Ana akım medyada ve oradan etkilenerek sosyal medyada gündemden düşmeyen; yağlanan, ballanan Komünist Başkanı ne kadar tanıyorsunuz? Sevgi pıtırcığı, halk kahramanı gibi gösterilen başkan 'aslında kim?', onu aktaracağım.
Ovacık'tan Türkiye'nin tek Komünist Başkanı oldu. Nohut, fasulye üretti. Birkaç bin nüfusu olan yerde ulaşımı ücretsiz yaptı. Ardından parıl parıl parlatıldı. Ovacık insanları tarafından alçakgönüllü denildi. En azından medyadan öyle duyuruldu.
31 Mart seçimlerine gelindiğinde Maçoğlu, Tunceli Belediye Başkanlığı için aday olacağını her yere duyurmaya başladı. Beklenti "komünist başkan" olarak aday olmasıydı.
Ancak farklı bir süreç başladı.
HDP, Maçoğlu'nun kendilerinden aday olmasını istiyordu. Maçoğlu "hayır" demedi. Uzun süre pazarlıklar yapıldı. Anlaşma son anda iptal oldu. Maçoğlu, TKP'den aday olarak Tunceli'yi kazandı. Kim ne derse desin önemli bir başarıydı.
HDP ile yakın teması fazla dikkat çekmedi. Ama o uzun pazarlıklar epey kafa karıştırıcıydı. Maçoğlu, sempatik profili bir anda değişmeye başladı. Çünkü kendisi epey karanlık dehlizlerde ideolojik saplantılar içindeydi. Kendisini "Tunceli Belediye Başkanı" değil de "Dersim Belediye Başkanı" olarak tanıtmaya başladı. Sosyal medya hesaplarını bu şekilde değiştirdi.
Tepkiler arttı, "Neden böyle yapıyorsun, seni seçenler 'Dersim' ismini sevebilir, ama geçmiş konuları kaşımanın, insanları kutuplaştırmanın kimseye faydası yok" denildi, dikkate almadı.
Pohpohlanarak halk kahramanı yapılan bu başkan bir baktık ki, Tunceli Belediyesi yerine "Dersim Belediyesi" adını kullanacaklarını açıkladı.
Buyur, burdan yak!
Demek ki kendisi gayet belirli ideolojilerin bataklığında…
Demek ki kendisi gayet istekli bir şekilde kendisine yönelen sevgiyi dağıtmakla meşgul. Bu girişimin Türkiye'ye hiçbir hayrı yoktur, olmamıştır. Çünkü oraya Dersim yerine Tunceli denilmesi bir devlet kararıdır.
"Komünist Başkan"ın bu kararı eleştirilirken, en sert ve anlamlı tepki MHP lideri Devlet Bahçeli'den geldi. Bahçeli, "İlgili karar yok hükmündedir, ayaklarımızın altındadır, gereği de mutlaka yapılmalıdır. Türkiye'de resmi olarak Dersim ismiyle anılan bir vilayet yoktur, olamayacaktır" ifadelerini kullandı.
Bu, son yaşanan gelişmeydi. Ben size son 2 aydaki icraatlarını da aktarayım.
TKP'li Maçoğlu, kayyum döneminde halka ücretsiz hizmet veren aşevi ve çay evini kapattı, aşçının işine son verdi. Fatih Mehmet Maçoğlu, 15 Temmuz Şehitler Parkı'nda yapılan mescit ve bebek bakım odasını da kapattı. Yine Tunceli belediyesi tarafından tekstil fabrikasında çalışan kadın işçilere verilen öğle yemeği ve servis desteği kesti. Kominist olan Maçoğlu'nun ikiyüzlülüğünü görün!
Bunlar daha ne ki...
Ürettiği nohut ve fasulye ile teröristleri beslemiş!
Özellikle FOX ekranlarında parlatılan ve ana haberlerinde övgü ile bahsedilen Tunceli Ovacık Belediye Başkanı ve Tunceli Belediye Başkan adayı Fatih Mehmet Maçoğlu ile ilgili şok bir ifade ortaya çıktı.
2017 yılında Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim olan ve örgüt adına itirafçı olan M.Z. kod adlı E.Ç. isimli bir şüpheli ifadesinde, kendisini 'Türkiye'nin Tek Komünist Belediye Başkanı' olarak tanımlayan Fatih Mehmet Maçoğlu hakkında inanılmaz bir iddiada bulundu.
İtirafçı, Maçoğlu'nun teröristerin saklandığı kırsal alanlara nohut ve fasulye gönderdiğini, hatta bu durumun teröristlerce 'Kominist başkanın organik nohut ve fasulyeleri' olarak anıldığını anlattı.
İtirafçı ifadesinde şunları söyledi: "14 Haziran 2016 tarihinde Tunceli/Ovacık Karayolu'nda, yol kesme eylemi ve HBDH (Halkların Birleşik Devrim Hareketi) imzalı pankart asma eyleminde MKP Terör Örgütü mensubu Okan kod adlı ile Ovacık İlçesi Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu'nun görüştüğü esnada bana gösterilen şahsı gördüm. Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu Ovacık Belediye Başkanıdır. Maçoğlu'nun TKP/ML, TİKKO ve MKP terör örgütlerinin üslendiği kırsal alanlarına nohut ve fasulye gönderdiğini, hatta 'Bunlar komünist başkanın organik nohut ve fasulyeleri' dediklerini hatırlıyorum."
Neymiş efendim, öyle iki güzel kare yansıdı diye kimse göklere çıkarılmazmış. Her gördüğümüze inanılmazmış, iyi araştırmak gerekirmiş!