TEBESSÜM GÖZYAŞININ NETİCESİDİR

0

Ben eksildim

Yenilmedim; bir akşamdan geçtim

Kavgalardan, tuzaklardan, uzak yaralardan

Yorgun bir vefanın nezdinde

Neşter vuran ağrılarda

Tarihler 7 Haziran'ı gösterirken böyle başladı bir şiir… "Yenilmedim ey aşk; ey safları sıklaştıracak telaş!" inancının sakladığı gizli müjdeyle devam etti. Erken çığlıkların, şımarık nidaların, "sonun başlangıcı" türküsünü yalnızca diline değil, gönlüne de dolayan uçarı aldanışların gezindiği dar koridorlarda tamamlandı.

Kimisi daha 8 Haziran sabahında gizli-aşikar bir nedametin içine girdi ve "ikazda ifrat" yanlışına düştüğünü kabul etti, kimisi "ekonomik istikrar" dedi, kimisi muhalefete olan inancını yitirerek verdiği şansı geri çekmek istedi. Kimimiz de "ümmet bilinci" ile hareket ederek dini hassasiyetlerin muhafazası adına mührü devamlılığa vurduk ve nihayet 1 Kasım Ak Parti iktidarının zaferiyle neticelendi.

Birileri aksini iddia etse ve bu iddia ile "tek iktidar" diyen seçmeni rencide hususunda devam gösterse de on üç yıldan sonra gelinen noktanın hülasası, millet tercihinin; makarna, kömür, baskı, cehalet, kandırılmışlık, Arap akıllılık, zulme taraf gibi basit ve klişe ifadelerle açıklanmayacağını ispatladı. Algı operasyonları ve medya birliği ile ancak gel geç neticeler elde edilebileceği ve süreçten devlet kadar milletin de büyük dersler çıkardığı doğrulandı. Toplum, feraset ve basiretini her iki seçimde de üstün bir zeka tezahürü ile ortaya çıkardı.

Öyle mi?

Öyle… Ama aslında tüm şu yazılıp söylenenler, mesleği sözden geçenler için küçük birer vesile…

7 Haziran'da seçmenin vermeyi dilediği mesaj. İktidarın onu iyi okuyup analiz etmesi ve son altı ayı mesajın anlaşıldığına dair bir gayretle değerlendirmesi… Muhalefetin halka güven telkin edememesi ve ikna hususundaki yetersizliği. Kasım'la gelen huzur ve güven iklimi… Günlerdir nedeni, nasılı ve sonuçları tartışılan bu silsile aklın sınırlarına hapsedilmiş bir koşu. Aklın kavrayamadığı? Kulun hesaplayamadığı? Şu demde bile atladığı… Yahut ince ince hesapladığını sandığı… Anket şirketlerinden medya mensuplarına, liderlerin söylemlerinden halk tahminlerine kadar tüm iddiaları alt üst eden ilahi nizam…

Hüzünle gelen, korku ümit arasında yürüyen, dileyen, dillendiren, yürekten, en içten, kendinden ziyade gelecek nesil için endişe eden, başörtüsüne bakıp ah" gönderen, kamu alanlarına kaygı çizen, yurduna sığınan mültecilerin umut ve istikbali için titreyen, unuttuklarını hatırlarken hatırladıklarını bilen, şükrünü eda edemediğini fark eden ve nihayetinde göklere dua ordularını gönderen…

1 Kasım; yapılan vaatlerden, özverili çalışmalardan, sosyal medyadaki kavga ve paylaşımlardan, ekonomik istikrar endişesinden, alternatif yetersizliğinden, siz biz çatışmasının son ucundan çok, gönlünde korku ümit arası bir hüzün taşıyanlarındır.

1 Kasım inanç ve umudun hakkıdır. Rahman'a yakaranlarındır. Hatasını görüp hatasıyla kucaklaşanlarındır.

İlahi nizamın tesisi için uyanış, silkeleniş, diriliş gerekmekteydi zira Hakkın nuru 7 Haziran'daki gaflet uykusuna inmeyecek kadar kıymetliydi. Onun için Mevla çizdi, kul boyun eğdi... Yaşanan her şey nedeni ve nasılıyla bir vesileydi.

Şimdi bizlere düşen, altı ay evvel birilerinin kıyısında gezindiği şımarıklık uçurumundan uzak durmak, söz ve seviye çıtasının daha fazla aşağı düşmemesi için gayret harcamak, farkında olmak, çatışma ekseninde "gündelik tartışmalarla" yok olmamak; okumak, anlamak, anlatmak…

Tevazu, edep, şuur, vakar

Budur; yarına kar kalan bahar…

Selam ile