Sorunları Konuşarak Oyalanmayalım...



Kıymetli okurlarım, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde burada yayınlanan "Bayramdır Bayram" başlıklı yazıma bazı geri dönüşler aldım.


Bana düşüncelerini aktaran okurlarımız, bugünün bir bayram havasında geçirilmesine katılmışlar. Ancak Engellilerin sorunlarının konuşulmasının ihmal edilmemesinin gerektiğini de ilave etmişler.


Evet bu düşünceye bende katılıyorum. Yalnız bir farkla... O da: Sorunları konuşarak oyalanmamaktır. Maalesef şu teknoloji çağında, Biz Engellilerin birçok sorunu var. Bunların bazıları küçük küçük dokunuşlarla aşılacak meselelerdir.


Mesela Bizim Simav'da belediye binasının asansörü yok... Dolayısıyla, tekerlekli sandalyeli Engelliler binanın ikinci ve üçüncü katlarına çıkamıyorlar.


Dikkatinizi çekerim... Alt tarafı bir asansör diyorum... Biliyorsunuz... Bunun illa binanın içinden yapılması gerekmiyor. Günümüzde asansörlerin binanın dışına monte edilen modelleri de var. Tabi gerekli olan bunu önemsemektir.


Yeri gelmişken, bir konuya daha deyineyim... Efendim geçenlerde yaptığım İstanbul seyahatinde bir Engelli olarak, o kadar sorun tespit ettim ki, bunları yazmaya kalksam, köşenin alanı yetmeyecek...


Ama şunu avucumun içi gibi biliyorum... Benim tespit ettiğim sorunların tamamı İstanbul'da yapılan Toplantılarda, Engelliler tarafından konuşuluyor.


Peki sonuç ne? Sonuç: Sağlıklı yöneticiler lütfedip o sorunların bir kısmına çözüm geliştirirlerse geliştiriyorlar... Geliştirmezlerse de, Engelliler o sorunlarla mücadele etmeye devam ediyorlar.


Engelli Bakanlığı şart...


Kimse kusura bakmasın... Ülkemizin çok az bir kısmı Engelliler için erişilebilir durumda... Bunun oranını artırmanın yolu da: Kabineye Engelli bir Bakan almaktır.


İşte görüyorsunuz... Sağlıklı kişiler, Engellilerin sorunlarına aha da bu kadar çözüm geliştirebiliyorlar. Malum damdan düşenin halini anca damdan düşen anlar...


Son cümle: Türkiye'nin yüzde yüz erişilebilir olmasının yolu Engelli Bakanlığı'ndan geçer.