütfedilen bir hikaye bu…