Talaal Bedru aleyna
Min seniyyetil veda"
(Ay doğdu üzerimize, Veda tepelerinden...)
Allah Resulü (sav)'nün Mekke'den Medine'ye hicretiyle özdeşleşmiş bir ilahi vardır: Talaal bedru aleyna.
Bu ilahiyi duymayan, makamını bilmeyen yok gibidir. Peygamber Efendimiz (as) Medine'ye girerken, büyük bir coşku ile söylenmişti. Hepimizin severek dinlediği bu ilahinin bir hikayesi vardır:
Neccar oğullarının kızları başta olmak üzere Medineli tüm genç kız ve erkekler, ellerinde defler, büyüklerle birlikte, coşku içinde Hz. Muhammed (sav)'i karşılıyorlardı.
Aylardır konuşulan, gelmesi beklenen zatın, Medine'deki bağlıları müminler, onu bekliyordu.
İman edip henüz göremeyenler onu bekliyordu.
Yahudiler de içlerinden çıkmasını bekledikleri son peygamberin nasıl biri olduğunu merak ediyor, onu bekliyorlardı.
Yağmur neredeyse tarlasını oraya götüren, ikiyüzlü, çıkar ve menfaat odaklı hareket eden ve ileride münafık diye anılacak sahtekarlar da, kendilerini nasıl bir geleceğin beklediğini merak ediyor, onu bekliyorlardı.
Herkes onu beklerken O, bir bedir gibi, bir dolunay gibi çıkageldi.
Gecenin karanlığını yaran bir ay gibi çıkageldi.
Bir kurtarıcı el gibi, çöl ortasında kupkuru dudakları nemlendiren su gibi, yıllardır birbirine hasret kalmış sevenlerin kavuşması gibi, bir işaret fişeği, deniz feneri, nur saçan bir kandil gibi çıkageldi.
Ve gelişi insanlara rahmet oldu…
…
ALLAH Resulü (sav)'nün benzetildiği el-Bedr veya Bedir, sözlükte; dolunay, on dört gecelik ay, kavmin efendisi manalarına gelir.
Bir terim olarak ise; divan edebiyatında güzellik, tasavvufta vahdet, siyerde de Peygamber Efendimiz (as) için kullanılan bir teşbih yani benzetmedir.
Ayın varlığı, tarih boyunca insanları hep meşgul etmiştir.
Müslümanlar, kafirler, müneccimler, astrologlar, astronomlar, gizemciler, hayalperestler, aşıklar, şairler, yolcular… hasılı genel anlamda insanların ekseriyeti, ay ile ilgili olumlu-olumsuz pek çok değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Herkes kendi bakış açısından bazı manalar çıkarmış, nice sonuçlara veya inançlara yönelmişlerdir.
Müslüman edebiyatçılar için bedir, bir güzellik sembolüdür.
Gece etrafı aydınlatması, gökte uzun süre var olması, güneşle nöbetleşe bir devir teslim içinde olması dikkat çekilen ve üzerinde durulan hususlardır.
…
Hz. Muhammed (sav)'in bir ay gibi oluşuna yüklenen şu mana da dikkat çekicidir: "Ay, ışığını nasıl güneşten alıyorsa, Hz. Peygamber (sav) de vahyini Allah'tan almaktadır. Ayın bir yüzü aydınlık, diğer yüzü karanlıktır. Bu münasebetle iman ve nefsin birlikte bulunduğu gönüle benzerliği yönünden ele alındığı da olur. İman veya küfrün merkezi birdir, yani kalptir. Eğer kalp iman ve vahdet nuruyla dolmuşsa o gönüldür, dolunaydır: eğer kalp zulmette kalmış, maddi gailelerle dolmuşsa o nefistir, yani tutulmuş bir aydır."
Pay-i şah iki hilali kıldı çün bedr-i tamam
Sıçradı bu tevsen-i gerdûna çabük-ter güneş
Aşkî
Çün doğup tuttu cihan yüzün hüsnünü güneşi
Kim ola sevmeye bu vech ile sen mah-veşi
Dede Ömer Rûşenî
Dolunay misali tüm geceyi ve kainatı aydınlatan Allah Resulüne sonsuz salat ve selam olsun.***