Sizi Tanıyoruz

Geçen haftaki BEKA MESELESİ başlıklı yazımı okuyanlar hatırlayacaktır. Yazımın yayınlanması üzerinden saatler geçmişti ki ÖZÜ İTİBARIYLA benzer bir durumla karşı karşıya geldik. Egemenlerin kirli savaşında; belli yapıları kullanan, AMACA GİDEN HER YOLU MUBAH GÖREN, Müslümanları hedefe koyan ve Türkiye'yi gözüne kestiren bir aklın tezahür ettiğine hep beraber şahit olduk. Hem de ABD'nin HUAWEI hamlesine Çin'in BOEING ile cevap verdiği ve bu uçaklara hava sahalarının kapatıldığı bir dem'in hemen ertesinde. Nitekim bir cani, bir katil, bir UZAKTAN KUMANDALI TERÖRİST'İN, Yeni Zelanda'da yaptığı saldırı hepsini bir çırpıda örtmeye yetti. Geriye ise 50 şehit, onlarca yaralı ve kokuşmuş irin kaplı bir zihniyetin dünya üzerine düşen pis gölgesi kaldı.

Yazımın girişine bakmayın! Bugün ABD'nin, Çin'in yükselmemesi adına yaptıklarına değinmeyeceğim. Birilerinin temsili olan bu ülkelerin; ne ASYA ve ORTADOĞU'da süren güç mücadelesini, ne de oynadıkları ekonomik pokeri irdeleme niyetinde ise hiç değilim. Fakat gelin görün ki tüm bu hadiseleri birbirinden ayırmak şöyle dursun, labirentin sonunda hep AYNI NOKTAYA ulaşıldığı gayet açık. O nedenle Yeni Zelanda'da yaşanan hain terör olayını aynı perspektifte değerlendirmek kadar, buna "bir şeylerin habercisi" yorumu getirmek te çokta abartılı sayılmamalı. Zira kimine göre "tarafını seç", kimine göre "gözdağı", kimine göre de "gündem değiştirme" eylemi olarak çözümlense de, hepsini kapsayan ASIL MAKSADIN MESAJLARDA SAKLI olduğu ayan beyan ortada… Yoksa dünyanın öbür ucundan Türkiye'yi doğu-batı şeklinde ikiye bölen, Cami minare derken konuyu Ayasofya ile İstanbul'a bağlayan, BU HAİN ORGANİZASYONU başka türlü açıklamak mümkün değildir.

Bu minvalde ele alırsak ORGANİZASYON kelimesinin, bu olayın PÜF NOKTASINI teşkil ettiği şüphesiz. Yani olayın tek müsebbibi gösterilen Tarrant adlı terörist ve 3 yancısından daha fazlasını işaret ediyor. Keza eylemin işlenişi, sığındığı ideolojik çatı, tarihi vurgular ve tabi ki olayın takdim edilme yöntemi alt alta koyulduğunda, MÜNFERİT BİR EYLEM OLMADIĞINI bağırdığı aşikar. Peki, kim yada kimler bu hadisenin öznesi konumunda derseniz? Yoldaki işaretleri takip ederek genel hatlarıyla sonuca yaklaşabiliriz. Mesela bunu lanetlemesi beklenen Avrupa Parlamentosundan tam aksi biçimde "Ayasofya cami olursa Türkiye'nin AB'ye giremeyeceğini" açıklaması, akabinde yavru Netanyahu'nun "Konstantinopolis, Hristiyanlık, etnik temizlik…" türü zırvaları ve teröristin mesajıyla, batıdaki EVANJELİK kiliselerde Pazar ayinlerindeki söylenen sözlerin benzerliği gibi…

Kısacası gelinen aşamada 2016'da ki Sultanahmet bombacısı, 2017'de ki Reina katliamcısı ve Yeni Zelanda'da ki teröristin, AYNI PATRONAJIN ELEMANLARI olduğunu iddia etmek hiçte ütopik değildir. Yani Müslümanlara "İslam ile savaş" yahut "İslam'a karşı İslam" parolasıyla savaş açmış, diğer taraftan da psikopat ırkçı grupları besleyip örgütlemiş bir zihniyetin ta kendisi… Adına ister Evanjelizm deyin, ister Siyonizm yada ortaya karışık bir ittifak, her birinin doğruluk payı inkar edilemeyecek bir gerçeğe sahip. Bazı Musevi tarihçilerce Netanyahu yönetiminin Filistinlilere yapılanları için, "Avrupa'daki aşırı sağcı kesimler tarafından takdir topladığının" ifade edilmesi de bunun bir nevi kreması...

Anlayacağınız ne ÇANAKKALE SAVAŞI bitmiş ne de MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ sona ermiştir. Bir takım aklı evvelin ŞİDDET GEREKÇESİ olarak hala Viyana kuşatmasına atıfta bulunması, İstanbul'un fethini dillerine dolaması, tehditler savurup kendini tapınak şövalyeleri ile bir tutması bunun en bariz kanıtıdır. Batıdan dişe dokunur bir karşı duruş gelmemesi ise bir o kadar manidar. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar, tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi Türkiye'nin kutlu yürüyüşüne en ufak bir fiske vuramayacakları nettir. Tarih seyrini tamamlayacak ve Allah'ın da yardımıyla Devletimizin özüne yaraşır yükselişi devam edecektir. ÇÜNKÜ BURASI SON KALEDİR. İSLAMBOL'DUR, ÇANAKKALE'DİR, ANADOLU'DUR. Bir avuç katil istese de istemese de böyledir… İşte BEKA MESELESİNİN özü de bu olsa gerek…

Vesselam…