////////////
Gazze’de yaşanan vahşet, artık sadece bir coğrafyanın değil, bütün dünyanın vicdanını sınayan bir trajediye dönüşmüştür. Günbegün bombaların altında can veren çocuklar, açlıkla sınanan aileler, kuşatılmış bir halk… Bu sessiz çığlıkları duymamak, görmezden gelmek, insanlığın kendi varlığına ihanet etmesinden başka bir şey değildir.
İşte tam da bu noktada Sumud Filosu, umutla ve cesaretle denize açılıyor. Siyonist kuşatmanın karanlığını yarıp Gazze’ye nefes olabilmek için yola çıkan bu filo, yalnızca yardım taşıyan gemiler değil, insanlığın ortak vicdanını sırtlayan bir seferdir.
Sumud Filosu, Küresel Kararlılık Filosu’nun bıraktığı izleri takip ediyor. O iz, zulme karşı dik durmanın, sessizliği bozan çığlık olmanın, mazlumun yanında saf tutmanın izidir. Gazze’ye ulaşma çabası, aslında “dünya hâlâ adalete susamış” diyenlerin ortak haykırışıdır.
Bugün görev, sadece birkaç geminin mürettebatına ait değildir. Görev, hepimize düşüyor. Çünkü Sumud Filosu’na sahip çıkmak, Gazze’deki çocukların yaşam hakkına sahip çıkmak demektir. Onun yanında durmak, kendi vicdanımızın yanında durmaktır.
Unutmayalım: Eğer bir gün insanlık Gazze’de kaybolursa, ertesi gün dünyanın hiçbir köşesinde adalet ayakta kalamaz. Sumud Filosu bu yüzden bir insani yardım yolculuğu değil, aynı zamanda insanlık sınavıdır. Bu sınavda başarılı olmak, ancak hep birlikte sesimizi yükseltmekle mümkündür.
Sumud Filosu, karanlığı yaracak bir meşale gibi yola çıktı. Şimdi görev, o meşaleyi korumak, büyütmek ve insanlığın geleceğine ışık yapmaktır.
//////////////////