Trend

Tekasür Suresi nasıl tefsir edilir?

Nasıl ki surelerin meallerine bakarken iniş sebeplerinin de bilinmesi de gerekiyorsa tefsirini bilmekte hepsinden daha faziletli ve Kur-an''ı anlamak ve anlatmak istediğini öğrenmek açısından o kadar önemlidir. Bu yeni başlayacağımız tefsir bölümünde 114 surenin de yapılan tefsirlerini sizlere sunmaya çalışacağız. Tekasür Suresinin tefsiri nedir? İşte mübarek Müslümana yol gösterici Kur-an''daki Tekasür Suresinin tefsirini haberimizde okuyabilirsiniz.

Nasıl ki surelerin meallerine bakarken iniş sebeplerinin de bilinmesi de gerekiyorsa tefsirini bilmekte hepsinden daha faziletli ve Kur-an'ı anlamak ve anlatmak istediğini öğrenmek açısından o kadar önemlidir. Bu yeni başlayacağımız tefsir bölümünde 114 surenin de yapılan tefsirlerini sizlere sunmaya çalışacağız. Tekasür Suresinin tefsiri nedir? İşte mübarek Müslümana yol gösterici Kur-an'daki Tekasür Suresinin tefsirini haberimizde okuyabilirsiniz.

Tekasür Suresi 1. 5. ayet

Çoklukla övünme yarışı sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı.

"Çoğaltma yarışı" diye çevirdiğimiz 1. ayetteki tekasür kelimesi, bu sûre bağlamında özellikle "yüksek bir amaç gütmeden, neden niçin demeden mal, evlat, yardımcı ve hizmetçi gibi her devrin telakkisine göre çokluğuyla övünülen şeyleri büyük bir tutkuyla durmadan çoğaltma yarışına girişmek, manevî ve ahlakî sorumluluğunu düşünmeden alabildiğine kazanma hırsına kendini kaptırmak" anlamına gelmektedir. Bu tutku bireysel olabileceği gibi toplumsal da olabilir. Âyette tekasür kavramı Cahiliye toplumunun zihniyet yapısını tanıtmakla birlikte evrensel bir mesaj da içermekte, genel bir tesbit ve dolayısıyla uyarı anlamı da taşımaktadır. Nitekim birkaç asırdır özellikle "gelişmiş" denilen ülke ve toplumlarda hakim zihniyet olan kapitalizmin esası da durmadan üretmek, tüketip tekrar üretmek, karı ve serveti sınırsızca çoğaltmaktır. İşte bu dünya görüşü ve onun doğurduğu uygulamalar da bu "çoğaltma yarışı"nın çağdaş örneğidir. Ancak insanlığın manevî ve ahlakî değerlerini, birikimlerini sistem dışı bırakan, hatta tahrip eden bu yarış, sonuçta ekonomik ve siyasî gücü, iletişim imkanlarını da kullanarak bireysel ilişkilerden uluslar arası ilişkilere kadar uzanan bir haksızlık ve adaletsizlik düzeni doğurmakta ve nihayet dünyayı "global" bir mutsuzluk alanı haline getirmektedir.

2. ayetteki mekåbir kelimesi kabir anlamındaki makberenin çoğuludur.

"Sonunda kabirleri ziyaret ettiniz" mealindeki cümleye müfessirler üç türlü mana vermişlerdir: a) Mecazi anlamda, "Sonunda ölüp kabirlere girdiniz; bu tutku ve yarış ölünceye kadar sürüp gitti"; b) Yine mecazi anlamda, "Kabirlerdeki ölülerle övündünüz"; c) Lafzî anlamda, "Bizzat kabirlere gidip ölülerle övündünüz." Tefsirlerde anlatıldığına göre Cahiliye Arapları mal, evlat, akraba ve hizmetçilerinin çokluğunu bir gurur ve şeref sebebi sayarlar, hatta bu hususta övünürken yaşayanlarla yetinmeyip kabilelerinin üstünlüğünü geçmişleriyle de ispat etmek için kabirlere gider, ölmüş akrabalarının kabirlerini göstererek onların dahi çokluğuyla övünürlerdi. Sûrenin iniş sebebi olarak bu tür rivayetler bulunmakla birlikte genel anlamda insan fıtratındaki mal, evlat ve taraftarların çokluğu ile övünme vb. davranışlar eleştirilmekte, gerçek üstünlüğün ahirette ortaya çıkacağı belirtilmektedir. 3-5. ayetlerin başındaki "hayır" anlamına gelen kella edatı, ebedî olan ahiret hayatını, orada verilecek hesabı ve bu hesap için hazırlık yapmayı unutup da fani olan ve ancak daha yüksek amaçlar için kullanıldığında bir değer ifade eden mal mülk vb. imkanları bilinçsizce çoğaltma yarışına girişip bunlarla övünmenin korkunç bir gaflet ve yanılgı olduğu gerçeğini vurgulamak maksadıyla üç defa tekrar edilmiştir. 5. ayette "kesin bir bilgi" diye çevirdiğimiz ilme'l-yak^n tamlaması sözlükte "bir şeyi gerçek haliyle idrak etmek" anlamına gelen "ilim" ile "gerçeğe uygun kesin bilgi" anlamındaki yakın kelimelerinden oluşan bir terim olup "kesin olan aklî ve naklî delillerin ifade ettiği bilgi" diye tarif edilmiştir (bu terim hakkında bilgi için bk. Yusuf Şevki Yavuz, "İlme'lyak^n", DİA, XXII, 137).

Tekasür Suresi 6. 8. ayet

Yemin olsun, cehennemi mutlaka göreceksiniz!

Sonra kuşkusuz onu gözünüzle ayan beyan göreceksiniz.

Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz.

gözünüzle ayan beyan göreceksiniz" diye çevirdiğimiz kısımdaki ayne'l-yak^n tamlaması sözlükte "göz" anlamına gelen ayn ile "gerçeğe uygun kesin bilgi" anlamındaki yak^n kelimelerinden oluşan bir terim olup gözlem yoluyla elde edilen ve doğruluğu apaçık olan bilgiyi ifade eder (bk. Yusuf Şevki Yavuz, "Ayne'l-yak^n", DİA, IV, 269). Ayne'l-yak^n ile elde edilen bilginin ilme'l-yak^n ile elde edilenden daha üstün ve kesinlik derecesi daha yüksek olduğu anlaşılmaktadır (ayrıca bk. Âl-i İmran 3/18). Yüce Allah dünya hayatında mutlak gerçeği kabul edip de ahiret için hazırlık yapmayan, aksine fani şeylere aldanıp onlarla başkalarına karşı övünenlerin ahirette cehennem azabıyla cezalandırılacağını yemin ederek haber vermiştir. 6. ayette "Cehennemi mutlaka göreceksiniz" ifadesinin mecazi bir görme şeklinde anlaşılmaması için 7. ayette, "Onu ayne'l-yak^n olarak, gözünüzle ayan beyan göreceksiniz" buyurulmuş; böylece hem tehdit pekiştirilmiş hem de cehennem olayının büyüklüğü ifade edilmiştir (Ebû Hayyan, VIII, 508). 8. ayet ise Allah'ın verdiği nimetlerin şükrünü yerine getirmek üzere O'nun yolunda ve emrettiği şekilde değerlendirmeyip de onları başkalarına karşı övünme ve kendini üstün görme aracı yapanların bu nimetlerden hesaba çekileceklerini, sonuçta cehennem azabıyla şiddetli bir şekilde cezalandırılacaklarını göstermektedir.

İhlas Suresi tefsiri nedir?

Fatiha Suresi nasıl tefsir edilir?

Felak ve Nas sureleri nasıl tefsir edilir?

Kureyş Suresi tefsiri nedir?

Nasr Suresi tefsiri nedir?

Fil Suresi tefsiri nedir?

Alak Suresi tefsiri nedir?

Asr Suresi nasıl tefsir edilir?

Tin Suresi tefsiri nedir?