Bir şeyler oluyor, bu kesin.
Askeriye'deki "zehirlenme" olaylarının arka planında, ülkemizi hedef alan bir takım "kirli ilişkilerin" olmadığını düşünen tek bir vatansever yoktur herhalde.
Bu işlerin, son vakitlerde iyice dozunu arttıran "FETÖnün yeni kalkışma ortamını hazırlama çabaları" ve gündemi boğan "darbe iddiaları"ndan tamamen bağımsız olduğuna nasıl inanacaksınız?..
Manisa'da ve hemen ardından Kıbrıs'ta zehirlenmeler…
Son sekiz ayda, Askeriye'de yedi büyük zehirlenme vakası…
Geçtiğimiz yıllarda böyle şeyler olur muydu sık sık?
Aynı yıl içinde, hatırlamıyorum!..
Neler yaşıyoruz neler:
FETÖye göz açtırmayan Başsavcımız, son derece şüpheli bir "Susurluk usulü kamyonlu" kaza(!)ya kurban gidiyor…
"Kamu Görevlisi"nden alelacele açıklama:
"Kaza bu, sabotaj, suikast yok!"
Nereden biliyorsunuz?
Olaya karışan araçlar henüz sıcak iken, böyle bir açıklama yapılır mı?
Bu acele niye?
Kaza!..
Şehit Başsavcımız Mustafa Alper'in olaydan yaralı kurtulan Koruma Polisi, "kaza olmama" ihtimaline dair kuvvetli vurgular yapıyor, araya giren bir "beyaz araç"tan bahsediyor vesaire…
Olayın meydana geldiği şehir…
Denizli.
FETÖ'nün en güçlü olduğu yerlerden, "politik ayak" konusunda da en fazla tartışmanın olduğu illerimizden.
(Milletin sevgilisi Merhum Recep Yazıcıoğlu da "cinayet gibi kaza"ya kurban gittiğinde Denizli Valisi idi.)
Stratejik mevki!..
FETÖnün en yaman takipçilerinden bir Başsavcımız, birden bire, bir serseri kamyonun hışmına uğruyor, kamyonun "uzaktan kumanda" kilitlenme ihtimali de yok!
Kaza!..
FETÖ çevreleri zil takmış oynamakta!.
Bir kaza…
Aksi ispat edilene kadar!..
Aksi de zannımca ispat edilemeyecektir!..
Bir General;
FETÖ-PKK terörünün başındaki en amansız belalardan, 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasını sağlayan kahramanlardan…
KATO'da teröristleri dağıtan General, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun ziyaretinden ve Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığı telefon görüşmesinden hemen sonra bir "helikopter kazası"na kurban gidiyor, kahraman ekibiyle birlikte…
Şehitlerimize yanarken…
"Kaza" diyoruz; en fazla "Engel tanıma sisteminin yerleştirilmesini engelleyen bir kısım bürokratın" kabahati olabilir!
Neler dönüyor, anlamak çok zor; kafam durdu ama FETÖ ile mücadele edenlerin, "Bir Yargı'dan, bir Askeriye'den" seri halde "kazalara" uğraması..
Ne yaman tesadüfler zinciri!..
"FETÖ Çatı Davası" sürecinde…
Böyle peşpeşe kazalar…
Hem de ABD başımıza çorap üstüne çorap örüyor, PKK Terör Örgütü'yle ilişkilerini neredeyse "iki devlet arasındaki münasebetler" düzeyine çıkartıyorken…
Ve de, siyasetin darbesever kanadı, ülkeyi gerdikçe geriyor, FETÖye desteğini "kontrollü bir şekilde" tırmandırıyorken…
Sanki…
Bir "kontrollü darbe" hazırlığı var, öyle bir hava yayılıyor.
Darbe marbe yapabilecekleri, yaptırabilecekleri yok da…
2019'a kadar böyle oynayacak, moral bozacak, piyasaların tedirgin olmasını, ekonominin bozulmasını hedefleyecekler.
Malûm; oy tercihlerini ideolojiden çok ekonomi belirler, ekonomik kriz geldim mi, çatlaklar yarıklara dönüşür.
Yeni arayışlar hız kazanır!
Süreç sıkıntılı;
"Damatlar olayı", FETÖ ile mücadelenin beline darbe indiriyor; "Kayınpederin sağlamsa korkma, sen yeter ki gariban olma!" tezviratı yayılıyor…
Kimi "bakan"lar, vekiller, hükümetin "beline beline" çalışıyorken…
Bürokrasinin geniş bir kesimi, Referandum'dan sonra adeta "pasif direniş"e geçmişken…
Birden bire…
Yine mi kaza:
Mehmetçiklerimiz toplu halde zehirleniyor…
Manisa'daki 1. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı'nda seri vak'alar.
Ve bir de bu da müthiş;
Eş zamanlı olarak, Kıbrıs'ta da askerlerimiz zehirleniyor!..
Ne ilginç yine bir "MANİSA" bağlantısı var:
Manisa'daki acemiler zehirlenmişti, burada da Manisa'da acemiliklerini bitirdikten sonra Kıbrıs'a gelenler!..
Mesaj mı veriyor FETÖ, Manisa üzerinden?..
Damat olayı…
FETÖ güdümlü yaygaralar…
Başsavcımızın Şehit edilmesi.
Denizli!..
Manisa!..
İki güzelim şehrimiz, bir dönem adeta FETÖ istilasına uğramıştı.
Şimdi durum ne?
Kıbrıs!..
Zehir!..
"Yangın"lardan bahsetmişti FETÖ, bu yaz yangınlara, bilhassa orman yangınlarına dikkat!
FETÖ'ye göz açtırmayan Başsavcı!..
FETÖ'ye göz açtırmayan General ve diğer komutanlar!..
Sonra…
15 Haziran!..
"Yeni darbe girişimi için verilen tarih!"
"Kan dökmeden getiremezsiniz!" diyen politikacı.
Kaset!..
"Yürüyüş!"
Öncesinde, "Anıtkabir"den bir "resmi adres" paylaşımı:
Önde Politikacı…
Arkada, askerler!..
Sosyal medyada bir rüzgar;
"Suyunuz ısındı, geliyorlar!"
Enis Berberoğlu…
Hürriyet'in, bir ara gayet esrarengiz bir şekilde Genel Yayın Yönetmeni yaptığı gazeteci.
"FETÖ"cü demiyorum, orasını bilemem, elimde net delil olmadan da kimseye FETÖcü demem ama, yaptığı gazetecilik değil, çok fena!..
Tutuklanıyor.
15 Haziran, yürüyüş, 15 Haziran "medya"nın üzerinde durduğu "darbe tarihi!"
15 Temmuz, 15'ler mühim!
Birileri veriyor, birileri de yazıyor:
"15 Haziran'a dikkat!.."
"15 Haziran, yürüyüş başlıyor!"
Bir şeyler oluyor…
Kavurmacı olayı…
Serbest bırakılan Damat Kavurmacı yeniden içeri alınıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Damatlar dışarda garibanlar içeride" derken…
Birden…
Yine çark ediyor:
"Kavurmacı'nın tutuklanmasını doğru bulmuyorum!"
Mesaj!..
Sosyal medyada bir kampanya:
"Af çıksın, mahkumlar salıverilsin!"
Alttan alta her yerde…
Aynı propaganda:
"Gerçek FETÖcüye bir şey olmuyor, hep alakasız insanlar içeride!"
Böyle mi?
Mutlaka "gürültüye" gidenler de vardır, bir kişi de olsa önemlidir ama…
"FETÖ ile ilişkili olmayanların yoğun bir şekilde içeri alındığı" yönündeki iddiaların artması da, "algı operasyonu"nun önemli parçası.
Bir şeyler oluyor…
Neler oluyor?
FETÖ ile mücadele ne durumda?
Bir rüzgar lazım; araya Ramazan girdi, veda etmek üzereyiz.
Bayram.…
Sonrasında ne olacak?
Yoğun bir süreç…
Meclis…İç Tüzük…
Uyum…
Siyasette arayışlar var, "yeni parti" hazırlıkları…
Ekonomik kriz gelirse, birilerine gün doğacak.
Ekonomi sağlam oldukça, ne yapsalar olmaz!..
"Ekonomik kriz" çıkmasını isteyenler içinde, ne isimler var!..
Yazmasam çok daha iyi!..
GELELİM 15 "SLOGANCI ASKER" MESELESİNE!
Zehirlenmeler…
Manisa'daki Tugay Komutanlığı'ndan bir yetkili...
Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'a "garip" bir olayı anlatıyor:
"Yemekten 15 dakika kadar sonra….
15 kadar 'beş günlük' asker, 'ideolojik slogan'lar atıyor:
"Zehirlendik, bu yandaşlar bizleri zehirledi… Bizi zehirliyorsunuz, bu firma kimin firması, yandaşlarrr!"
Sayın Özdağ'ın bize aktardığına göre üç aşağı beş yukarı bunları söylüyorlar!..
Çok ilginç değil mi?
Bu askerler neyin nesi?
Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ diyor ki; "Zehirlenseler, yemekten 15 dakika sonra mı etki eder? Bir saat, bir buçuk saat deniyor…Tuhaf bir durum; diğer Mehmetçikler sonrasında rahatsızlık beyan ediyorlar, rahatsızlanıyorlar ama bunlar hemen o anda… Bir de ideolojik mesajlar veriyorlar. Bunlar beş günlük asker, acemi. Bir organizasyon mu var, bunlara bakılıyor. İnceleme başlatıldı o askerler hakkında."
Çok ilginç değil mi?
Bir grup beş günlük asker "ideolojik" sloganlar atıyor.
Canıyla uğraşan bir grup, nasıl yapacak bunu!..
Sonra…
Diğer askerler de ekleniyor…
Onlar da slogan yok, can derdinde!..
Onlar gerçek, Allah hepsine şifa versin.
Hepsi evlatlarımız, gözbebeklerimiz…
Diğerleri ise…
Acaba?
Suya, sabuna "zehir" katan grup, "tantanacı"ları da mı ayarladı?
Çok yönlü bir kalkışma var, bu açık!..
Böyle…
Eş zamanlı olarak Manisa'dan Kıbrıs'a kadar asker zehirlenmeleri…
Son süreçte seri zehirlenme vakaları; son altı, yedi ayda sekiz toplu zehirlenme hadisesi…
Yaklaşık 2500 asker, bu yıl zehirlenmiş!..
2019'a kadar yaşanacak çok şey var, ömrü yeten görür.
Şimdi…
Sakin olacağız…
Ve…
Süreci 2019'a kadar hep birlikte yöneteceğiz!..
HEP BİRLİKTE, BAŞKA TÜRLÜ OLMAZ!
Herkesin üzerine düşen sorumluluklar var.
En büyük sorumluluk elbette Sayın Recep Tayyip Erdoğan da…
O rüzgar estirmeyince ülke adeta duruyor.
Bakanlar Kurulu adeta duruyor!..
AK Parti duruyor!..
"Yerli Medya" susuyor!..
Lakin iş öyle bir noktada ki, bugüne kadar olduğu gibi yükün tamamını Recep Tayyip Erdoğan'ın sırtına bindirmekle olmaz.
Bu iş böyle gitmez!..
Herkes şunu çok iyi bilmeli ki, esas hedefleri Recep Tayyip Erdoğan değil…
Türkiye'yi bölecekler kafaya koymuşlar; Suriye'nin Kuzeyi'ndeki "ABD-İsrail" destekli PYD yapılanması büyük mesafeler kat etti.
Terör örgütünü tanımayan neredeyse sadece Türkiye, diğerlerinin neredeyse tamamı şu veya bu kıvamda destek veriyor!..
FETÖ ile mücadele, büyük kırılmalara uğradı ama pekçok avantaj da var.
FETÖ'nün toplum vicdanında mahkûm olması çok önemliydi.
Bu önemli ölçüde başarıldı.
Ne var ki, böyle bir örgütü kolay kolay bitiremezsiniz.
Türkiye'nin ekonomisi, dış dünyadaki olumsuz gelişmelerin yansımasıyla, önümüzdeki dönemlerde zorlanabilir.
Bunu da göğüslemek gerekecek.
Zor bir süreç…
Hep birlikte aşabiliriz!..
BAHÇELİ'YE SALDIRAN GAZETECİ VE ÖZKAN'IN TEPKİSİ!..
Algı yönetimi!...
Görüyoruz ki, bu kritik süreçte, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'ye saldıran "Sözde hükümet destekçisi gazeteciler" var!..
Geçtiğimiz günlerde TGRT Haber'de, Sami Dadağlıoğlu'nun hazırlayıp sunduğu "Yüzde Yüz Gündem adlı programdaydık.
Konuklardan Metin Özkan, sosyal medya üzerinden Sayın Devlet Bahçeli'ye saldıran "gazeteci!"ye çok sert çıktı!..
"Meczup" dedi o gazeteciye, o kadar yani.
Metin Özkan, hem meslektaşımız, hem de Sayın Bahçeli'nin Başdanışmanı.
Böyle bir süreçte, "provokatif yürüyüşe" en güçlü vurgularla karşı çıkan Sayın Devlet Bahçeli'nin " hükümete sözde destek veren çok merkezi pozisyondaki bir gazeteci" tarafından hedef alınmasının ne gibi bir amacı olabilir?
Demek ki bu medya meselesi de çok önemli, sorumsuz veya art niyetli davranışlar her şeyi berbat edebilir!..
Neyse, biz üzerimize düşeni yapalım.
Gayret edelim.
Sonuç Yüce Allah'tan.